SEN BİTTİN
Bana göre haftanın, hatta asrın tehdididir ‘Sen bittin!’ sözü. Neden?
Biz çocukken köylerde Jandarma olurdu. Ya birisini ifadeye çağırmak, ya da birilerine resmi bir yazı veya emri tebliğ etmek için köye gelirlerdi. Çocuk aklımızla jandarmanın haki elbisesini ve elindeki tüfeği görünce köşe bucak kaçar saklanırdık. Hatta birkaç gün boyunca köyün neresinde gördükse o yolu kullanmaz, acaba gitti mi kuşkusu ile başka yollardan dolaşırdık. O yıllar jandarma korkulacak bir kişi idi. Aynı şey daha sonra okul çağlarında polis için geçerli olmuştur. Hatta Hukuk Fakültesini bitirip avukat olduğum ilk yıllarda da ısınamamıştım polis karakollarına… Hiç unutmam mesleğin ilk yıllarında bir gece Kumkapı’da bir bıçaklama olayı için maktülün yakınları gece beni evden alıp Kumkapı Polis Karakoluna getirmişlerdi. Polislerin: ‘Buyurun Avukat Bey’ diyerek yer gösterip oturtmaları çok rahatlatmıştı. Hemen arkasından birkaç ay sonra da aynı karakolun baş komiseri ile takışacak ve tartışacak güvene sahip olmuştum.
Aradan yıllar geçti. Deneyimli bir hukukçu olarak polis ve jandarmanın haklarını ve yetkilerini sadece benim deneyimim değil hukukçu olmayan aileler bile öğrendiler. Bugün polis ve jandarmanın kötülük yapacak insanlara karşı bizi koruyacak, tehdit edenlere karşı bize kalkan olacağı beş yaşındaki çocuklara dahi anlatılır oldu. Cezalandırmak için banyoya kapattığım baldızımın beş yaşındaki oğlu beni polislere şikayet edip kendisini çıkarmamı, polislerin kendisini kurtaracağını haykırdığı bir Türkiye’deyiz.
Fakat hey hat! Ülkemizde hala polis ve jandarmanın bu görevini bilmeyen bir kişi bulunmaktadır. Bu kişi ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanını ‘iplerle, bitmekle…vs.’ tehdit etmektedir. Ne yazık ki bu şahıs polis ve jandarmanın amiri konumunda bir bakandır.
Evet, bu ülkede bitmiş bir şey vardır. Ama bitmiş olan şey ‘Sen bittin Kılıçtaroğlu’ diyen bakanın dediği gibi ana muhalefet partisi genel başkanı değil, hukuk bitmiş, hukuk ölmüştür. Hepimizin başı sağ olsun.