KARA HAFTA SONU
Bu hafta sizlere kaynayan ülke kazanının içinde eritilip yok edilen hukuktan, hukuk düzeninden bahsetmeyi isterdim. Anayasa’nın nasıl ihlal edildiğini, hukuk düzeninin nasıl öldürüldüğünü, HSYK.’nun halinin ne acı hale geldiğinden bahsetmek isterdim. Gerçi 12 Eylül 2010 halk oylaması sırasında da söylemiştik. Biz hakim ve savcılar iktidara bağlanmak isteniyor. Yargı bağımsızlığı yok edilmek isteniyor. Böyle bir Anayasa’ya evet denilemez derken, birileri; ‘Siz falcı mısınız? Akıldan geçenleri mi okuyorsunuz?’ diye bizimle alay ediyordu. O gün; ‘Yargıyı revize ediyoruz. Genç yargıç ve genç savcıların yönetime katılması sizi niye rahatsız ediyor.’ Diye, bizi eleştiriyorlardı. Halbuki biz genç savcı ve yargıçların yönetime katılmasında en fazla gurur duyanların da başında geliriz. Ama dün, yani halk oylaması öncesi yönetimi Anadolu’ya da yayıyoruz diyenler bugün açık açık; ‘Yargıç ve savcıları halkın temsilcisi olarak denetimimize alıyoruz. Beğenmeyen Anayasa Mahkemesi’ne gider!’ diyebiliyor. Yani biz halk oylaması öncesi fala bakmamışız. Olacakları görmüş ve dile getirmişiz. Şimdi de diyoruz ki Anayasa’ya aykırı olan bu yasa ile istediklerini elde edecekler, yasa iptal olsa bile geriye dönük etkisi olamayacağından, atı olan Üsküdar’ı geçmiş olacaktır. İlk cümlede yazdıklarımıza karşın; gafilleri, aymazları bir kez daha uyarmadan geçemedik.