BU DAVALARIN HESABI YEVM-İ KIYAMETTE BİTER
Geçen gün Belediyeye ait bir dava için (Meclis üyesi olduğumdan) davet aldım. Mahkeme salonuna ifade için girdim. Konu Demas’da yapılan Canik kooperatifinin yıkılan konutları. Bunun için davaya, Hakime, Avukata şahide ihtiyaç yok. İmar Kanununda konuda açıktır. Belediyeler ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı, risk taşıyan (yıkılma tehlikesi olan) binaları önce bina sahibine yıkması için tebliğ eder. Bina sahibi yıkım yapmazsa belediye orayı yıkar ve yıkım ücretini %25 bina sahibinden fazlasıyla alır.
Diyorum ya!! bu konuda teknik bilgiye sahip olmaya gerek yok. Televizyonlarda görürüz Belediyeciler bina yıkmaya gelince binanın çatısına bir adam çıkar elinde bir benzin bidonu kendimi yakacağım diye bağırır veya çocuğunu alır dama çıkar çocuğumu keseceğim diye bağırır. Bir zaman sonra belediye o binayı yıkar kimseye de bir ödeme yapmaz. Yine Trabzon’da görmüştük, yayladaki villaların, Uzungöl deki pansiyonları yıktı kimseye de para ödemedi. En son İstanbul’da yıkılma tehlikesi olan, risk taşıyan yedi katlı 24 daire ve altında 5 işyeri olan binayı yıktı. Ne daire sahiplerine nede işyeri sahiplerine tazminat ödemedi.
Peki, Demas’da ruhsat ve eklerine yapılmış, ruhsat süresi dolmuş, inşaat sahiplerinin yapımından vaz geçip karkas halde terk ettiği kendi kendine yıkılacak olan binayı Fatsa Belediyesi üzerine farz olmadığı halde yıktı. 500 bin lira bina sahiplerine verdi, verdiği parayı da Mustafa Çamaş’dan ve onun vereselerinden faizi ile istiyor. Orayı Mustafa Çamaş’mı yıktı? Yıkmadığı yerin parasının neden Mustafa Çamaş’dan istiyorlar. Bu dava aslında Mustafa Çamaş’ı itibarsızlaştırma davasıdır.
Eğer burada konu imar durumu ise, o araziyi birilerinin dediği gibi Mustafa Çamaş tarafından imara açılmış değil, orası 1970 yılından beri ( Demas Balık Unu Fabrikasının kurulduğu yer) 1970 yılından beri imara açık. Hatta Mustafa Çamaş’ın 23 yıl önce hazırlayıp bıraktığı imar durumu bu gün bile hale güncelliğini koruyor. Yine dediğim gibi bu dava siyasi bir davadır, fazla abartılmaktadır Mustafa Çamaş’ı itibarsızlaştırma davasıdır.
Eğer bu davanın birde kıyı kenar çizgisi var. 23 yıldır Ordu İdare mahkemesinde Ordu Fatsa arası 40 km 23 yıldır sürünüp duruyor. Yine dediğim gibi bunun için Ordu İdare Mahkemesine falan gerek yok, Demas’ın o arazisinin bilinler yoldan plaja doğru baksınlar sonra kafalarını Samsun tarafına çevirsinler Mustafa Çamaş’dan önce yapılan Mustafa Çamaş’dan sonra yapılan binalara bakasınlar kıyı kenar çizgisine hangisi daha yakın kendileri karar versin. Hakime, bilirkişilere gerek yok. Dediğim gibi buda Mustafa Çamaş’ı itibarsızlaştırma hareketidir.
Sonuç; Fatsa’yı beton yığını halene getirenler Mustafa Çamaş belediye başkanı olarak kalırsa bu işi yapamayacaklardı, bu aşikardı. Çamaş onlara göz açtırmazdı. O rantiyeciler Çamaş’dan sonra canlarının istediği yere uymuş uymamış önemli değil K1 planı ile 1500 m2 alana 20-25 katlı 70-80 daireli binalar yapıp sattılar. Bu rantiyeciler 28.000 m2 alandaki 32 konuta kanun dışı bir olaymış gibi kıyameti kopardılar. Eğer o demasın 28.000 m2 lik arazisi elinde olsaydı inan oraya 1 Mustafa Çamaş’ın 320 daire yapıp satarlardı. Kimsenin de sesi çıkmazdı. Yine iddia ediyorum, onlar Çamaş’ı Fatsa’dan uzaklaştırdılar ama hesapları bitmedi, haksız yere Demastaki konutlara ödedikleri 500 bin lirayı Çamaş’ın eşinden ve iki kızından Faizi ile birlikte Bir Trilyonun üzerinde ödeme yapmasını istiyorlar. Bunların Çamaş’a açtığı iftiralarla dolu dava Ünye Ağır Ceza Mahkemesinde sonuca ulaşmadı. ( İlk hakim davanın siyasi olduğnu anladı. Davayı öteledi. Bir başka hakim bu davayı fazla abarttık dedi. Ordu İdare mahkemesinin hakimi emekli oldu. dava bitmed) Demas davasıda Fatsa 2’ nci Asliye Hukuk Mahkemesinde nasıl biter bilmiyorum ama bildiğim bir şey var bu bitmeyen rantiyecilerle Mustafa Çamaş’ın davası yevm-i kıyamette nasıl biter onun yorumu Fatsa halkına bırakıyorum.