SİYASİ AHLAK
Bu ara sıkça istifalar izliyoruz. Milletten alınan vekâletler açıkça kötüye kullanılıyor. CHP listesinden seçilen bir milletvekiline millet ben seni kontenjanından gösterilen partide siyaset yapmak üzere meclise gönderiyorum diyor ve fakat bu şartla seçilen bir vekil sanki babasından miras kalmış ya da kendi kazancı ile elde etmiş gibi bu şartı unutup istifa ederek bir başka partide çalışmalarına devam ediyor. Bu isterse listesinden seçildiği parti olsun! Bu arada hiçbir menfaat beklentisi olmadan zamanın ilkelerde olan değişikliklerin oluşturduğu çok ama çok istisnai parti değişikliklerinin olduğunu da unutmamak gerekir. İlimizden seçilen Sayın vekillerimizden de parti değiştirenler olmuştur. Bu yazıyı okuyacak kültüre sahip değerli okurlar bu isimleri zaten en az benim kadar bilirler. Bazen düşünüyor empati yapmaya çalışıyorum da maalesef bir türlü bu parti değişikliklerini hiç bir yere oturtamıyorum. Bugün bu konuyu seçme nedenime gelince:
Hafta başında CHP önceki dönem genel başkanlarından Altan Öymen’i kaybettik. Ankara ve İstanbul’da yapılan iki ayrı törenle toprağa verildi. Yaşı 93 olmuştu. Aslında sağlığında da çok problemler yaşadığını duymamıştık. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Kızı Aslı Öymen’in CHP den belediye başkan aday adayı olduğunu ve fakat aday gösterilmediğini de bu vesile ile öğrendik. Şimdi size siyasi ahlakın ne demek olduğunu anlatabilmek için bu örneği veriyorum. Bir genel başkan düşünün kızı belediye başkanı olmak istiyor. Üstelik gerek tahsili, gerek kültürü ve gerekse siyasi bilgisi talip olduğu bu göreve son derece uygun, yani hakkı olan yere talip oluyor. Bu geçmiş dönem genel başkanın kızı şartları uygun olduğu halde aday gösterilmiyor. Bu geçmiş dönem genel başkanı 93 yaşında olmasına karşın ne partiye, ne de partisinin yöneticilerine küsmüyor, kırılmıyor, bırakın bunları bu yaşında partinin genel başkanı Sayın Özgür Özer’in arkasına takılıp miting alanlarında dolaşıyor. İşte siyasi ahlâk için parmakla gösterilecek bir örnek. Bizde bir özellik vardır hep eleştiririz, hiç olumlu konuları dile getirerek özveride bulunanları takdir ederek insanları iyi işler yapmaya teşvik etmeyiz. İşte ben bunun için üzerine basa basa hem Sayın Altan Öymen’i rahmetle anıyor, hem de kızı Sayın Aslı Öymen’e başsağlığı dileyerek kendisini kutluyorum.
Bu ülke öyle bir ülke ki bir tarafta Rahmetli Altan Öymen gibi örnek alınacak insanlar varken diğer tarafta, Kubilay Uygun gibi yaptıkları ile rekorlar kitaplarına geçebilen Sayın Vekilleri aynı çatı altında birleştirebiliyor.
Bu ülke öyle bir ülke ki bir tarafta Rahmetli Altan Öymen, Rahmetli Adnan Kahveci, Rahmetli Recep Yazıcıoğlu gibi insanları yetiştirirken diğer tarafta kurucusu olduğu partiyi yarı yolda bırakıp, başka bir partiden milletvekili olduktan sonra milletvekili olduğu partinin adayına oy vermediğini sırıtarak söyleyerek, marifetmiş gibi övünenler var. Ya ne bileyim böyle bir ülkede yaşamak şans mıdır, yoksa şanssızlık mı? Bilen varsa anlatsın da dinleyelim. Ben her şeye karşın siyasi ahlakın ağır bastığı bir ülke olmamızı candan arzu ettiğimi söyleyerek bitirmek istiyorum.