Seçim ve Murat Kaçak...
Geçen hafta da yazmıştım okuyanlar hatırlayacaktır. Üretmeyen, çalışmayan ama "zengin taklidi" yapan bir toplumla karşı karşıyayız. Sadece tüketiyor, yiyor içiyor ve geziyoruz. Bu arada çenemiz de durmuyor, tartışma programlarından duyduğumuz iki süslü laf ile ülke ve dünya siyasetinden haberdar ve sürekli takip eder gibi kendimizden büyük konuşmalar yapıyoruz. Elimizde bulunan kendimizden akıllı telefon ile bulunduğumuz her yerden dünyayı takip ediyor, tam bir bilim ve siyaset adamı havasında yaşıyoruz. Sonuç ortada, borç gırtlağa dayanmış ama kimin umurunda...
Önümüzdeki yerel seçimler ile sanki her şey düzelecekmiş gibi hep birlikte adaylara odaklanmış durumdayız. Oysa koltuğa oturanın değiştiği ama büyük ihtimal " zihniyetin değişmeyeceği" bir dönem daha bizi bekliyor gibi. Partiler ittifak yapmak ve birleşmek için yarış eder haldeler. Ne oldu da aykırı uçlar bu kadar hızlı ve anlamsız bir araya gelebildi kimse anladı mı. Geçmişin ülkücülerini, eski azılı solcu düşmanları ile kol kola getirecek güç ne ola ki. Ya da meydanlarda birbirine olmadık laflar eden ve tokalaşmayı dahi başaramayan diğer ittifakın, sanki tek parti ve fikir üzerine kurulmuşçasına hareket etmelerinden neden kimse rahatsız olmuyor anlayan var mı...
Tamam bu ülke, FETÖ denen leş kargaları yüzünden daha 3 yıl önce bir darbe teşebbüsü atlattı ve beka sorunu yaşadı. Birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulması kadar doğal bir şey olamaz. Anlayamadığım şu, partiler sandık yerine neden teşkilatlarda birleşmiyorlar. Neden insanları "koyun" misali biz birleştik ona değil buna oy verin sarmalına sürüklüyorlar. Adayda değil, fikirde ve amaçta birleşme değil mi 2 yıldır seçimlerde yapılan. O halde neden farklı renkleri taşıyan ama aynı şeyleri söyleyen bu partiler birleşmezde toplumu gereksiz meşgul ederler. Siyasetin hala 1940-1950 yıllarındaki mantıkla yapılması sadece beni mi şaşırtıyor. Dünya ülkeleri Marsta ürün yetiştirme çabası içindeyken bizim hala ili ve ilçeleri bölüşüp paylaşmaya çalışmamız ilerleyememe nedenimiz olabilir mi acaba...
Bizi yerelde dahi kimin ve hangi rengin, fikrin yöneteceğine Ankara’nın veya üç beş kişinin karar vermesi değildir demokrasi. Bu değildir siyaset. Emeğe, halkın görüşüne ve şehrin beklentilerine cevap verebilecek bir kişiyi ve vizyonunu sahneye taşımaktır partilerin amacı. Yoksa memur gibi atamayla veya görevlendirmeyle yapılan tercihlerin ne kadar yanlış olduğunu 15 yıldır Fatsa'nın başındaki idarecilerle ve Ankara’daki temsilcilerimizle gayet net gözlemlemiyor muyuz, kim ve hangi zümre memnun bundan söyler misiniz.
Bunları niye mi yazdım ;Yaklaşık 3-4 aydır aday adayı olarak, öncesinde de partisiyle birlikte Fatsa'yı kasıp kavuran, ev ev, sokak sokak çalışan ve toplumun her ferdine dokunmaya çalışan, her adımı ve sloganı ile topluma hem umut hem de cesaret veren Murat Kaçak kardeşime yapılanı, bırakın siyaseti bir kenara insan olarak kabullenebiliyor musunuz. Ben MHP’li falan da değilim, sadece insanım ve emeğe saygı bekleyen bir demokrat olmaya çalışıyorum. Söyleyecek söz de bulamıyorum, kalın sağlıcakla...