ZEKİ CO !!!
Fransızları bilirsiniz. Onlar daima kendilerini diğer milletlerden üstün sayan kibirli bir halktır. Ömrünün büyük bir bölümünü Almanya ve Fransa’da geçiren Zeki co (Terzi Zeki Özgen) Almancayı ve Fransızcayı anadili gibi konuşur, hem de yazar.
Bir gün; Zeki’nin kendini beğenmiş ukala Fransız arkadaşı Zeki’ye; “Bu Türklerin eğitim seviyeleri çok düşük, konuşmayı beceremiyorlar.” diye laf etmiş… Zeki çok bozulmuş… Fransız arkadaşına; “Bak!” demiş, “Ben dört dil biliyorum. Almanca, Fransızca, Gürcüce, Türkçe” demiş ve ilave etmiş; “Hatta bizim Türkiye’deki köyümüz Kabakdağı’nda 5 yaşından, 85 yaşına kadar herkes iki lisan konuşur. (Türkçe, Gürcüce)” deyince Fransız’ın ağzı açık kalmış ve Fransız’a bu sefer sormuş; “Fransa’da 5 yaşından 85 yaşına kadar iki lisan konuşan kaç kişi var?” demiş…
ŞEVKET ÖMEROĞLU, ALTIN MADENİ EYLEMİNE KATILAMIYOR
Fatsa’da yaklaşık 40 gündür ONUR GÜNGÖR’ün başlattığı Cumhuriyet Meydanı’nda saat 16.30’da çıplak ayakla kitap okuma eylemi etkinliği devam ediyor. ONUR GÜNGÖR’ün başlattığı bu eylem, dünyanın her tarafından ilgi görüyor ve Amerika, Fransa, İngiltere’den katılanlar var. Türkiye’den, yurdun çeşitli il ve ilçelerinden bu eyleme katılım gittikçe artıyor.
Bu eyleme Şevket Ömeroğlu da katılmak istiyor ama teknik olarak katılamıyor!! Neden? Ona; “En son ne zaman kitap okudun?” diye sorsan, ilkokulda Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’i söyler. Kitap okumayı sevmediği için ortaokulu yedi senede bitirmiştir. Ayakkabı çıkarmaya gelirse, Şevket’in ayakları öyle kokuyor ki; siyanür kokusu, onun ayak kokusu yanında solda sıfır kalır. O ayakkabısını çıkardığı anda, meydanda çıplak ayakla kitap okuyanların hepsi meydanı terk eder.
Şaka bir yana; geçenlerde sosyal medyada okumuştum. Kanada’da yaşayan bir Türk vatandaşı yürüyüş yaparken, oraya mahsus çok güzel çiçek açan bir ağaçtan küçük bir dal koparır. Sonra sabah kahvesi içmek için bir kafeye girer. Kafedeki herkes, adama ters ters bakar, adam anlayamaz. Kafedekiler, oraya az sonra bir görevli çağırır. Görevli gelir, adama dal kopardığı için ceza yazacağını söyler. Ve dalı ölçer, 40 cm uzunluğundadır. Görevli, bizim Türk vatandaşına 40 Dolar ceza keser.
Şimdi; “Bu Kanada çok medeni ülke” diyorsunuz değil mi? Ama iş öyle değil… Onların ruhunda sömürgecilik vardır. Onlar kendilerinden bir dal koparttırmazlar ama kendi konforları için, kendi refahları için senin ormanlarını yakmaktan geri durmazlar.
Burada aklımın almadığı bir şey var: Sen, kendi ağacından bir dal koparttırmayan Kanada’lıya, nasıl ormanlarını peşkeş çektiriyorsun? Hadi çektirdin… O, Fatsa’daki ocaktan ayda 40 Kg altın çıkarıp, sana bunun ZEKÂT gibi kırkta birini, yani bir kilosunu veren Kanada’lıya nasıl izin veriyorsun? Bu nasıl zihniyet? Bu nasıl alış-veriş?
Sonuç: Sen böyle yaparsan, Fransa’da yaşayan ZEKİ CO’ya kibirli burnundan kıl aldırmayan sömürgeci Fransız, Türkiye’de yaşayan insanların çok eğitimsiz olduğunu söyleyince de bozulmayacaksın. Bilmem yanılıyor muyum?