FATSAYI NASIL BULDUM?
Niğde’nin Ulukışla diye bir ilçesi vardır. Bugünkü şartlarda 19-20 bin dolayında nüfusu bulunmaktadır. İlk gördüğümde yani 1974 yılında da buna yakın bir nüfusa sahipti. Eşimin Mersinli olması ve Mersin’e giden karayolu üzerinde bulunması nedeniyle yılda ya da en az iki yılda bir içinden geçer görürdüm. Tam ortasından Ankara-Adana karayolu geçtiği için geçerken bile ilçeye hâkim olabilirsiniz. En son 2024 Kasım ayında geçtim. Aslında yeni yapılan Ankara Adana otoyolundan sonra güzergâh dışında kalmasına karşın merak ettiğim için içinden geçmeyi tercih etmiştim. Bu ilçenin özelliği mert bir ilçe olmasıdır. Yani ilk geçtiğim 1974 yılından bu yana hep aynı kalıp hiç değişmemesidir. Kırık dökük eski ve küçük katlı binalardan oluşur. Hiçbir gelişme göstermemiştir. Hiçbir atılım yapmamıştır. Geçen 50 yıla karşın ne büyür, ne nüfusu artar, ne yeni binalar, siteler yapılır. (Her konuda olduğu gibi burada da istisnalar olabilir.)
Bizimle uzaktan yakından bir ilişkisi olmayan Ulukışla’yı neden bu kadar anlattım? Geçenlerde bir yazımda daha değinmiştim. Yaklaşık 10 yıldan bu yana ilk defa bu kadar ara vererek Fatsa’ya geldim. Tam bir yıl geçti. Esasen kısa aralıklarla geldiğimde de hemen sokakları, etrafı bir kolaçan eder neler değişmiş tespit etmeye çalışırım. Yine öyle yaptım. Gelir gelmez şöyle bir küçük tur attım. Eski tas, eski hamam… Gelmediğim, görmediğim bir yıl içinde değişen hiçbir şeyin olmadığını, bizim de son bir yılda Niğde’nin Ulukışla ilçesi gibi yerinde saydığımızı fark ettim. Bizim nüfusumuz Ulukışla’nın beş katından fazladır. Elbette ufak tefek şeyler olmuştur. Ama benim kastettiğim göze batan, takdire şayan değişikliklerdir. Rahmetli Mustafa Çamaş zamanında bir ay gelmesen ikinci ayda bir değişiklikle karşılaşmak mümkün oluyordu. Özellikle seçildiği partinin iktidar olduğu dönemde beklenilen değişiklikleri görmek daha da kolay ve sık oluyordu.
Ülkemizde son yıllarda partizanlık had safhalara ulaşmıştır. Bir il ya da ilçede seçilmiş belediye başkanlarını başarısız gösterebilmek için iktidarda olan belediyenin yaptığı hizmetlere sabotaj yapmaya varan kötülükler görmek mümkün olmaktadır. Yine bazı büyükşehirlerde; aynı partiden bile olsa Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilçe Belediye Başkanı iyi anlaşamıyorsa, hizmet ağırlığı Büyükşehir Belediye Başkanlarında olduğundan ilçe belediyelerinin hakkı olan hizmeti alamadığını görmek mümkün olabilmektedir.
Kısacası: İlçemizin birçok ihtiyacı bulunmaktadır. Hizmete aç bir konumdayız. İstanbul’dan çıkar çıkmaz Ünye’den sonra eve nasıl ulaşacağız onun hesabını yapmakla meşgul oluyoruz. Çoğu kez de Hastane Yoluna saparak Kumru-Korgan yolu ve Ata Caddesi üzerinden kaçarak, Elekçi Köprüsü yığınağını aşmaya çalışıyoruz. Çok acil çevre yolu gereksinimimiz vardır. Otogarımız çok eskimiş olup Ordu’nun büyük ilçeleri Altınordu ve Ünye’de yeni otogarlar yapıldığı halde biz hala yılların otogarını kullanmaya devam ediyoruz. Umarım biz de hakkımız olan hizmetlere kavuşuruz.