Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk
Efendiler, bu olaydan ve bu belgelerden haberdar edilen sivil amirlerden Dahiliye Nazırı Adil Bey’e komutanlardan da Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa’ya, güvensizlik bildiren telgraflar çekilmesinin uygun olacağı düşünüldü. Halkın dikkati çekildi.
Sivas valisi Reşit Paşa’nın telgrafına cevap veren Adil Bey’in şu sözleri ne kadar garip ve şaşırtıcıdır. Adil Bey sözünü ettiğim telgrafı şu cümlelerle bitiriyordu:”… Elbette Halife Hazretlerinin yüce buyruklarına uyma gereğini takdir edersiniz!” (Belge:70) Efendiler, bir tesadüf eseri olarak bu görüşme sırasında ben de telgrafhanede bulunuyordum. Bir aralık dayanamadım ve şu telgrafı yazıp çekilmek üzere memura verdim.
10.11.9.1919
Dahiliye Nazırı Adil Bey’eMilletin,Padişahına maruzatta bulunmasına engel oluyorsunuz. Alçaklar,caniler! Düşmanlarla bir olup millete karşı haince düzenlere girişiyorsunuz. Milletin kudret ve iradesini takdirden aciz olduğunuza şüphe etmiyorum.Ancak, vatan ve millete karşı haince ve son bir çırpınışla alçakça harekette bulunacağınıza inanmak istemiyordum. Aklınızı başınıza toplayın. Galip Bey ve yardakçıları gibi aptalların verdikleri ahmakçasına ve asılsız sözlere kapılarak ve Mister Nowil gibi milletimiz ve vatanımız için zararlı olan yabancılara vicdanınızı satarak yaptığınız alçaklıkların milletçe sorulacak hesabını göz önünde bulundurunuz. Güvendiğiniz şahısların sonunu öğrendiğiniz zaman, kendi sonunuzla karşılaştırmayı unutmayınız.
Mustafa Kemal
Bütün komutanlarda gerektiği gibi müracaatta bulundular. 12 Eylül’e kadar aldığımız raporlardan, kaçakların, 10-11 Eylül gecesini Raka’da geçirdikleri,11-12 Eylül gecesini de Raka’nın yarım saat yakınındaki bir köyde, bir aşiret reisinin yanında geçireceklerinin anlaşıldığı bildiriliyordu.(Belge.71) Bu bilgi,20.15 ve 13.Kolordu Komutanlarına bildirldi. (Belge:72)
11 Eylül ve 11-12 Eylül’de Malatya ile telgraf başında yapılan haberleşmeler,Malatya’da, kesin emir ve talimat almış olan şahısların zihinlerinin daha henüz bir karışıklık içinde bulunduğunu gösterecek nitelikteydi.
Elazığ’dan gelen Alay Komutanı İlyas Bey “Mutasarrıf Bey’in gönderdiği özel bir kişi tarafından Vali Ali Galip ve Mutasarrıf Halil Beylerin bazı şartlarla yerlerine dönmek istedikleri” bildirilmiş.”Memleketin selameti için bunların bu şekildeki tekliflerini kabul etmenin uygun olup olmadığı konusundaki emrinizi beklemekte olduğunuzu arz ederiz.”demekteydi. (11 Eylül) Belge:73
Bunun arkasından İlyas Bey, 11/12 Eylül gecesi yine telgraf başına gelen Süvari Alay Komutanı Münir, Jandarma Yüzbaşı Faruk,Baytar Binbaşısı Mehmet ve Elazığdan gelen Alay Komutanı İlyas Beyler adına şunları yazdırdı: Malatya’dan İlyas Bey: Güvenilir biri olan Jandarma yüzbaşısı Faruk Bey’den biraz önce alınan bilgiler aşağıda verildiği gibidir: Faruk Bey, Kahta ve çevresinde takipte, Malatya’ya beş saat uzaklıktaki Raka köyünde Kürtlerin toplandıklarını şu anda mutasarrıf ile arkadaşlarının orada bulunduklarını, Siverek’e kadar uzanan bölgedeki aşiretlerin birbiri ardınca buraya gelmekte olduklarını.Dersim aşiretlerine varıncaya kadar Kürtlük adına çağırıldıklarını, mutasarrıfın planına uyularak önce Malatya’ya saldırıp tamamıyla yağmaladıktan sonra, bütün kuvvetleri ile Sivas’a doğru yürüyeceklerini,Malatya’da bulunan Türkleri öldüreceklerini ve süreceklerini, Dersim’lilerin de aynı zamanda Harput’a yürüyeceklerini bildiriyor. Çünkü mutasarrıfın Malatya’dan gitmesi Kürtlük adına kendilerine karşı büyük bir aşağılama ve hakaret olarak sayılıyormuş.Vali böyle bir yağmaya ve katliama taraftar olmadığını, ancak mutasarrıfın düşüncesini de engelleyemeyeceğini bildirmiştir. Malatya’ya çarpışarak girdikleri zaman Kürt bayrağı çekileceğini ve yanlarındaki İngiliz Binbaşısı da Urfa’da bulunan İngiliz tümeninin harekete hazır olduğunu bildirmişse de, Hacı Bedir Ağa’nın bunu kabul etmediği ve aşiretlerin, Malatya’nın Kürdistan’ı sayılıp Malatya’da Kürt bayrağı çekilmesinde direndikleri, dün akşam Malatya’ya dönmek isteyen valiyi bırakmadıkları abartılmadan arz olunur.
Şartları aşağıdadır: 1-Valinin yerine dönmesi;
2-Mutasarrıfın eskiden olduğu gibi yerinde kalması;
3-Elazığ’dan askerin geri gönderilmesi; 4- Vali yüz silahlı Kürtle Malatya’ya girdiği zaman huzurun sağlanması ve Sivas’a doğru yürümesi; 5- Aşiretlerden alınan yedi tüfekle bir tabancanın geri verilmesi;6-yukarıda arz ettiklerime emirleri. İlyas Bey’e şunu yazdım: 11,12.9.1919
Malatya’da İlyas Beyefendi’ye
1-Verdiğiniz bilgiler heyetimizce dikkate alınmıştır.Zatıalinize şartlar ileri sürenler kimlerdir? Böyle bir ilişkiye girişmek doğru değildir.Hainlikleri ortaya çıkan vali, mutasarrıf ve yardakçılarının yakalanmaları, kışkırtmaya çalıştıkları bazı gafil kimselerin de uyarılması söz konusudur.Bunun için bütün şiddeti ile karşı koymak gerekir. 13,15. Ve 3. Kolordu Komutanları şu dakikada telgraf başında , alınacak ortak tedbiri kararlaştırmaktadırlar.Elde edilebilen kuvvetler her taraftan harekete geçirilmiştir.Orası adına alınması gereken tedbirlerin zatıaliniz tarafından sükunet ve ciddiyetle alınmış olduğuna güvenimiz tamdır. O bölgede bulunan bütün telgrafhanelerin tutulması ve mutasarrıf vekili Tevfik Bey kardeşimizin de hükümetin güç ve otoritesini en üstün bir şekilde göstermesi dikkate alınmalıdır. 2-Şu anda Anadolu’nun bütün merkezlerinden Zatışahane’ye yapılan hainlik arz edilmektedir.Tarafınızdan da aynı şekilde hareket edilmelidir.3- İngiliz binbaşısının sözleri blöftür.Kürtler toplanıp birleşseler bile, asker kuvveti karşısında ne dereceye kadar başarı göstereceklerini takdir buyurursunuz.
4-Bedir Ağa’yı, Keven aşiretinin reislerini ve bu haince hareketlere karşı olan beyleri tarafınıza çekmeye çalışmanız uygun olur.5-Adıyaman’dan hareket eden süvari bölüğü ile, Siverek ve Diyarbakır’dan hareket eden birer taburla bağlantınız var mı? Nereye vardılar? Telgrafhanede bulunan Kongre Heyeti adına Mustafa Kemal
-Devamı Haftaya-