ŞAŞIRIYORUM
Sabah kalkıyorsun gazetelere bir bakıyorsun hep olumsuz haberler. Manşetten birinci haber. Falan devlet ihalesinde şöyle yolsuzluk oldu. Devlet zarara uğratıldı. Efendim yargı göreve davet ediliyor. Ama yargı olayları sürüncemede bırakıyo. gibi haberlerle dolu.
Akşam oluyo,r TV’ yi açıyorsun o haberlerin devamı TV, deki İsminin önünde Prof. yazan birtakım siyasete yalakalık yapan adamlar tarafından havanda su dövme misali tartışılıyor. Zaman zamanda koca koca adamlar kavga pozisyonunda ayağa kalkıp birbirlerinin üzerine yürüyorlar. Tabi bu adamlar TV kanallarının demirbaş adamları. Hep aynı tipler. Orada alenen konuşulanlara yargının sessiz kalmaması lazım. Ama savcılarda kulaklarının üzerine yatmışlar bizim gibi olayı dışarıdan seyrediyorlar.
Bunu neden yazdım. Benim başıma gelende yargını biraz abartısı. Belediye başkan vekilliğim sırasında bir iş makinasına iki lastik almak lazım. Lastik fiyatlarını inceledim. İş makinasını iki lastiğinin fiyatı 1600 TL. Ben nakliyecilik yaptığım için iş makinasının jantı üzerinde kademede bir tadilat yaptırdım. Sonra o janta iki lastiğe 400 TL verip işi bitirdim. Aradan zaman geçti. Bu olay belediyeye gelen Kontrolörün dikkatini çekmiş. Ve aklınca inceleme yapmış. Belediyenin bir Traktörü vardı o sıra ona da lastik alınmış. Efendim bir yılda iki lastik nasıl alınırmış. Gel de çık işin içinden.
Kontrolör beni ve Fen işleri Müdürü Şevki Karabacak’ı, ayrıca ihale memurlarını hepsini birden mahkemeye sevk etti. Kontrolör kütmek kafaya kafası almıyor. Ben 1600 TL ’lik işi 400 TL’ye bitirip belediyeye menfaat sağlamışım. O kütmek kafa bu işin altında aklı sıra cıdık arıyor. Ben dahil tüm Fen işleri personeli yaklaşık on kişi bizi dayadı mahkemenin kapısına.
Ben katılmadım ama memurlar 4000 TL verip avukat tuttu. Olay ne 1600 TL’lik Traktör lastiğini 400 TL’ye almışım adam öküzün altında buzağı arıyor. Aylarca uğraşıldı. Mahkeme Samsundan Karayollarında bilirkişi talep etti. Samsun’dan gelen bilirkişi oda şaşırdı. Olayda kusur olmadığının raporunu tuttuktan sonra dava düştü. Bizim çektiğimiz çileye bakın.
Bugün gazetelerde TV’lerde gece gündüz ihbar mahiyetindeki konuşmalara sessiz kalan yargı mensuplarına bakın. Devleti milyonlarca Dolar zarara sokan yada devletin parasını yiyen bürokratlara hiçbir işlem yapılmamasına bakın.
Şimdi buradan M. Çamaş davasına bakalım. Zamanın Ünye Ağır Ceza Reisi Gökhan bey dava önüne gelir gelmez bunun bir siyasi dava olduğunu hemen anladı. Fatsa Belediyesine yazılı olarak ”M. Çamaş belediyeyi MADDİ ZARARA uğrattı mı?” diye sordu. Belediyeden Çamaş’ın belediyeyi maddi zarara uğratmadığını yazılı olarak Ünye Ağır Ceza Mahkemesine bildirdi. Peki o zaman her mahkeme sonunda Çamaş’ı Kah 36 yıl ile Kah 43 yıl ile neden yargıladılar. Adamı çoluk çocuğuna 12 yıl hasret bırakıp plastik sandalyede ölüme mahkum ettiler.
Yukarıda yazdım son günlerde Tüm kamuoyunun derdi gazeteler de TV‘lerde Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davasına odaklanmış. Arkadaş devamlı gazetelerde ve TV ‘erde bu adamların davasını takip etmekten bıktık. Adamlar suçluysa çakın cezasını yatsınlar. Kamuoyunun bu tür olayları izlemekten yargıya karşı güveni tamamen bitti.
Sonuç: 400 TL tutarındaki iki lastik için mahkeme kapılarında bizi süründüren yargı Milyarlarca dolar devleti zarara sokanlara karşı neden kılını kıpırdatmıyor. Bende bu duruma şaşırıyorum.