MADEN ARAMA
Kaz Dağı, Murat Dağı, Munzur Dağı derken, Bahçeler mahallesindeki maden arama çalışmaları yeniden gündeme geldi.
Daha dün gibi hatırlıyorum Bahçeler mahallesindeki maden arama çalışmaları sürerken, bir grup tepki göstermesine rağmen altın arama çalışmalarının önüne geçememişti.
Bir kaç yıl sonra yine öncekinden biraz daha kalabalık bir grup bizzat Bahçeler mahallesine giderek küçük çaplı bir tepki eylem yapmışlardı. Bu grubun içinde de de ünlü sanatçı Onur Akın ve Mehmet Gümüş de yer almıştı.
Bütün bu tepkilere rağmen, en küçük bir olumlu netice alınmamış, arama çalışmaları hızla devam etmişti.
Ne zamanki Kaz dağları gündeme geldi, altın arama çalışmalarının yapıldığı yerlerden sesler yükselmeye başladı.
Geçtiğimiz haftalarda, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Fatsa Şubesi başta olmak üzere, Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği, Ekolojik Yaşam Derneği, Ordu Çevre Derneği, Kayaköy Kültür Çevre ve Yardımlaşma Derneği, Derelerin Kardeşliği Platformu Fatsa Yürütmesi paydaşlıklarıyla organize edilen maden işletmesinin genişletilmesi teşebbüsüne karşı organize edilen panel düzenlendi.
Düzenlenen panele Fatsa Ticaret Odası, Esnaf Odası, Fatsa ve Ünye Siyasal Parti temsilcileri, STK temsilcileri de katıldı. Ama gönül isterdi ki, çevremize zarar veren, gelecekte daha da büyük tahribatın yol açacağı bilinen panele katalım daha fazla katılımın olmasını beklerdim. Sanki olası tahribat, zarar 3-5 kişiyi ilgilendiriyor.
Kaz Dağları gerek yazılı gerekse görsel basında sık sık gündeme gelmeye başlayınca Ordu Çevre Derneği Fatsa’daki siyanürle altın ayrıştırma işletmeciliği yapan şirketin alanını genişletme girişimi üzerine sosyal paylaşım ile kampanya başlattı.
Dilerim başlatılan bu kampanya hız kesmeden sonuç alınıncaya kadar sürüp gider arzuladığımız netice elde edilir.
Tabii bu arada, adı geçen bu yerlere kim nasıl izin verdi onunda geniş çaplı araştırılıp sorgulanması gerekiyor diye düşünüyorum.
TRAFİK LAMBALARI
Gün geçmiyor ki, trafik lambalarının önlerinde ekipler önlem almak için görev yapmasın.
Zannedersiniz ki, alınan önlemler yayaların kazasız, belasız karşıdan karşıya geçmelerini sağlamak içindir.
İşin aslı asla öyle değil.
Bilmem şu bakan yardımcısı, bu bakan yardımcısı geçecek diye bir dizi önlemler alınıyor.
Karşı değilim. Önlem alınması gerekiyorsa alınsın ama, her gün binlerce kişinin karşıdan karşıya geçtiği yerlerde gerekli önlemler alınmazken, bir ya da bir kaç kişi geçecek diye seferber olunmasına bir anlam veremiyorum.
Bu durumun bir kez daha gözden geçirilmesi gerekiyor diye düşünmüyor değilim.
FINDIK FİYATLARI
Geçtiğimiz hafta, fındık bahçem yok ama, bahçesi olan arkadaşlarım fiyattan memnun diye yazmıştım.
Sen misin üretici fiyattan memnun diye yazan...
O kadar çok tepkiyle karşılaştım ki anlatamam.
Valla yukarıda da belirttim. Fındık bahçem yok. Masrafı nedir, kaça mal olur, kaça satılır. Ama piyasası belli. Alıcısı belli. Çok eskilerde bir iki ülkede üretiliyordu. Şimdilerde ise birkaç ülkede üretilmiyor.
Kısacası üretim çoğaldıkça fiyatta otomatikman geri geliyor. Sn. Cumhurbaşkanımız da fiyatı açıklarken, hesabını kitabını ona göre yapmıştır.
En azından ben öyle düşünüyorum.
Eski Ticaret ve Sanayi Bakanımız Şükrü Yürür’le hemen hemen her hafta görüşür ve fındık konusunu tartışır dururuz.
Önceki günkü görüşmemiz de yine fındık konusunu tartışıp durduk.
Şükrü bey de fiyatın yetersiz olduğundan, üreticinin mağdur olduğundan yana görüşünü bildirirken, “Bizim dönemimizde böyle bir fiyat verilse, Ordulular bizi memlekete sokmazlardı” diyerek sitemini dile getirdi.
Hiç kimsenin kaba kuvvet göstermesinden yana değilim; ama üreticinin de biraz sesini yükseltmesi, makul ve mantıklı bir tepki göstermesinin vaktinin geldiği kanaatindeyim.
CUMHURİYET MEYDANI VE AĞAÇLAR
Başladı, başlayacak, bitti bitecek derken, gecikmelide olsa Cumhuriyet Meydanı nihayet bitme aşamasına geldi.
Erindiğimiz bilgilere göre ilk etapta oturma alanları faaliyete geçecek. Daha sonra da problemi süren otopark hizmete açılacak.
Meydan da gözle görülür bir güzelleşme oldu.
Yıkılan binalardan da şehir bir nefes aldı. Sahil daha güzel görünür hale geldi.
Bu arada meydana dikilen ağaçlar halkın o kadar ilgisini çekti ki anlatamam.
Dikilen ağaçlar için bir çok arkadaşımız, “Bu ağaç buraya yakışmadı. Meydana Kavak ağacımı olurmuş. Çınar ağaca mı olurmuş” diye sitemlerini dile getirdiler.
Araştırdık, soruşturduk ki, meydana dikilen ağaçlar çok kıymetli bir ağaçmış. Adı da Mabet ağacı.
Araştırım. Erindiğim bilgi şu şekilde :
(Ginkgo biloba), günümüzde varlığını sürdüren hiçbir yakın türü veya benzeri bulunmayan, tamamıyla kendine özgü bir ağaçtır. Botanikçilerce, bitkiler (Plantea) alemi içindeki ayrı bir bölümde (Ginkgophyta) değerlendirilir. Bu bölümün içinde tek bir sınıf (Ginkgoopsida), sınıfın içinde tek bir takım (Ginkgoales), takımın içinde tek bir familya (Ginkgoaceae), familyanın içinde de tek bir cins olarak Ginkgo ve bu cinste de tek tür olarak Ginkgo biloba bulunmaktadır. Geçmişte Spermatophyta veya Pinophyta bölümlerine yerleştirilmişse de bugün yukarıda belirtilen tanımların daha uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Bilinen yaşayan fosil türlerinin en iyi örneklerinden biridir. Ginkgo biloba, açık tohumlular (gymnospermae) olarak anılan, başka bir deyişle tohumları bir meyve tarafından koruma altında olmayan bir ağaç türüdür (açık tohumluların tersi: kapalı tohumlular (angiospermae).
Özellikleri
Ginkgolar 20-35 metre aradında yüksekliğe varan (Çindeki bazı ginkgoların boyu 50 metreyi aşabilmektedir) orta ile geniş arası boyutlarda yaprak döken ağaçlardır. Zirveleri çoğu kez köşeli, yaprakları uzun ve dağınıktır. Kökleri genelde derine iner ve rüzgar ve karın sebebiyet verebileceği hasarlara karşı dayanıklıdırlar. Genç ginkgolar ekseriyetle ince bedenli olup, uzunlamasına büyümüşlerdir. Daha seyrek yapraklıdırlar. Ağaç yaşlandıkça tepe kısmı genişler. Sonbaharda yapraklar parlak sarı renge döner ve hemen sonra (1-15 gün arasında) dökülürler. Genel olarak bitki hastalıklarına karşı olağanüstü dirençli olmaları, gövdelerinin bitki haşeratına çok iyi karşı koyabilmesi, yüzeyde ilave kökler ve tomurcuklar oluşturabilmeleri ginkgoların çok uzun ömürlü olmalarına imkân vermekte, bazı ağaçların yaşı 2500 yıla varabilmektedir.
Kısacası Cumhuriyet Meydanına dikilen ağacalar, çok özel ve güzel ağaçlarmış.
Zaman ne gösterecek bilemem...
BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN...
Bayram sevgidir, saygıdır, mutluluktur, sevinçtir, barıştır.
Dini Bayramlar; Yaşlı, hasta ve büyüklerin hatırlandığı, dargınlıkların unutulduğu, küskünlerin barıştığı, küçüklerin sevindirildiği kutsal günlerdir. Bayramlar sevginin, saygının, kardeşliğin, hoşgörünün ve mutlulukların bir arada yaşandığı özel günlerdir.
Bu duygu ve düşüncelerimle tüm okurlarımın, Fatsalı hemşehrilerimin, eş, dost ve arkadaşlarımın mübarek Kurban bayramını en en iyi dileklerimle kutluyor, Türk-İslam alemi ve bütün insanlık için hayırlar getirmesini, cenabı Allah´tan (c.c.) niyaz ediyorum.''
F.C.A.
TEŞEKKÜRLER MAHMUT ALİ ARSLAN
Bayram mutluluğu, bayram sevinci derken, Özel Ataşehir Hastanesi İşletme Müdürü sevgili kardeşim, hemşehrim Mahmut Ali Arslan, bana bayram sevinci erken yaşattı.
Kaleme aldığı şiirde övgü dolu sözlerine layıkmıyım bilemiyorum ama, okuyunca çok mutlu olduğumu, bayramı erken yaşadığımı söyleyebilirim.
Teşekkürler Mahmut Ali kardeşim. sağol, varol.
Güzel günlerde görüşmek dileğiyle...
Ferudun Cumhur ALTUNTAŞ
Fatsa da bir Ferudun Cumhur Altuntaş
Kimine ağabi,kimine dost ve kimine arkadaş
Yıllardır Fatsa nın dertleriyle olmuş yoldaş
Haksızlık karşısında bırakmaz taş üstünde taş
Birleştirici bir misyonu vardır
Niyet iyiyse hep oradadır
Yardımcı olur bilir ki o zordadır
Büyük küçük demez herkese babacandır
Çok iyidir yüreği,muhteşemdir kalemi
Doğru bildiğinden şaşmaz karşısına alsa da alemi
Zordan hiç kaçmaz kendisine görev geldimi
Hem de misafirperverdir ağırlar geleni-gideni
Gittiği yerlere de götürür Güneşini
Esirgemez kimseden neşesini
Yalandan yazmaz mutlaka bilir sebebini
Fatsa içindir her şey düşünmez gerisini.
Mahmut Ali ARSLAN
02 Ağustos 2019