GERÇEK ORDU İÇİN KIRSALA BAKINR30;
Ordu Tv’de Ordu’yu Gezen Bilir programını çekmeye başladıktan sonra Ordu’yu daha yakından tanıma fırsatım oldu.
Bundan sonra da her hangi bir aksilik olmazsa gezmeye devam edeceğim.
Bu vesileyle programa ilgi duyan ve destek veren herkese ben ve ekibim adına çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca kazandığımız şevk ve azimle çok daha güzel programlar çekeceğimize inanıyorum.
Elbette bütün bu çekimler nedeniyle bazı tecrübeler elde ediyoruz.
Dışarıdan görülen Ordu’yla, içine girdiğimiz Ordu arasında çok büyük farklılıklar var.
Türküleriyle, yeşiliyle, deniziyle, bol oksijeniyle ve insan yapısıyla Türkiye’nin birçok yerine parmak ısırtan Ordu, ne yazık ki; kartpostallara inat bazı acı gerçekleri yaşamak zorunda kalıyor.
İstatistikî verilere bakıldığında birçok çağdaşlık göstergesinde gerilerde kalan memleketimiz, eğer köklü tedbirler alınmaz, kalıcı çözümler üretilmezse sıralamada hep gerilerde kalacak.
Özellikle kırsaldaki insanımıza mikrofon tuttuğumuzda, belli başlı sıkıntılar hemen kendini belli ediyor.
Fındığın olmaması, elektrik, su, yol…
Ve tabi ki göç…
30–40 yıl önce kırsala elektrik gelmiş…
Geçen bunca yıldan sonra doğal olarak Türkiye büyümüş…
Elektriğin yükü her geçen yıl biraz daha artmış…
Elektriğe dayalı cihaz üretiminde artış olmuş…
Ama enerji hatları yapıldığı günkü gibi öylece kalmış…
Gelmiş geçmiş hiçbir hükümet, elektriği iyileştirici ciddi bir çalışma yapmamış…
Döşenen kablolar ve direkler, aradan geçen bunca zamana yenik düşmüş…
Ve artık Ordulunun elektriği zırt-pırt kesilir hale gelmiş…
Suya gelince…
Bol yağmur alan bir bölge olmamıza ve bazı çalışmalar yapılmasına rağmen Ordulunun su sorunu henüz çözülebilmiş değil…
Hala kırsalımızda su sıkıntısı var.
Sanıyorum bu konuda çok ciddi çalışmalara ihtiyaç var.
Engebeli ve çetin bir arazi yapısına sahip Ordu’da, yol sorunu neredeyse hiç bitmeyecek gibi…
Bana sorarsanız; Büyükşehir’in başlattığı yol projesi tamamlansa bile bu sorunun bir iki yılda tamamlanacağını sanmıyorum.
Mevcut yollar, o kadar özensiz ve eğreti yapılmış ki; altyapı eksikliği ve aşırı yağmurlar o yolları kullanılamaz hale getirmiş.
Bildiğiniz gibi Büyükşehir, daha çok grup yolları için çalışma başlattı.
Hadi grup yolları yapıldı diyelim.
Üzülerek söylemeliyim ki; diğer yollar daha şimdiden kullanılamaz halde…
Sözün özü Ordulu “yolsuz” kaldı.
Bütün bu sıkıntıların üzerine fındığın malum nedenlerle olmaması tuz biber ekmiş…
Başka ekonomik lokomotifi olmayan Ordu, fındığın olmamasıyla adeta kilitlenip kalmış…
Devlet tarafından ödenen dönüm, hasar ve destek paralarının yaraya ne kadar merhem olduğu da meçhul…
Bütün bu sıkıntıların yanına kapanan belde belediyelerini de katabiliriz.
Her ne kadar bazı siyasilerimiz; “Aslında belde belediyeleri kapanmayacak” dese de…
Bu gün bütün belde belediyeler ne yazık ki; kapanmış durumda…
Belde ölçeğinde baktığınızda, o bölge insanı için belediyelerin yararlarını inkâr etmek mümkün değil…
Statü gereği artık beldelere de mahalle deniyor ama…
Bana sorarsanız geriye tam bir köy kalmış…
Tüm bunlardan sonra kaçınılmaz olarak ciddi bir göç dalgası yaşanıyor.
Buna rağmen insanımız sabırlı…
İnsanımız bekliyor…
HOŞÇAKALIN
.jpg)
