Görüntülenen Sayı: 2826
2826 | Yayım Tarihi: 14 Kasım 2025 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » DONSUZ ÇOCUKLAR

DONSUZ ÇOCUKLAR

Berrin NUROĞLU

Berrin NUROĞLU

gunesgazetesi.yahoo.com
Facebook'ta Paylaş

Yüksek dağların arasından akan küçük derelerin kenarlarında kurulur Karadeniz'in yaylaları. Derme çatma tek gözlü evler, birbirine bitişik her zaman beraberdirler…
 
Yaz gelince çocuk sesleriyle dolar her yer, erkek çocukların en büyük eğlenceleri bu derelerdir. Gün dere kenarında başlar dere kenarında biter. Balık tutmak, gölet yapmak, suda çubuk  yarıştırmak en güzel oyunlarıdır…
 
Yaylaya gelirken alınan kara lastiklerin tabanları bu oyunlara fazla dayanamaz önce  aşınır, kısa bir zaman sonra da yırtılır. Artık ayakları çıplaktır çocukların, koşarken, oynarken....
 
Kimisininki entariden bozma, kimisininki faniladan bozma, hepi topu beş en fazla altı donla gelinen bu yaylalarda en büyük sıkıntı derede ıslanmaktır... Daha güneş tepeye çıkmadan son donunu ıslatan çocuk, annesinden son köteğini de yiyince, donsuz olarak oyuna devam eder. Her şey güneşin insafına kalmıştır artık.....
 
Oyunlar hep devam eder, çıplak ayak, donsuz olmak önemli değildir. Mola, sadece acıkınca verilir. Yaylaların en temel gıdası olan kaymaklı ekmek hepsinin ellerindedir. En büyük hayalleri ise kaymağın üzerine sürülecek şekerdir. Evlerde az miktarda bulunan şeker ilaç niyetine kullanılır. Bütün gün derede oynayıp üşüten çocuğun  akşamki  karın ağrısını dindirmek için şekerli sıcak su içirilir…
 
Derelerin büyüttüğü bu donsuz çocuklar al yanaklı, mangal yürekli birer delikanlı olurlar, herkesin her işine koşarlar, hiç üşenmeden, hiç yorulmadan.... Bu yaşlardaki en büyük hayalleri ise şık bir kıyafetle resim çektirmektir. İçlerinden sadece birinde bulunan bu şık kıyafet, ödünç olarak alınır her biri tarafından ve hatıra resmi çektirilir büyük bir heyecanla....
 
Askerlik günü gelip çatınca bütün akrabalar ziyaret edilir, helalleşilir, hayır duaları alınır. Anneleri doya doya bakmak ister son gece evlatlarına... Artık onların yolunu beklerken, atletlerine sinen kokusu yoldaştır kendilerine.. Kiminin eline kiminin saçına kına yakılarak gönderilirler peygamber ocağına…
 
Yüz  binlerce donsuz çocuk,  şehadete  yürüdü  bu  toprakları ebedi  vatanları  yapmak için…  Kimileri  üzerinde  çaputla, çıplak  ayaklarıyla  gitti  Sarıkamış’a … Kışın en şiddetli günlerinde; yer beyaz  gök beyaz iken ateşe döndü dünya, her birinin bedenini de ateşe çevirerek.....
 
Kimileri, bir  damla  suya  hasret  verdi  son  nefesini  Sina  çöllerinde…. Kimileri  aylarca aç kaldı,  çekirge  yedi  yine  de  bırakmadı son  nefesine  kadar  Kainatın  Efendisi  Peygamberinin  mezarını…..
 
‘’Ölüm  indirirken gökler,  ölü  püskürürken  yer’’  Çanakkale’de  birçoğu   henüz  bıyıkları  bile  terlememiş  çocuktu,  etten  duvar  örerken  düşmana…. 
 
‘’Ordular, ilk  hedefiniz  Akdenizdir İleri!’’  dediğinde  eşsiz  ve  ebedi  komutanları,  korkusuzca atıldı her biri düşmana karşı,  ne  kopan  koluna  bakan oldu  ne de parçalanan bacağına… Vatan  aşkına  hepsi  tek  yürek, tek  bilek   olmuştu….
 
Başta  Mustafa  Kemal  ATATÜRK  olmak  üzere,  yakın  zamanda  kaybettiğimiz  şehitlerimizin  nezdinde,  vatanı  için  gözünü  kırpmadan  şehadete  koşan  tüm  şehitlerimize  saygı  ve  minnetlerimle  rahmet diliyorum…..

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.