BAYRAM
Bayram sevgidir, saygıdır, mutluluktur, sevinçtir, barıştır. Bu bayram öyle mi peki ?
“Ah!. Nerede o eski bayramlar? Ah! Nerede o eski günler? Ah! Nerede o gençlik günlerim nerede??
Bu ve buna benzer sözleri yaşlı olanlarınızdan birçok defalar duymuşsunuzdur.. Duymaya da devam edeceksiniz. Taki siz de bir gün yaşlanıncaya kadar.
Gerçekten de, o eski günlerin, büyük bir hayıflanma gerektirecek kadar ne gibi özelliği olabilir?
Aslında bayramlar aynı bayramlar, günler de aynı günler ama insanlar aynı insanlar değiller.
Değişen; bizim özlem duyduğumuz günlere yüklediğimiz anlamlardır. Büyüklerin ellerini öpmek’ “Şeker toplamak, Topladığı şekerleri sayarak arkadaşına: “Ben, senden daha çok şeker topladım, ..” dediği günleri hatırlıyor.
Babasının, kendisine aldığı “bayramlıkları” giyebilmek için sabaha kadar sevinçten uyuyamadığı günler aklına geliyor.
Coşku, sevinç ve özlem duyguları birbirine karışıyor, eski hatıraları aklına gelince...
Eğer; bu gün, etrafımızdaki insanlara biraz olsun sevgi ve saygı içerisinde davranabiliyorsak, eş- dost ve akraba ilişkilerini hala daha sürdürebiliyorsak, işte bu; o eski günleri bizlere aktaran “büyüklerimiz” sayesindedir.
“Geçmişine ait güzel hatıraları olan insanlar, güzel düşünürler.
Bu bayram sizler de gidin büyüklerinizin ellerini öptünüz mü diyeceğim, bizim büyüklerimizden duyduğumuz sözleri dinleyin diyeceğim ama, biliyorum ki, Koronavirüs yüzünden bayramda sokağa çıkılamadı. Haliyle bayram kutlamalarımızı son ylılların modası haline gelen Facebook ya da Watsap üzerinden ye da telefonla irtibat kurarak yaptık.
Yapacak başka bir şey yok.
Br müddet daha bu sıkıntılı günlere katlacanacağız. Ama kurallara uyarak.
HÜZÜNLÜ BAYRAM
Her ne kadar kurallara uyarak bayram ziyaretlerimizi yapmasak ta, en azından aile arasında bayram yapmayı çok isterdim.Ama ne yazık ki, bu bayram, 37 yıllık hayat arkadaşımı, canımı kaybettim.
Üzüntümüz, acımız sonsuz.
Bu acıya nasıl katlanacağız, nasıl sabredeğeğimizi bilemiyorum.
Tek sığınacağımız, teselli olacağımız tek yer yaradan. Tek teselli kaynağımız rabbim bizlerden daha çok seviyordu ki, genç yaşta yanına aldı.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Allah’tan sabır dilemekten başka elimizden başka bir şey gelmiyor.
HAYAT ARKADAŞININ ÖLÜM HABERİNİ YAZMAK
Yıllar önce merhum babam Hikmet Altuntaş, çok sediği yakın arkdaşlarından merhum İsmail Gündüz’ün ölüm haberini öğrenince, her vefat eden arkaşana olduğu gibi İsmail amcamıza da çok üzülmüştü.
Bir sabah “Ferudun, İsmail amcanın ölüm haberini sen yap. Benim elim kolum bağlandı. İçimden onun ölüm haberini yapmak gelmiyor” demişti.”
Gerçekten çok acı bir olaydı onun için. Yılların dostluğu, arkadaşlığı. Bir gün her canlı gibi İsmail amcamız da aramızdan ayrılmıştı.
Bir dostu olarak onun ölüm haberini yazmak kadar daha zor ne olabilirdi ki.
Gel zaman git zaman, 37 yıllak hayat arkadaşımın, aynı yastığı baş koyduğum, iki evladımın annesi, iki torunumun babaannesini kaybettim. ellerim klavyeye gitmek istemese de onun ölüm haberini gözlerimden sicim sicim akan göz yaşlarımlaağlayarak yazabiliyorum. Bundan daha acı ne olabilirdi ki?
Sayılı ömrümüzde bir gün elbet mahşerde buluşacağız.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun.