BİZ, ONLAR VE HUKUK
Bizim kim olduğumuz belli. Biz biziz de Onlar kim? Onlardan kastım ülkemizin batısındaki Avrupa ülkeleridir. Şimdi birkaç örnekle aramızdaki farkları anlatacağım. Biliyorsunuz bir zamanlar İtalya’da başbakanlık yapmış kişi, seçimleri kaybedip başbakanlıktan düştükten sonra başbakanlığı döneminde yaptığı yolsuzlukların hesabını yargı önünde verememiş cezalandırılmıştı. Ceza olarak üzerinde özel bir kıyafetle sokakları süpürürken çekilmiş resimleri tüm dünya basınına servis edildiğinden bizler de bu resimleri görme fırsatı bulmuştuk. Bunun gibi İngiltere’de, İskandinav ülkelerinde ülkenin başbakanları daha görevleri başında iken bile yaptıkları yanlışlar nedeniyle bir taraftan çıkıp halkından özür diliyor, diğer taraftan kendilerine verilen cezaları çekiyorlardı. İsveç Başbakanı korona yasağına uymadığı için kesilen cezayı hem de kendi özel hesabından ödemişti.
Bununla yapılmak istenen nedir?
Avrupa ülkelerinde hangi makam ve mevkide olursa olsun hukuk uygulanıyor ve herkes yaptığının cezasını çekiyor. Geriden gelenlere de elinizde yetki olan dönemde yasalara ve hukuka aykırı bir davranış içine girmeniz halinde er veya geç cezasını çekmekten kurtulamazsınız mesajı veriliyor. Bir Avrupalı biliyor ki yasal olmayan bir eylemde bulunduğu takdirde mutlaka, ama mutlaka bunun cezasını çekecektir. Öyleyse yasal olmayan yolların tüm cazibesine karşın tercih etmiyor. Hatta bir adım daha ileri gidelim; İtalya başbakanında olduğu gibi tüm dünyaya rezil olmak da var diye bir kez daha düşünmek zorunda kalıyor.
Gelelim ülkemize:
Ülkemizden sadece iki örnek vereceğim. İlki: İktidar partisine mensup bir büyük şehir belediye başkanı hakkında görevi kötüye kullanma suçundan çok sayıda soruşturma açılmıştı. O başkanın soruşturmalar nedeniyle rahat çalışamadığı düşüncesi ile TCK daki görevi kötüye kullananın cezalandırılması maddesi gündeme alınmıştır.
İkincisi ve çok çarpıcı olanına gelince: Kişiye özel yasa çıkarılmıştır. Ülkemizin eski bir başbakanı partisine yapılan hazine yardımını şahsi hesabına geçirmekten yargılanmış, suçlu bulunmuş ve hüküm giymiştir. Koskoca başbakan cezaevine mi konulur düşüncesi ile eski başbakan için özel yasa çıkarılmış ve cezasını evinde bir eli yağda, bir eli balda, hazineden şahsi hesabına geçirdiği paraları harcayarak doldurması sağlanmıştır.
Peki… Bununla yapılmak istenen nedir?
‘’Ey halkım, ey yetkili gününü gün et, elindeki fırsatı iyi değerlendir. Sonunu düşünme! Nasıl olsa bir çıkış yolu bulunur.’’ Denilerek insanlarımız hukuku çiğnemeye teşvik edilmektedir. Çok yanlıştır. İşte biz ve Onlardaki hukuk farkı budur. Bu yüzden bizi hakir görmektedirler. Ne yazık ki çok acıdır. Ama yine ne yazık ki gerçektir.