BENİM DEĞİL, FATSA’NIN İHTİYACI VAR!..
BENİM DEĞİL, FATSA’NIN İHTİYACI VAR!...
e yaparsanız yapın bir gün elbet karşınıza çıkıyor.
İyilik yaparsan iyilik, kötülük yaparsan kötülükle karşılaşırsınız.
Biz de elimizden geldiği kadar doğup büyüdüğümüz ve halende yaşadığmız ilçenin sorunlarını gündeme taşıyıp çözümü için hasbelkader yazıp çiziyoruz. Bu sütünu yazarken önce aklıma merhum babam Hikmet Altuntaş, haber yazarken de merhum sevgili büyüğüm Sıttkı Pazarbaşı gelir.
Bir gün onları masaları başında yazı yazarken görünce ;
Yazıyorsunuz, ben de yazıyorum ama, ne oluyor ki, sorun çözülüyor mu? diye sormuştum.
Her ikisi de birlikte sanki ağız birliği etmişçesine, “Bugün belki bir şey olmaz ama, tarihe ışık tutuyoruz” diye cevap vermişlerdi.
Kendime göre bu cevabın açılımını yaptığım zaman, “Yazılanlar belki bugün için bir şey ifade etmeyebilir ama, bir gün mutlaka yazılanların haklılığı ortaya çıkacak ve tarih yazacaktır.
Bugüne geldiğimizde de gördüğümüz ve bize iletilen eksiklikleri yazarak gündeme getiriyoruz. İlgililer duyarlılık gösteririp sorunu çözebilirlerse ne ala. Burada Fatsa kazanır. Sorunun haklılığını gören ve beklentiyi çözen kişi de bundan memnun olur diye düşünüyorum.
Yazdıklarımız bugün için kabul görmeyebilir. Başlanılıp yapılmasıda belki zaman alır ama, bizim işimiz bu. Başka hiçbir işimiz yok. Fatsalıların gözü, kulağı beklentilerini 46 yıldır yazmaya çalıştığımız gibi bundan sonra da yazmaya çalışacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Geçtiğimiz haftalarda gündeme getirdiğim konuları temcit pilavı gibi her hafta gündeme getirecek değilim ama, Cumhuriyet Meydanı projesenin bu gidişle çok kısa bir sürede bitirilmesinin sözkonusu olmadığını söyleyebilirim. Nedeni de Meydandakı bina sahiplerinin tamamıyla anlaşılamamış olunması. Keşke hepsiyle masaya oturulup makul bir fiyatla anlaşılabilinseydi de ortada görüntü kirliliği olmasaydı.
Bu arada, yıkılmayı bekleyen binanın hemen yanındaki belediyeye ait bina neredeyse 15 yıldır kullanılmıyor. (Zemin ve 1. kat hariç) Zemin katta sahile bakan taraf restorant, meydana bakan taraftada yıllarca PTT hizmet verdi. Bir süre sonra PTT kendi binasına taşınınca, kullandığı yer ve üst kattakiler gibi kaderine terkedildi.
İlçenin en güzel yerinde olan bu bina eğer özel bir şahsa ait olsaydı, kiraya vermez boş bırakırmıydı? Her bir katın aylık en az 500 ila 600 arasında değişen fiyatlarla kiraya verilebileceğini düşünürsek, belediyenin 15 yılda ne kadar bir kaybı olduğun siz düşünün.
Eyvanlar konusuna gelince, şu ana kadar hiç kimseden ses soluk çıkmadı. Halbuki Ramazan ayı geliyor, havalar ısınıyor, iftardan sonra halk biraz nefes almak için sokağa inecek ve sahilimiz cıvıl cıvıl olacak. Bu arada da biraz dinlenmek için istirahat edecek. Ama nerede? Camı, çerçevesi yerle bir edilmiş Eyvanlarda mı? Bu görüntüye benim gönlüm razı değil. Herhalde gönlü razı olanlar varki, sesini çıkartmıyorlar.
Yazımın girişinde yazdığım gibi, bugün için yazılanları ve beklentileri görmemezlikten gelip söylenenlere kulak tıkayabilirler ama, tarihin de birgün bunları yazağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Benden yazması..