SOKAK YASAĞI
Suçlu değiliz, ama hapis cezası çekiyoruz. Gerek ulusal basını ve gerekse sosyal medyayı takip etmek için o kadar zamanımız oluyor ki inceden inceye her şeyi irdeleyebiliyoruz. Kamuoyu ikiye bölündü. Bir grup 65 yaş ve üstünün sokağa çıkmasının yasaklanmasını doğru buluyor, bir kısmı da yanlış! Çeşitli örneklerle karalamaya çalışıyorlar. Adam 65, karısı 64 yaşında ise, evde 25-30 yaşında çalışan iki çocukları varsa, işe giden çocuklar ve markete alışverişe giden kadın virüsü taşımayacak mı? Sorulan soru aslında yanlış değildir. Elbette kadının ve çocukların virüs taşıma olasılığı vardır. Ama unutulmamalıdır ki bir de 65 yaş ve üstü olan kişi sokağa çıkarsa ilaveten O’nun da taşıma riski eklenecektir. Yani işe giden çocuklar ve markete giden eşin kurallara uyup, günlerini virüs taşımadan geçirdiklerini kabul edelim. Sokağa çıkma yasağı olmadığı için dışarda olan 65 yaş üstü kişinin virüsü eve getirmesi ihtimali yasak nedeniyle bertaraf edilmektedir. Bu bir önlem değil midir?
Sevgili okurlar: Bugünlerde her şeyden medet bekler duruma geldik. Bundan 3-4 ay önce bu günleri yaşayacağımız söylense kaçımız inanırdık. Her sabah bir mucize duyma isteği ile kalkıyorum. Bu mucize beklentimi, iyi günler umudumu hep muhafaza ediyorum. Herkesin aynı şekilde pozitif düşünmesini arzuluyorum.
Devletin, hükümetin ve sağlık bakanlığının bugüne kadar aldıkları tedbirleri olumlu karşılıyorum. Yeterliliği tartışılabilir. Herkes her şeyi dörtdörtlük yapamayabilir. Muhalefetin yapıcı eleştirilerini de makul ve olumlu buluyorum. Umarım tahmin ettiğimizden daha kısa bir sürede ve daha az can ve mal kaybı ile geçiştiririz. Ekonomik çöküntü öyle veya böyle, kısa veya uzun sürede telafi edilir. Önemli olan insan sağlığıdır. Temennimiz insan sağlığını korumak için her türlü tedbirin alınması ve bu tedbirlere uyulmasıdır.
65 yaş ve üstü için çıkan yasaklardan önce karantina uygulamasına başlayan bir suçsuz mahkûm olarak evde geçirdiğim günlerde zamanın yetmediğinden şikâyet eden bir kişiyim. Her zamanki gibi sabah kalkıyor, kahvaltımı yapıyor, işe gidecekmişim gibi tıraşımı oluyor, iş kıyafetimi (kıravatsız) giyiyor, güne başlıyorum. Gazete, kitap, yazı yazmak derken akşam oluyor. Tavsiye ederim.