BU ZULÜM CAMİİ CEMATİNE Mİ?
Geçen hafta Perşembe günü öğle namazı için Kurtuluş Camii’ne gittim. Osman hoca, namaz bitince anons yaptı: “Yarın Cuma namazına gelirken, müftülüğün talimatı olarak herkes maske takacak, seccadesiyle camiye gelmeden evde abdestini alıp gelecek.” Ben müftünün talimatıyla namaza başlamadım ki müftünün talimatıyla namaz kılayım!! Cumayı camide kılmaya gitmedim. Perşembe günü Kurtuluş Mah. Perşembe Pazarı’nda bin kişi maskeli-maskesiz ortalık yerde aval aval dolaşıyor. Camide sadece 15 kişi var ve bize verilen talimata bak... Eğer camide o kadar korkulacak durum varsa, yani ölüm tehlikesi varsa, Cuma namazının farz olması ortadan kalkar.
Geçen gün Korgan’dayım aynı şey! Öğle namazı kılacağım, maskemi taktım. Öğle namazı için camiye girdim. Öğlenin sünnetini kıldım. Hoca efendi; “Seccadesi olmayanların (Ben yolcuyum, evim orada değil) son cemaat yerinde namaz kılmaları zorunludur.” dedi. “Ben de senin arkanda cemaat olmaya zorunlu değilim.” dedim, camiyi terk ettim. Arkadaş bu korona, caminin içiyle son cemaat yerine farklı mı davranıyor?
Arkadaş; adam İstanbul’dan gelirken aynı otobüsün içinde 16 saat yanyana oturuyor, Fatsa’ya geliyor ama camii cemaatinin on beş dakika yanyana namaz kılması yasak...
İkindi namazını kılmak için Orta büyük Cami’ye gittim. Dışarıdaki abdest alma yerinin duvarında “Saat on bir -on dört arası cami tuvaleti ve abdesthane kapalı” yazıyor. (Yani Cuma günü) Pardon!? Orası Fatsa’nın en büyük camii... Adam; bırak abdesti, prostat olsa nereye işeyecek? Evi yok Fatsa’da... Umumi hela yok... Camii duvarına mı işesin?
Camiye girdim, içeride 47 kişi ikindi namazına durmuş... Dışarıda dükkanlara girip çıkanlar, sokakta dolaşanlar (yan yana), arabalara binip inenler, ticarethanelere girip çıkanlar... Lokantaların ve cafelerin helaları açık ama korona tedbiri yalnız cami cemaati üzerinde sıkı tutuluyor. Bu korona, camilerin helasından ya da abdesthanelerinden mi dünyaya yayıldı?
Sonuç: Mesele şu; insan Ramazanda oruç tutamayacak kadar rahatsızsa, gider bir doktora, doktor da ona “Oruç tutma” der ama” Oruç tutma” diyen doktorun kendisinin namaz kılan ve oruç tutan biri olması lazımdır. Tutturmuşlar bir Bilim Kurulu... Adamlar profesör ama kendi aralarında çelişiyorlar. Onlar camiler hakkında ahkam keserken, kendileri acaba camii cemaatine yol gösterecek dini yetkiye sahip mi? Aslan profesörlerim benim...! KAVAL ELİN, YEL ALLAH’IN... Üfleyin anam üfleyin...