Benim hayatta ilk kutladığım bayram Cumhuriyet Bayramıdır. Dumlupınar ilkokulu’nda birinci ve ikinci sınıfta izciydim. Sonra mehter takımına girdim. Ortaokulda trampet takımındaydım, lisede bando takımına terfi ettim. O yıllarda bizler tören alanına gelirdik.  Kaymakam, Garnizon kom., Belediye başkanı halkın ve öğrencilerin bayramını tören alanı içinde dolaşarak kutlardı. Daha sonra Belediye başkan yardımcısı oldum.  Bu sefer kaymakam ve garnizon komutanı halkın ve öğrencilerin bayramını kutlardık.

Şimdi bunlar kalktı. Bayramlara karşı hükümet ayrı, halk ayrı pozisyon aldı. Bayram günü Bülent Erkli’nin benzinliğinin yanında Ali Bey’e (Kel Ali) rastladım. “Akşam Cumhuriyet Bayramı için Fener Alayı yapacağız, saat 18.00’de meydana gel dedi.” (12 Eylül’den beri ağız tadıyla şöyle bir yürümemiştim) “olur” dedim.

İstediği saatte oradaydım. Baktım ayakkabıcı Naim’in dükkanının önünde  60-70 kişi toplanmış.(  Neyse yürüyüş başlamadan Doğan Çelebi çok kısa ve özlü konuşma yaptı. Bir hanım kardeşimiz de Atatürk’ün NUTUK’undan bir kaç pasaj okudu. Peşinden meşaleler yakıldı. Yatsı ezanını müteakiben yola revan olduk.  Biz en arkadan Sulhi Şahin’le kolkola yürüyenlerin arkasına kaynak olduk, tabi biz ağır abi rolündeyiz.

Sulhi ile aramızda şöyle bir konuşma geçti. Ben dedimki! “Bunlar  yatsı namazından sonra yola çıksaydı daha kalabalık olurdu” dedim.!! “Çünkü bunlardan camiye kaçan olmaz ama namazdan sonra bu Cumhuriyetçilerin safına katılan olur !!” dedim..

Neyse daha Kavlan Ağacı’nın orayı geçtik. Yandan kaynak olanlarla topluluk yüz kişiyi buldu. Ömür Restoran’ı geçerken 200’ü geçtik. Reşadiye Caddesi’ne Ziraat Bankası’nın önünden meşalelerle 10 . Yıl Marşı’nı söyleyerek geçerken balkonlardan insanlar alkışlarla yürüyenlere destek verdi.

Tabi bu balkonlardan destek verenler biraz tembel Cumhuriyetçi. Yürümeye ya korkuyorlar veya fazla ehli keyfler. Neyse Malpazarı Sapağı’na gelince yürüyüş kolu durdu, meşalelere yakıt takviyesi yapıldı. Bu arada Fatsa Polis Teşkilatı yürüyüş sırasında yan yollardan gelen araçları durdurdu. Yürüyüş kolunun daha emniyetli gitmesini sağladı.

Yürüyüş kolu Cumhuriyeti  ve Cumhuriyet Bayramı’nı öven sözlerle, alkışlarla yürüyüşe devam etti. Bu arada kaldırımda  ve işyerinde oturanlar alkışlarla katıldılar.

Yakıt ikmalinden sonra coşkuyla yürüyüş devam ederken balkonlardan coşkulu uğultular geliyordu. Fiskobirlik sapağından sağa döndükR00;(bu sağa dönüşler Kel Ali’nin pek hoşuna gitmez) Evren Caddesi’ne çıktık. Sulhi Şahin ile birlikte en arkadayız. Mehmet Cevahir ma aile yani torununa varana kadar yürüyüşte. Ben “Memet kaç kişi var” dedim!! Mehmet hemen “5.000 kişi” dedi. Balkondakileride mi saydın dedim..

Ama kalabalık artmıştı, 500 kişi olmuştu. Evren Caddesi’nden Mektep Çayırı arasında yüksek katlı binalardan coşkulu alkışlar geldi. Mektep Çayırı’nı geçtik. Tabi bu yürüyüş sırasında devamlı Cumhuriyetle ilgili sloganlar atıldığını, alkışlarla yüründüğünü söylememe gerek yok. 

Benim en hoşuma giden slogan şöyle olmuştu kalabalık “Fatsa uyuma! Cumhuriyete sahip çık.”   Yürüyüştekilerden  birinin açık mağazanın önünde duran arkadaşına “Mustafa uyuma dükkanına sahip çık” diye takılması hoşuma gitti.

 

Orta Camiyi geçerken yürüyüşteki hanımlar inisiyatifi ele aldılar. Sloganlar atarak bıcır bıcır ortalığı inlettiler. Tekrar Reşadiye Caddesi’ne Kavlan Ağacı’nın oradan geçerken hem kalabalık arttı, hem sloganlar arttı. Esnaf da alkışlarlarla kalabalığa destek verdi. Tekrar ayakkabıcı Naim’in olduğu yere (meydana) gelindi. Doğan Çelebi mikrofonu aldı. Fener alayına katılanlara ve yürüyüş sırasında yardımcı olan Fatsa Emniyet Teşkilatı’na teşekkür ettikten sonra kalabalık dağıldı.

Bu yürüyüşte hiç bir parti bayrağı yoktu. Hiç bir partiyi öven slogan atılmadı. Sloganlar genellikle Cumhuriyet üzerineydi. Bu 29 Ekim’deki fener alayı 500 kişiyle başladı. Bu bir kıvılcımdı. belki bir daha ki, sene yürüyüş 5.000 kişiyle olur!!!