BAYRAM VE KISITLAMA
Küçük yaşlarda büyüklerimizle bayramlaşmak için ev ve işyerlerine gittiğimizde duyduğumuz ilk laflardan bir tanesi “Ah ah... “Nerede o eski bayramlar” dı.
Bana göre bu lafın açılımı da şöyleydi.
Eskiden el öpmeye gidenler, bugün eli öpülecek yaşa gelmişlerdi çünkü. Dün el öpüp bayram harçlığı alanlar, bugün ellerini öptürüp bayram harçlığı verecek yaşa gelmişti. Günler aylar, geçti, dünün küçük çocukları, bugünün büyükleriydi. Dün harçlık alıyordu, bugün ise harçlık veriyorlardu.
İdrak ettiğimiz Ramazan bayramı ise Koranavirüsü nedeniyle dünkü bayramlara göre daha da buruk geçti.
Sokaktan mahrum, eve kapanıp kaldık.
Bu defa yüz yüze değilde, telefonla bayramlaşma yapabildik.
Kimin aklına gelebilirdi ki, Koronovisüs denilen bir salgın hastalık, tüm dünyayı saracak, herkes eve kapanacak..
Rüyamızda görsek inanmızdık.
Ne yazık ki, aklımıza gelmeyen, başımıza geldi.
Bilim kurulunun önerisi ile devletimizin aldığı sokağa çıkma kısıtlamasına ilimiz ve ilçemiz riayet etti ve etmeye de devam ediyor. ama ne yazık ki., tüm önlem ve uyarıla rağmen, bazı illerde ve ilçelerde alınan kararlara uyulmadğını gözlemliyoruz.
Kişinin canı kastı nedir anlamış değilim.
Bu viristen sadece kendisi etkilenmiyor ki. Taşıdığı virüsü etrafındaki kiyşilere de bulaştırıyor.
Geçen akşam bir tv. kanalında izledim.
Artvin ilindeki bir cenazeden sonra akşam yemek verilmiş. Yemeğe katılanların hemen hemen hepsinde de Korana virüsü tesbit edilmiş.
Gazeteler yazıyor, Televizyornlarda profosörler, doktorlar bu virüsün ne kadar tehlikeli olduğunu anlatıyorlar ama nafile.
Biraz. sabretsek inanıyorm ki, bu tehlikeden en kısa zamanda kurtularaz ama, ne yazık ki alınan tedbirlere ve kurallara uymuyoruz. Herhangi bir cezai müeyyideye maruz kaldığımız zamanda feryat figan.
Korana öirisünden ne zaman kurtulacağı diye soracak oluursanız ; alınan tedbirlere uve kurallara yduğumuz zaman diyebilirim.
Yoksa bu illet bizim yakamızı uzun bir süre bırakmaz gibi geliyor bana...