HABERİN VAR MI SAYIN VALİM?
Siz; daha Ordu’ya gelmeden burada namınız yürüdü. Çok çalışkan, çok insancıl, çok ilgili tam bir halk adamı olduğunuzu duyduk; çok sevindik... Bölgenin muhakkak birçok sorunu var. Ama önceden hiç bir masrafa, yatırıma ihtiyaç olmadan bir emrinizle çözülebilecek bir ricamız var.
Fatsa şehir içinden geçen karayolunu kullanan araçların hız problemi... Ordu’nun, Ünye’nin çevre yolu var, Fatsa’nın yok... Ünye ve Ordu tarafından gelen araçlar, otobandan geldiği için hız kesmeden Fatsa’da aynı hızla şehir içi karayoluna giriyor. Yolda trafik ışıkları da olsa o kocaman tırlar, damperli inşaat kamyonları ve otomobiller ışıklar arasındaki mesafede ralli yapıyorlar.
Ara sıra bu güzergaha RADAR kurup, ceza yazmanın bir faydası yok. Buraya bir HIZ TÜNELİ kurma projesi vardı. Hala kurulamadı. Bu iş için bir emrinizin yeteceğini sanıyorum.
SAYIN VALİM...
Ordu’ya gelir gelmez Perşembe Yaylası’na çıktığınızı, oraları çok beğendiğinizi duyduk. Yaylanın havası, o MENDERES’lerin güzelliği Allah’ın bir lütfu... Bu arada SİYANÜRLE ALTIN ARANAN BAHÇELER köyünü görmenizi isterdim. Orada çevrenin ve doğanın nasıl katledildiğini bir görün... Orası elimizden kaydı gitti. Şimdi sıra KURŞUNÇALI ormanlarında...Oranın tabiat güzelliği, SİYANÜRLE altın arama yüzünden yakında mahvolacak... Oraya da bir alaka göstermeniz bölge halkı tarafından bekleniyor.
KABAKDAĞLI ŞAİR ERDOĞAN GÜNEŞ ŞİİRİ
FATSA YANIYOR...!
(İsmail Eraslan’ın isteği üzre...)
Fatsa kan ağlıyor, feryad ederek
“Ölüm geldi” diye yamaçlarıma
Bu feryat, kuru bir haykırış değil
Olur şeyler tavrı takmayın beyler
Bakıp gitme değil, birlik zamanı
Tek yürek, tek yumruk olmak zamanı
Aşılmaz dağ gibi durmak zamanı
Öyle uzaklardan bakmayın beyler
Gün bu gündür, kurulsun er meydanı
Dar edelim dağı, taşı, ormanı
Yok sayarız böyle gelen fermanı
Hak bellenen yoldan korkmayın beyler
Doğaya duyarsız insafsızları
Yaşam hakkı çalan edepsizleri
Siyanürle gelen şerefsizleri
Ata toprağına sokmayın beyler
Erdoğan Güneş
KABAKDAĞLI ŞAİR H. TAHSİN SAYGILI ŞİİRİ
(Bir meşe ağacını kesmemek için yazdı)
MEŞE
Osmanlı’dan kalmadır şu benim meşe
Dibini oymuşlar taş eşe eşe
Babamdan yadigar olduğu için
Dalını satamam üçyüz on beşe
Gövdesi kalındır, dalları uzun
Yayılsın dibinde koyunla kuzun
Sıcaktan bunalınca kaç gölgesine
Yeşil çimenine yayıl upuzun
Rüzgarda dalları çeker ilahi
Ormandakilerin büyüğü sahi
Yaşını bilenler çoktan ölmüşler
Sordum da tanıyor üç padişahı
Asırlık bu meşe, üstümde bir yük
Devrilse, çıkar mı tahtalık kütük?
Tahtaya yazıktır, varsın yaşasın
Bu tarihi ağaç, babamdan büyük...
H. Tahsin Saygılı