Görüntülenen Sayı: 2130
2803 | Yayım Tarihi: 6 Nisan 2012 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » ÖDENEN BEDELLER

ÖDENEN BEDELLER

Av. Nur Hilal GÜNDÜZ

Av. Nur Hilal GÜNDÜZ

nurhilalgunduz@gunesgazetesi.net
Facebook'ta Paylaş

  Gündemin bu kadar hızlı değiştiği, dün alkış tutulanın, bugün düşman ilan edildiği bir başka ülke var mıdır bilinmez? 32 yıl önce kahraman ilan edilenler, kendilerine övgü mektupları yazılanlar, halkın sığınağı olanlar, şimdi bir devrin sorgulanması için sanık sandalyesine çağırılıyor.

 Hasta yatağından kalkıp da gelemeyen eski bir Cumhurbaşkanı ve eski bir komutan. Zamanında caddelere, sokaklara, okullara adları verilen, gittikleri her yerde sevgiyle karşılanan, kaos dolu günlerin bitmesine vesile olarak gösterilen bu kimseler, şimdi o dönemlerde yaşanılan ağır ve acı veren olayların tek sorumlusu görülüyor.
            Asılan, işkence gören, aylarca, yıllarca hiçbir suçu olmadan hapislerde tutsak edilen, evinden barkından, çoluğundan çocuğundan ayrı bırakılan, hapislerde kaybolan, işkencelerden sonra hasta kalıp, hayata veda eden, ruh sağlığı bozulan onca insanın sorumlusu olarak gösterilen iki sanık, çağrılıyor mahkemeye. 
             Yakılan yıkılan evler, katliamlar, toplanan yakılan kitaplar, hapishane köşelerinde babalarını görmek için bekleyen çocuklar, babalarının ellerine verdiği bir çikolata ile teselli bulan, babasını görmeye gittiğinde daha uzak cezaevlerine gittiğini öğrenen, onun peşinden mahzun bakan iki çift gözün bedeli soruluyor Ankara Adliyesinde.
             Soruluyor mu gerçekten? Yargılanan iki sanık geçmişin bedelini ödetiyor mu bize. Geçmişin acılarını silebiliyor mu? Herşeyin sorumlusu olabiliyor mu?
          Geçmişin bedelini ödetirken, şimdiyi ıskalıyor muyuz acaba. Görmezden geliyor muyuz bazı şeyleri. Acı çekenlerin uğruna çektiklerine bir nebze değer veriyor muyuz? Suskun ve sessiz bırakılan nesilleri, daha yüksek seslerle konuşturuyor muyuz? Hapishane köşelerinde babalarının, annelerinin ardından bakan mahzun gözlere tebessümü verebiliyor muyuz? Yoksa yine mahzun bakan gözlerin esaretinde miyiz gece gündüz. 
              Her düşünceden insanın aynı sokaklarda umutla ve cesaretle yürümesini, geleceğe aydınlık bakan gözleri, düşünen, sorgulayan ve soran nesilleri yetiştirebiliyor muyuz?
             Biz dünün hesabını sorarken, bugünlerin hesabını verebiliyor muyuz?

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.