ANA MUHALEFET PARTİSİ
Geçen hafta MHP ile başlayan yazımıza bu hafta Ana muhalefet partisi ile devam ediyoruz. Ana muhalefet yazmak ilgi çekici olmuştur diye düşünüyorum. CHP yazsam,okur sayısında ciddi bir azalma olurdu.Cumhuriyet ile neredeyse aynı yaşta olan ve Atatürk gibi ülkenin temeli ve birleştirici unsurunun partinin kurucusu olduğu Chp,nasıl olabiliyor da bu kadar vizyonsuz ve sürekli kaybeden olabiliyor insan hayret ediyor. Bunun sebebinin mevcut kadrolardan mı yoksa bunların ürettiği sığ politikalardan mı kaynaklandığını araştırmak aslında her Türk vatandaşının görevidir.Memlekete katkısı olacağından da hiç kuşkum yok...
Mesela,ülkede kıyılacak nikahları artık müftülerin de yapabilmesine olanak sağlayan yasayı,dini ritüeller ışığında eleştiren sığ ve bağnaz görüşlerini,neden nikah kıyıldıktan sonra kurulması gereken mutlu bir evliliğin yolları üzerinde geliştirmediğini merak ediyor insan.Yine Abd'nin Kudüs'ü başkent ilan etmesinin sorumlusunun bile Erdoğan olduğunu en yetkili ağızdan dile getirmesi,zihniyetinin geldiği noktayı açıkça gösteriyor.İşsizliğin arttığı,enflasyonun yükseldiği ve piyasalarda artan ekonomik sorunlara rağmen,oylarını artıramayan Ana muhalefete dünyada başka bir ülkede rastlanır mı bilinmez.Bu koşullar başka bir ülkede olsa,ilk seçimde ana muhalefetin iktidara gelmesi kaçınılmaz iken,biz de yapılacak ilk seçimde oylarının ne kadar düşeceği tartışılır durumda.Kurulan ve merkez sağda olduğu kesin olan İyi Parti'nin en büyük oy deposunun Mhp ve Chp olması bu yüzden şaka değildir...
Bu çürümüş ve ilerleme kaydedemeyen yapıya ve siyasi tıkanıklığına rağmen Chp,Fatsa da bir umut olarak yaklaşık 2 yıl önce genç bir ekibi göreve getirdi ve ses getiren işlere imza atan bu ekip, yoluna yeni yolcuları ile devam ediyor.Başkan Av.Onur Çam'ın gayretleri ve vizyonu ile yenilenen Chp,üzerindeki ölü toprağını ve umutsuz görünümünü en azından Fatsa'da atmış durumda. Bizim memlekette maalesef siyaset,Ankaradan esen rüzgara göre şekilleniyor olsa da,bu durum Chp de Fatsanın rüzgarı neredeyse Ankarayı etkileyecek şeklinde gözlemleniyor.Ankaranın bu rüzgardan etkilenmemesi kendi eksiği ve kusuru olur ki bunu zamanla göreceğiz.Fatsa da,ülkedeki genel siyasi havanın aksine muhalefet partileri daha güçlü ve vizyoner iken,iktidar partisi sönük ve geri planda duruyor.Bu durumu muhalefetin pırlanta gibi kişileri yönetime getirmesi olarak ta yorumlayabilirsiniz,tersini de.
Ortalama eleştiriye sahip sıradan bir köşe yazarı kadar bile etki yaratamayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kenara çekilerek Fatsa Ekibi gibi gençlere yol vermesini,henüz genç birisi olarak nacizane köşemden seslendiriyorum. Önder kabul ettikleri Mustafa Kemal Atatürk'ün gençlere olan ilgisini ve güvenini görmezden gelmenin siyasi sonuçlarını önümüzdeki ilk seçimde tekrar göreceğini ve gittikçe eriyen kitlesini bilmem kaçıncı kez hüsrana uğratacağını tahmin etmek zor değil.Ankaranın kaybı ve eksikliği umarım Fatsa da yeşeren bu umudu söndürmez ve siyasi hayattan koparmaz.Belki yanılırım ama,20 yılı aşkındır bu hiç olmadı...