DIŞ DÜNYADAKİ YALNIZLIK
9 Eylül Çarşamba günü güney bölgemizdeki terör belasından kurtulmak için silahlı kuvvetlerimiz bir hareket başlattı ve halen devam etmektedir. Çok uzun zaman sonra ülkemizde iktidar-muhalefet söz birliği etmiş bir araya gelmiştir. Birbirlerine bir tek küfür etmedikleri kalan liderler birbirlerine alışık olmadığımız, ancak uzun zamandır arzu ettiğimiz bir yaklaşım içindedirler. Demek ki ülke çıkarları söz konusu olunca dış dünyaya karşı birlik ve beraberlik olabiliyormuş. Sevindirici ve takdire şayan bir yaklaşımı sevinçle karşılıyorum.
Gelelim dış dünyaya: Bu sütunlarda zaman zaman yazıyorum. Dış ilişkiler uzmanı değilim. Normal sıradan bir vatandaş olarak dahi, bağırıp çağırmakla, küçük dağları ben yarattım havasına bürünmekle dış politikada başarılı olunamayacağını bilebiliyorum. Uğruna kan döktüğümüz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı dahi yapılan terörle mücadelede yanımızda olmuyor, eleştirel bir yaklaşımla, kan akıttığımızı dile getiriyorsa kafamızı ellerimizin arasına alıp düşünmemiz gerekmektedir.
İnsanlar yas yaparken Avrupa Birliğine girdik diye gündüz öğle saatinde havai fişekler atıp kutlama yaptığımız Avrupa Birliği Ülkeleri top yekun ülkemize yaptırım kararları alıyorsa ellerimizle şakaklarımızı kapatıp bir kez daha düşünmemiz lazım. Biz Avrupa Birliği lazım değil Arap Birliğine dönmemiz lazım diye sığındığımız Araplar tarafından dışlanıyorsak, buradan da aradığımız bulamayıp, Afrika Ülkelerine sığınmamıza rağmen tek bir Afrika Ülkesinden destek göremedikse tekrar tekrar düşünmemiz lazımdır. 90 Yaşındaki kralın ölümü nedeniyle Suudi Arabistan hatırına bayrakları yarıya indirdiğimiz günleri hatırlayın. Aynı Suudi Arabistan önümüzdeki üç yıl için ülkemizden hacı kabul etmeyeceğini ilan ediyor. İki ayyaş olarak suçlanan İsmet İnönü zamanında ülkenin yaşadığı tüm zorluklara karşın bu denli dışlanmış bir halimiz yoktu. Tespit edebildiğim kadarıyla yanımızda iki-üç ülkeden başka destekçimiz kalmamıştır. Tank fabrikamızı bile verdiğimiz Katar desteğini canı gönülden yapamamaktadır. Bu konu basit bir konu değildir. Evire çevire, üstüne basa basa ve tekrar tekrar dile getirilecek bir konudur. Bir bakanımızın Hollanda’da kendi konsolosluğumuza sokulmadığını da unutmuş değiliz. Dış itibarımız ile ilgili geldiğimiz noktayı hazmedemiyorum.
.jpg)
