YARGI VE ADALET
‘Köy tosunu öküz olmaz.’ Diye bir söz vardır. Teşbihte hata olmasın. Bu benzetme kendim için yapılmıştır. Bizim gazeteyi daha çok Fatsalılar okumaktadır. Fatsa’dan çıkan bir kişinin feryat ve feveranı ne kadar eski hukukçu olsa da eh işte ile geçiştirilebilir. Bunun için sizinle milli görüşün temsilcisi Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu’nun yargı hakkında söylediğini paylaşmak istiyorum. Mealen: ‘’Daha önce darbe döneminde bile hukuk bu kadar zedelenmemiştir. Hukuka ve hukukçulara güven bu kadar zayıflamamıştır.’’ Diğer taraftan yine iktidar partisinin bir milletvekili olan Sayın Şamil Tayyar; Milyonları olan FETÖ mensuplarının tutuklanmadan ellerin, kollarını sallayarak dolaştıklarını canlı yayında açıkça, imada bulunmadan söylemektedir. Siyaseten benim gibi düşünmeyenlerin de hukuk ile ilgili görüşleri böyledir. Varın gerisini siz değerlendirin.
Şimdide size karşılaştırma yapmanız için isim vermeden iki ayrı hikaye anlatacağım. Birisi Ulu Önder Atatürk zamanında, diğeri de geçen hafta meydana gelen iki olay.
Atatürk döneminde yurt dışına öğrenci gönderilmek üzere sınav açılır. Bu sınavlar YÖK’teki FETÖ cülerin yaptığı gibi cevapların önceden belli kesime verildiği sınavlardan değil, sapına kadar objektif yarışın olduğu sınavlardır. İki öğrenci sınavlarda başarılı olur. Dönemin Milli Eğitim Bakanı kazanan öğrencilerden birisine seni gönderemeyiz der. Ve de göndermez. Çünkü: Torpilin işlemediği, objektif sınavların yapıldığı bir ortamda bileğinin hakkı ile kazanmış bile olsa O öğrenci, Milli Eğitim Bakanının oğludur. Etik olmaz. Yerine bir sonraki öğrenci gider.
Gelelim geçen haftaya: 19 Mart tarihinde hakim ve savcı kuraları çekilmiştir. Genç bir kadın hakim Elazığ ilimizi, genç bir erkek hakimimiz de Kilis ilimizi kurada çekmişlerdir. 20 mart Salı günü yani kuraların çekilmesinden 24 saat sonra Elazığ ilini çeken Ankara’ya Yargıtay tetkik hakimliğine, Kilis’i çeken de Ankara hakimliğine atanmıştır. Kilis’ten Ankara hakimliğine atanan hakimin babası Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin eski başkanlarındandır.
Elazığ’dan Yargıtay’a atanana gelince, izninizle biraz açmak istiyorum: Hukukta çok değişik dallar vardır. İş hukuku, Aile Hukuku, Medeni Hukuk, Borçlar Hukuku, Ticaret Hukuku, İcra Hukuku, Ceza Hukuku, İdare hukuku vs. Her ihtilaf ait olduğu dala bakılan mahkemede çözülür. Örneğin 657 sayılı devlet memurları yasasına göre tayini yapılan bir memur haksızlığa uğradığına inanırsa, hakkını aramak için idare hukukuna sığınır ve adaletin tecellisini idare mahkemelerinde arar. İdare Mahkemelerinin kararlarını Bölge İdare Mahkemeleri, Onlarınkini de Danıştay denetler. Yani Danıştay bu alandaki en son başvuru alanıdır. Elazığ iline tayin olunan kadın hakim Yargıtay’a alınınca Elazığ’a yeni bir atama yapılarak bir hakime haksızlık yapılmıştır. Hakimler ve savcılar ayrı bir statüye tabii olabilir. Ancak sıkı durun! Elazığ’dan Yargıtay’a alınan hakim hanımın annesi memur atamalarında haksızlığa uğrayanların sığınacağı hukuk alanının en son aşaması olan Danıştay’ın başkanıdır. Rize’de iktidar partisinin genel başkanı ile çay kırpmanın meyveleri toplanmaktadır.