BU KALP FATSA’YA FEDA OLSUN...
Değerli okurlarım,
Babamın vefatından sonra (13 Eylül 1991) devr aldığım bu sütünlarda, kişisel bir sorunumu gündeme getiren bir yazıyı kaleme almadım.
İzninizle bu hafta geçirdiğim rahatsızlıkla ilgili sorunumu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Her şey bir göğüs ağrısıyla başladı..
Kullandığım ağrı kesici ilaçlardan fayda bulamayınca, tipik bir kalp sorunu düşüncesiyle Ordu Medikal Park Hastanesi’nde Anjiyo olarak sorunu çözmeye çalıştım. Doktorların ifadesine göre sorun By Pas ile giderilecekti. Beklemediğim bir sonuçla karşılaştığım için korku ve telaş içerisinde Fatsa’ya gelip, elimizdeki bilgileri Prof. Dr. İsmet Dindar’a gönderdim. Cevap aynı olsa da yeni bir anjiyo ile damarların kontrol edileceğini ve müsait olursa balonla ve stent ile sorunun giderilebileceğini söyledi. Yine apar topar İstanbul Medicana Hastanesi’nin yolunu tutup kendimizi Prof. Dr. İsmet Dindar’a teslim ettik.
Hoca, sıkıntılı da olsa tıkalı olan 3 damarımızdan 2 tanesini balonla, 1 tanesini de stentle açarak tekrar eski sağlığımıza kavuşmamıza vesile oldu. Değerli hocamız Prof. Dr. İsmet Dindar’a ve ekibine ne kadar teşekkür etsem azdır. Kalbimi bu kadar yoran şey nedir diye geçmişe dönüp baktığımda bir şey bulamadım. Gazetecilik dışında ek bir işte asla bulunmadım. Kısaca kendimizi Fatsa’nın sorunlarına, Fatsa’ya adadık. İlçemizin sorunlarına çözüm arayışları içinde boğuştuk durduk. Kalbimiz Fatsa’nın sorunlarına artık dayanamaz hale gelmiş, yorulmuş.
Pişman mıyım derseniz asla... Bu kalp Fatsa’ya feda olsun...
Fatsalı hemşehrilerimin ve okurlarımın Kurban bayramını en iyi dileklerimle kutlar, sağlık, sıhhat ve mutluluklar dilerim...