BELEDİYECİLİKTE AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE OLMASI
Geçtiğimiz günlerde yerel seçimlerde CHP birçok büyük şehir belediyesini AKP Partisinden aldı. Alır almaz bazıları hemen belediyenin duvarına eski devirden kalma borçların listesini astı. Birisi makam arabasını zabıtaya verdi. Kendisi işe bisikletle gidecekmiş. Bir Belediye başkanı işçilerin maaşını ödemek için kasada para olmadığı için işçilerin maaşını cebinden ödemiş. Biri de hemen şehir suyu fiyatını %25 indirim yaparak halkçılık yapmış. Bunların hepsi gösteriş. Hiçbiri sürdürülebilir bir çözüm değildir. Çözüm gerekeni cesaretle yapmaktır. Öncekiler halkın paralarını SAÇARAK ziyan ettiler. Yenilerde akılları sıra HALKÇILIK yapıyorlar. Böyle giderse al birini vur ötekine
BELEDİYEDE GEÇMİŞTE YAŞADIĞIM BİRKAÇ OLAYI ANLATAYIM
Çamaş başkan oldu. Birkaç gün hayırlı olsun tebriklerin sonra, ANAVATAN partisi Belediye meclisi üyeleri başkanlık makamında toplantıdayız. Meclis dışı parti yöneticisi bir abimiz Çamaş’a yol gösterme bakımından, “Mustafa hemen bir KRİZ MASASI KUR.’’ Bir MÜFETTİŞ çağır. Borcu alacağı tespit et. Sonucu tutanağa bağlat dedi. Çamaş çok kızdı. Abi ben burayı almadan belediyenin borcu olduğunu bilerek aldım. Kimse bana Belediyeyi yalvararak vermedi. Ben 5 yıl başkan olmak için uğraştım. Şimdi belediyenin çok borcu varmış demem. Bunları ben hallederim dedi. Beni rahat bırakın dedi.
Toplantı bu sözle aniden bitti. Biz başımız önde Belediyenin merdivenden süklüm püklüm indik. Aşağıda hepimiz şaşkındık. Yanımda duran Talip Dere’ye, “Ben bu işten anlamam. Talip ne oldu şimdi? dedim. Talip bana “Ula herif bizi kovdu ya dedi.!!
Bursa BLD. BŞK. Hemen suya %25 indirim yapmış. Çamaş öyle yapmadı. Anında suya %25 zam yaptı. Su sayacı okuma ekibini çağırdı. Kalkın tüm Fatsa’yı tarayın suları yazın dedi. Peşinden su kesim ekiplerini gönderdi. Su parasını ödemeyenlerin suyunu hemen kesin. Kaçak su kullananları da tespit edin edin ceza tutanağı tutun dedi.
İlk yakalanan Çamaş’ın seçim çalışmaları sırasında sık sık elini öptüğü ATİLA SÖZEN’in annesi. Annesinin evin terasında çiçek suladığı, önemsiz sandığı musluk yakalandı. Yüklü bir ceza kesti.) Dairede çalışan memurları topladı. Belediyeye gökten para yağmıyor. İyi çalışırsanız maaşınızı alırsınız dedi.
Tabi bu su kesim işlerinden şikayetler patladı. Ama Çamaş hiç sallamıyor. Merhum BAHA ŞATIROĞLU ile makam odasında oturuyoruz. Yaşlı bir kadın içeri girdi. Sucular 250.000 (O zamanın parası) borcum varmış. Suyumu kestiler benim param yok. Ben şimdi ne yapacağım? deyince. Çamaş Baha’ya döndü. Git aşağı söyle. Teyzenin suyunu açsınlar dedi. Garibim Baha “Hangi memura söyleyeyim” dedi. Çamaş kime söylersen söyle. Yatır su parasını açsınlar dedi. Baha alı-al, moru-mor odayı terk etti aşağı indi. Teyzenin su parasını ödeyip suyu açtırdı.
Tabi olay bununla kalmadı. İmar işlerini topladı. “Hemen bir tarama yapın. Fatsa’da ne kadar imara aykırı ve kaçak bina varsa hepsini tespit edin. Hepsinin tutanağını tutun cezalarını kesin. Evrakları encümene havale edin” dedi. İşlemler başladı. Fatsa’da inşaat sektörü tutuştu.
Benimle Talip seçilmiş encümeniz. Ben encümen ne demek onu da bilmiyorum. Neyse ilk encümen toplantısı. Önüme bir dosya geldi. Dosyada İsmail Sarıçiçek M. Kemal Paşa Mahallesinde 4 katlı inşaat yapmış. Çatı katını 25 CM yüksek yapığı için 18000 TL den 50.000 TL.’ye kadar ceza kesilmesi yazıyor. Dondum kaldım. İsmail hem çocukluk arkadaşım. Hem de mahalle arkadaşım. Ayrıca ANAVATAN Partisi Yönetim kurulunda. Seçim çalışmaları sırasında gece gündüz Çamaş’ın yanında yer almıştı.
Şaşırdım. Çamaş’a, “Abi çatı katındaki 25 CM için adama bu ceza yazılır mı? diye sitem edince, bana yazma dedi. “Sen 25 Cm için bu ceza yazılmaz diye TUTANAĞA ŞERH düş. Altını imzala olur” dedi. Ben de ne olur o zaman deyince, “Bir şey olmaz. Sen suçlu olursun” dedi. Tabi zamanla mecburen alıştık.
İnsanlara ceza yazmak beni rahatsız ediyordu. insanlar ceza kağıdını eline aldığı zaman ne diyeceğini düşündüm. Ben bu işlerde kendimce bir yol bulmuştum. Ceza tutanağında önce Çamaş’ın adı yazıyor sonra Talip in adı yazıyor. Üçüncü benim adım. Ceza tutanağına imzamı benim adım okunmayacak şekilde, uzun ve geniş karalayarak atıyorum. Adam ceza kağıdını alınca, benim adımı anlayamasın istiyorum.
Bu Çamaş’ın dikkatini çekince, bana, “Neden böyle imza atıyorsun” dedi. Ben hiç ona yalan söylemedim. Abi dedim. Adam ceza makbuzunu açınca anamıza rahmet okuyacak hali yok ya. Anamıza SAYGILARINI SUNAR. Önce seninki, sonra Talip’inki, adam benim adımı anlayana kadar, ben anamı belki kurtarırım diye öyle imza atıyorum dedim. Güldü yapacağı başka bir çözüm olmadığını biliyordu.
BELEDİYECİLİK CİDDİ BİR İŞTİR
Belediyecilik öyle mavi boncuk dağıtarak, herkesin gönlünü hoş ederek yapılmaz. Başkan sistemi oturtana kadar çeşitli olumsuzluklara uğrar. (80 Yaşındaki Yılmaz Büyükerşen başkana yumruk atıldı.) Halk itiraz edebilir. (Çamaş çok tehdit edildi ama dik durdu) Sistem oturunca bu itirazlar yavaş yavaş azaldı. Hizmet kalitesi yükselmeye başlayınca, halkın arasında memnuniyet arttı. Personelde disiplinli çalışmaktan keyif aldı. Onlarda yaptıkları işlerden gururlandılar.
SONUÇ
60 yıldır birinci parti olamayan CHP. Dik duruşlu Büyükşehir belediye başkanları İstanbul’da Ekrem İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş. Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen Belediyenin duvarına geçmişteki borçları yazmadılar. Personelin maaşını ödeyecek paramız yok demediler. Su fiyatlarında indirim yapıp, halka mavi boncuk dağıtmadılar.
Onlar ciddi kararlar alarak belediyelerinde sistemi kurdular. Buda CHP ye halkın güvenini kazandırdı. CHP partisi bugün birinci parti olduysa, Büyükşehir Belediyelerinin sayesinde olmuştur.