ZARRAB DAVASI
Rıza Zarrab’ın itirafçı olma olasılığı doğduğundan bu yana Hükümet sözcüsü Sayın Bekir Bozdağ adeta borazancı başı gibi bağıra bağıra delil yok ne yargılaması yapacaklar diye bağırıyor. Gerçekten delil var mı? Yok mu?
Bir zamanlar Anayasa Komisyonu Başkanlığı yapan sınıf arkadaşım Sayın Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun sözü aklıma geliyor. Mealen: ‘’Şahsi görüşüm şudur. Resmi görüşüm şu!’ Olaya bu yaklaşımla bakılırsa, delil olayında da iki ölçütün varlığından bahsedilebilir. Birisi yasal delil, diğeri vicdani delildir. Yasal delil soruşturma altındaki bir olay için mahkemeden karar alınarak yapılan dinlemede, sadece soruşturma konusu ile ilgili görsel takip ve ses kayıtları delildir. Hatta o ses kayıtlarında takibatla ilgisi olmayan, ancak suç konusu olan başkaca konuşmalar dinlemeye takılmış olsa, mahkeme kararının konusu olmadığı için yasal delil olarak kullanılamaz. TSK daki FETÖ’cü olmayan, yurtsever subayların yargılandığı davalarda bu kural hiçe sayılırken davanın hukukçu olan savcıları da gönüllü savcısı da bunlar delil olamaz dememiş, şüphelilerin cezalandırılmasını istemişlerdir. Belli bir kesim ise bu ses kayıtlarının delil olamayacağı yolunda yırtınmıştır. Keşke Sayın Bakan Bekir Bozdağ o günlerde çıkıp: ‘Ben hukukçuyum. Mahkeme kararı olmadan yapılan dinlemelerle elde edilen ses kayıtları delil olmaz!’ deselerdi. Bugün daha inandırıcı olurlardı.
Ankara’nın İnecik semtine kurulan tesislerde mahkeme kararı olmadan yapılan gizli dinlemelerle elde edilen ses kayıtlarının yasal delil olma özelliği tartışılabilir. Hatta başkaca delillerle desteklenmediği müddetçe, tartışılmaz ve delil olarak hukuken geçersizdir. Gelelim işin vicdani boyutuna:
Mahkeme kararı olmadan yapılan çekimler sonucu elde edilen ses ve görüntü kayıtlarındaki: Para dolusu ayakkabı kutularının, bir odada bulunan birden fazla para kasası ve para sayma makinalarının, çıkolota kutusu altına yerleştirilen dolarların hiç mi önemi yoktur. Çıplak kulakla bile bire bir sahibinin sesi olduğu konusunda tereddüt edilmeyen sıfırlama kayıtlarını nasıl unutacağız? Bana göre beyin yıkamaya gerek yoktur. Bilen zaten bilmekte, bilmeyen de bilmek istememeye devam etmektedir.
.jpg)
