Çocuk İçin Oyun önemli bir “İş” tir
“Hemen buradan git, gözüm görmesin seni !” dendiğinde dünyası başına yıkılmıştı. Ali’nin. “ Halbuki ben onu her şeyden çok seviyorum.” Diyordu. Gözyaşlarıyla çıktı oradan. Arabasını aldı. O en sadık arkadaşıydı… Hiç beklemeden gaza bastı. Trafiğin yoğunluğuna aldırmadan hız yaptı. Kırmızı ışıkta durmak istemiyordu. Etrafındaki arabalar kornaya basıyordu. Ama o aldırmıyordu. Hiç. Kulağındaki tek ses, “hemen buradan git, gözüm görmesin seni”ydi.
Bir yandan ağlıyor bir yandan da gaza bastıkça BASIYORDU. İçindeki o sese hıçkırıkla cevap veriyordu ancak: “Gitmiyorum, gitmiyorum işte. Sen beni sevmesen de ben seni çok seviyorum. Babamı özlüyorum. Keşke şuan yanımda olsaydı.” Bir yandan ağlıyor bir yandan da gaza bastıkça basıyordu. İçindeki o sese hıçkırıkla cevap veriyordu. Ancak: “Gitmiyorum, gitmiyorum işte. Sen beni sevmesen de ben seni çok seviyorum. Babamı özlüyorum. Keşke şuan yanımda olsaydı.
İsteğine cevap gelmişti işte. Birden başına uzanan elin sıcaklığını hissetti. “Oğlum! Neden ağlıyorsun. “diyordu babası. Yaşlı gözlerle dönüp başını okşayan babasına baka kalmıştı Ali. “Gel haydi kucağıma.” Diyordu babası.
Arabasını, yemek masasının hemen kenarına yavaşça park edip babasının kucağına oturmuştu çocuk. “Annem beni sevmiyor, baba.” Diyordu “Bana Git, gözüm görmesin seni! Dedi. “ Babasının o sıcacık eli gözyaşlarını siliyor.” Annen seni çok seviyor oğlum diye teselli ediyordu onu. Tam o sırada Ali’nin annesi girdi olaya. Söylenenleri duymuştu tabii. Hemen oğlunun gönlünü almak istercesine. “Ama oğlum, sende beni çok bunalttın. Mutfakta iş yapıyorum sen benden sürekli olmayacak şeyler istiyorsun. Ali’nin üzgün bakışlarını görünce, “Özür dilerim, haklısın. Bağırmamalıydım canım oğlum dedi. Ali’nin gönlü alınmıştı. Gülümseyerek annesinin kucağına çoktan yerleşmişti bile.
Oyun, oyun değildir
Ali’nin annesiyle yaşadığı olayda olduğu gibi, duygusal boşluğa düşen çocukların ilk sarıldıkları terapi yöntemidir oyu. Yetişkinler, çocukların oyun oynadıklarını sansa da çocuklar için, oyun değildir. Oyun çocuğun dünyasında büyülü bir masal ülkesidir. ( Ali’nin üzüldüğünde çıktığı yolculuk gibi). Orada sizin tanımadığınız; ama çocuğunuzun arkadaşlık ettiği birçok kişi, eşya gizlidir. Sizin göremediğiniz nesneleri, sesini duyamadığınız şarkıları vardır onların.
Oyun çocuk için bazen sığınılacak bir liman bazen öğrendiklerini uygulayacağı bir deneme yanılma tahtası bazen de kendisini en rahat hissettiği gizemler dünyasıdır.
“Haydi, git biraz oyna!”
Birçok anne – baba, günlük işlerini daha rahat halledebilmek için çocuklarını oyuna teşvik etseler de bir çocuk için oyunun anlamı, asla “Haydi, git biraz oyun oyna.” Eminim karşılığı değildir. Oyun konsantre olmayı gerektirir. Oyun, çocukla oyun ruhunun bütünleşmesiyle oluşur. Oyunda çocuk kendine ait bir dünya oluşturur. Hayal eder. Elindeki arabası, o arabanın küçücük tekerlekleri, sizin göremediğiniz ama onun görüp konuştuğu yolcuları, arabasına özel yollar ve kenarında duruma göre yanıp sönen trafik lambaları, kırmızı ışıkta bekleyen yayaları v.s vardır.Tüm bunlar çocuğun dünyasında oyun sırasında harekete geçen sihirli kahramanlardır. Tıpkı Ali’nin salonun ortasında arabasıyla çıktığı yolculuktakiler gibi.
Vefat ve Başsağlığı:
Annemin teyzesinin oğlu, değerli insan Emekli Tümgeneral Yusuf Haznedaroğlu’nun vefatı ailece bizi derinden sarsmıştır.Yakınlarının üzüntülerini paylaşır başsağlığı dileriz.Mekanı Cennet Olsun. Akrabamız Hüsrev Yalçın’ın aramızdan ayrılışı bizi üzüntüye sevketmiştir. Merhuma Allahtan Rahmet. Kederli ailesine başsağlığı dileriz.
Emekli Öğretmen Rüştü Güley ve Ailesi