AMİRAL GEMİSİ GÜNEŞ GAZETESİ 50 YILI DEVİRDİ
Fatsa Güneş Gazetesi 50 yılı devirdi.
Dile kolay...
Bu süre içinde gazetenin arşivine ne haberler, ne gelişmeler, ne olaylar kaydedildi.
1971 yılının Şubat ayının 22’sinde kurulduğunda radyo, tv, internet, cep telefonu, bilgisayar ve türevleri yoktu henüz...
Fatsa adına 50 yılda yaşananları ve gazetenin arşivine giren olayları başlıklarla sıralamak isterim, ancak; bazılarını unutur yazamam diye korkuyorum.
Fakat 1980’de gerçekleşen 12 Eylül Darbesi’nin, öncesini ve sonrasını hatırlamamak olmaz.
Koca Türkiye’de sadece Fatsa’ya uygulanan ve “erken 12 Eylül Darbesi” diyebileceğimiz 11 Temmuz Nokta Operasyonu ya da kabusunu hatırlamadan edemeyiz.
Mesela komşu ilçemizle giriştiğimiz rekabet kapsamında “il olma” mücadelesini nasıl unuturuz?
Özellikle yirmili yaş gençliği, Ordu ilinin en büyük Organize Sanayi Bölgesi’nin bu şehre nasıl geldiğini, hangi isimlerin ve kurumların kahramanca mücadele verdiğini bilemez.
Eğer Fatsa, ekonomik ve sosyal açılardan biraz nefes alabiliyorsa, bunu o kahramanlara borçludur.
12 Eylül sonrası her bakımdan bitmiş bir Fatsa’nın hangi etkinlik ve sosyal faaliyetlerle yeniden canlandırılmaya çalışıldığını yirmili değil, kırklı yaşlardakiler de bilemez.
İşte; bütün sözünü ettiğim ve edemediğim olaylar ve gelişmeler Güneş Gazetesi’nin arşivinde yerini almıştır.
Hatta yerini almakla yetinmemiş “ölümsüzleşmiştir.”
Diğer gazeteler ve çalışan meslektaşlarımız eğer müsade ederse, şöyle bir ifade kullanmak abartılı ve iddialı olmayacaktır:
Birçok boyutuyla Güneş Gazetesi, Fatsa’nın amiral gemisidir.
Zira ilk olması ve önemli işler yapması nedeniyle başka gazetelerin de yayına başlamasında örnek ve itici bir güç olmuştur.
Dahası; hiç bir yayın organının olmadığı bir dönemde kurulan Güneş Gazetesi, Fatsa’nın kamuoyu nezdinde dertleşebildiği, sorunlarına çözüm aradığı ve sevinçlerini paylaşabildiği tek adresi olmuştur.
Özellikle o “kara” günlerde Fatsa’nın ışığı, pusulası ve sesi-soluğu olmuştur.
V e gazetemiz 50. Yıla yakışır öyle bir çalışma yaptı ki; söz etmeden geçemeyiz.
Bilgi birikimi, tarih bilgisi ve tecrübesine inandığım Cevat Erbil hocamız, gazetenin arşivini tarayarak ortaya harika bir çalışma çıkardı.
Hazırlanan kitaba güzel de bir isim bulundu: Fatsa Güneş Hafızası...
Bana göre müthiş bir isim...
Bu şehir yerinde durduğu sürece her bürokrata, her siyasiye, her meraklıya ve her vatandaşa lazım olacak, elinden düşürmeyecek bir kitaptır bu...
Şahsım olarak da bir an önce kitabı okumak için büyük bir sabırsızlık içindeyim.
Eminim bütün ilçe; “Fatsa Güneş Hafızası” kitabını konuşacak ve hararetle okuyacaktır.
İşte tam bu noktada...
Bu işin baş kahramanı gazetemizin İmtiyaz Sahibi Ferudun Cumhur Altuntaş başta olmak üzere, yılların basın emektarı değerli arkadaşım Musa Aydoğan’ı ve tabi ki; bu çalışmanın baş aktörü değerli hocam Cevat Erbil’i yürekten kutluyorum.
Yaptıkları işle ne kadar övünseler azdır.
Zira “fani” olmalarına rağmen, geriye “baki” bir eser bıraktılar.
Son olarak...
Gazetemizin kurucusu değerli insan Hikmet Altuntaş, Osman Hilmi Memecan, Sıtkı Pazarbaşı, Mehmet Şeref Kibar ve adını hatırlayamadıklarım eğer yaşıyor olsalardı 50. Yıl kapsamında acaba ne derlerdi?
Onların da iki çift sözü olurdu elbet...
Ne var ki; şu anki kadrolara bayrağı teslim edip birer birer aramızdan ayrıldılar.
Bize örnek olarak, model olarak gittiler.
Hepsine de Allah’tan rahmet diliyorum.
Ve mensubu bulunmaktan onur duyduğum Güneş Gazetesi’nin 50. Yılını yürekten kutluyorum.
HOŞÇAKALIN