Görüntülenen Sayı: 2800
2800 | Yayım Tarihi: 16 Mayıs 2025 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Gazeteden de öte, Türkiye’nin hafızası...

Gazeteden de öte, Türkiye’nin hafızası...

HİKMET KURNAZ

HİKMET KURNAZ

hikmetkurnaz.gmail.com
Facebook'ta Paylaş

İlkokula başlamadan çok önce okuyup yazmayı öğrendiğim ilk kelime, büyükbabamın elinden eksik etmediği gazetenin başlığına baka baka Cumhuriyet olmuştu. Hem doğduğum hem de kış ve yaz tatillerinde çocukluğumun geçtiği Fatsa’nın Bağlarca köyünün ilk muhtarı olan büyükbabam, Cumhuriyet’in devamlı bir okuyucusuydu. Köyden uzaklığı 10 km olan pazarın da kurulduğu pazartesi günleri Fatsa’ya gider ve gazeteci Recep (Gülenç) adıyla maruf bayide haftalık biriken Cumhuriyet gazetelerini alır ve eğer çıkmışsa Akis ve Akbaba dergileriyle beraber geri gelir, duvarında hatırladığım kadarıyla “Hâkimiyet milletindir” yazan bir afişin bulunduğu “yazlık oda” dediğimiz odasında biriken gazete ve mecmualarını okurdu. Cumhuriyet Türkiye’sinin de ilk muhtarlarından olan büyükbabam köyde toplanan paralarla ilkokul, sağlık ocağı ve bir caminin yapılmasına ve köyde kız-erkek çocukların okumalarını bugün de hâlâ adlarını hatırladığım Fazıl Ertuğrul, Gültekin Konkuralp, Ali Cihan gibi çok sayıda aydın öğretmenlerle birlikte öncülük etmiş, öğretmenlere köyde büyükçe sayılan evini bedavaya pansiyoner olarak açmıştı.
KARAÖREN’İN TÜRKÇE DERSLERİ
Cumhuriyet gazetesine ilkokulda başlayan düşkünlüğüm sonraki eğitim yıllarımda da hep sürdü. Bazen üniversite yıllarımda ara sıra protesto etmek için Yeni Ortam ve Demokrat gazeteleriyle de kesintiye uğramadı değil. Ancak bankacılık mesleğimle birlikte Cumhuriyet tutkusu sadece okuru olarak değil, “Olaylar ve Görüşler” sayfasında “elbette bir gün bende yazarım” heyecanıyla birlikte büyüdü. En sonunda “Paranın faize reveransı” başlığı ile gazeteye faksladığım yazımın 3 Ocak 1989 tarihinde “Paranın Faize Şapka Çıkarması!” başlığı ile yayımlandığını gördüğümde, bankanın hemen yakınında Kızılay Bayındır Sokak’taki Washington Restoran’da sevincimi bir yandan bir kadeh rakının eşliğinde yaşarken bir yandan da yazıdaki cümlelerdeki düzeltmeleri görerek Sami Karaören’in Türkçe derslerini de hafızama yerleştiriyordum. Bu yazımla başlayan Cumhuriyet’teki yazı serüvenim bazen ekonomi sayfalarına taşarak iktisat ve bankacılık yazınında Dünya gazetesiyle birlikte beni hep teşvik edici olmuştur.
‘DEMOKRASİNİN SAVUNUCUSU’
Atatürk’ün, “İstanbul’da Cumhuriyet düşmanlarına ve hilafet yanlılarına karşı mücadele verecek bir gazete çıkaralım, adını da Cumhuriyet koyalım” önerisiyle İttihat ve Terakki’den kalan aşı boyalı köşkteki çalışmalar sonunda çıkarılan gazetenin 7 Mayıs 1924 tarihli ilk sayısında; Yunus Nadi “... gazetemiz ne hükümet gazetesi ne de bir parti gazetesidir. Cumhuriyet sadece cumhuriyetin, (...) demokrasinin savunucusudur...” manifestosuyla aslında gazetenin iktisadi bağımsızlığının önemini de açıklıyordu.
ÖZAL’IN ZAYIFLATMA İSTEĞİ
Kaderi Cumhuriyet Türkiye’si ile bir olan gazete, iktidarların ve muhalefetin yayın politikasıyla her zaman yanında görmek istediği gazetelerin başında olmuş ve bu yönde doğrudan ya da dolaylı yoldan etkilemeye çalışmışlardır. Öyle ki Turgut Özal’ın gazeteyi “Babıâli’nin Pravda’sı” diyerekten verilen ilanları önlemek yoluyla gazeteyi zayıflatmak istediği hatırlardadır. Ancak Cumhuriyet, kuruluş felsefesine uygun olarak karanlığa karşı laik aydınlığın yolunu göstermek görevinden ve okuyucu sayısının çok üzerinde kamuoyu gözetiminde sağladığı güveni hiçbir sermaye grubuna yaslanmadan, okuyucularının desteğiyle hep sürdürmüş ve sürdürmektedir.

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.