SAĞDUYU
İnsanlar sağını solunu şaşırmaya başladı. Öyle gelişmeler izliyoruz ki akıl hafıza alacak gibi değil. Geçenlerde bir gazetede bir yazarın köşe yazısını okuyorum. Yazar öyle bir fantazi yazmış ki olması, düşünülmesi akıllara zarar bir durum. Hemen eklemiş arkasından açıklamayı ve diyor ki : ‘’Sakın ha aklımı kaçırdığımı falan sanmayın. Bilerek ve isteyerek, aklım başımda olarak yazıyorum. Bugünlerde olmazsa olmaz diye bir kavramın yok olduğunu unutarak değerlendirin. Çünkü bu günlerde her an her şey olabilir.’’ Gerçekten de haksız değil. Sağduyu yok oldu. Olmasına ihtimal verilmeyen şeyler de oluyor.
Geçen hafta iki dönem Çamaş İlçemizde CHP den belediye başkan adayı olan Ahmet Kesik kardeşimizi kaybettik. (Çok saygılı, haddini ve hakkını bilen bir kardeşimiz idi. Kendisine tekrardan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına sabır ve baş sağlığı diliyorum.) Cenaze arkasından konuşmak gibi olmasın ama partili olmayan bir arkadaşımız : ‘’ Abi CHP liler bir bir gidiyor. Ya Yüce Allah alıyor, ya da Erdoğan tek tek topluyor.’’ Dedi.
Yine sosyal medyada bir ilan gördüm. Sağduyunun ne kadar kaybolduğunun ne derece hicvedici durumlara düştüğümüzün göstergesi idi. Bu ilanda da: ‘’CHP belediyelerinde tutuklanan personelin yerine yeni elemanlar alınacaktır. Aranan şartlar arasında üniversite mezunu olmak ve Silivri’deki Marmara Ceza Evine gitmeyi göze almak gerekmektedir.’’ Yazıyordu.
Ne hallere düştük. İktidar partisinin bir yetkilisi bir karar alıyor. Öyle bir karar ki gerçekten insana ‘’Bu nedir ya!’’ dedirten cinsinden bir karar. Akıllara durgunluk veren bir karar. Acaba biz mi yanlış düşünüyoruz. Duygusal mı davranıyoruz? Bu kadarı da olmaz diyoruz. Bir bakıyoruz ki sayıları bir hayli azalmış da olsa iktidar yandaşlarından da bizim gibi düşünüp, bu olmayacak karara tepki gösterenler de çıkıyor. İşte o zaman hakikaten normal yaşamda sağduyunun kalmadığı kanaatine varıyoruz. Örnek mi istiyorsunuz. Savcılığın seçilmiş belediye başkanlarının cadde ve sokaklardaki posterlerinin toplatılması kararı. Bu karar ilk önce sosyal medyada çıktı. Bir hukukçu olarak savcılığın böyle bir yetkisinin olmadığı yönünde yorum yaptığımda; yorumum ile ilgili bir eleştiri aldım. ‘’Bu haber asparagastır. Buna inanılır mı?’’ diyordu hiç tanımadığım birileri… Maalesef doğru çıktı. Bir hukukçu olarak fikrimi yineliyorum. Savcılığın cadde ve sokaklarda asılı olan seçilmiş belediye başkanlarının posterlerini indirme yetkisi yoktur. Ne yazık ki sonradan indirilen bu posterlerin yerine Cumhurbaşkanının posterlerinin asıldığını gördük. Halbuki Cumhurbaşkanı belli bir kesim tarafından ‘’Dünya lideri’’ olarak kabul edildiğine göre böyle bir reklama ihtiyacı da olmamalıdır. Bu yapılanlar da sağduyu eksikliği olarak değerlendirilebilir.
Kısacası: İğneden ipliğe kadar hemen her konuda toplumumuzda bir sağduyu kaybı oluşmuştur. Olay CHP li belediye başkanlarının ya da belediye personeli ve onlarla iş yapan sivillerin haksız yere tutuklanması olayı değildir. Yaşadığımız olayların boyutları çok geniş bir zemine yayılmıştır. Sağduyunun galip gelmemesi durumunda hepimizi iyi olmayan bir gelecek beklemektedir.
Bu vesile ile yılda bir kez gelen mübarek kurban bayramının sağduyunun hakim olduğu günlerin müjdecisi olması temennilerimle herkese huzurlu, mutlu, sağlıklı bayramlar diliyorum.