ORDU VE SAHİL
İnsanoğlu elindekinin kıymetini bilmezse, yeşilin binbir tonu, denizin mavisi ile donatılmışken, bunu betona çevirip, nasıl doğadan uzaklaşırım diye uğraşır durursa o noktada ne yapacağını şaşırıyor insan.
Ordu Büyükşehir Belediyesi, yasal bir düzenleme olmadan, halka hiçbir şekilde danışmadan, Ordu Merkezde, İskele Bahçe’nin olduğu yerde denizi doldurmaya başlamış.
Ordu Kent platformu üyeleri ve bazı sivil toplum kuruluşları denizin doldurulmaması için platform sözcüsü Av. Haluk Türkmen’le birlikte hukuki olarak bir süreç başlatmış ve tedbiren işlemin durdurulmasını talep etmişler se de, henüz bu yönde bir karar çıkmadan, Belediye tarafından çalışmalar başlatılıyor ve platformla inşaatı yapanlar ve polis arasında büyük gerginlikler yaşanıyor. Protestolar, gözaltılar yaşanıyor.
1994 yılında sahil yolu istenmediği için, olduğu gibi kalmayı başaran sahil yolu, şimdi hiç üzerinde konuşulmadan denize dolgu yapılarak eskiden karşı çıkıldığı haline getirilmeye çalışılıyor.
Bir şehir ancak halkın istediği şekilde yönetilir ve halkın isteği doğal olansa, doğayı korumak, elindekinin kıymetini bilmek ve güzel olanı istemekse, yöneticilerin böylesine önemli değişiklikleri halka rağmen oldu bittiye getirmesi kabul edilemez.
Üstelik yargıya başvurulmuşken, yargı henüz bir karar vermeden yapılanı daha da çabuklaştırıp, bir de devletin polisi ile halkı karşı karşıya getirmek ve onun zararına olanı, onun yararına gibi göstermek hiç kabul edilemez.
Yönetimler gelip geçidir, kalıcı olan doğadır ve orada yaşayanlardır. Geleceğimiz çocuklarımızdır. Çocuklarımıza beton şehirler, yeşilden uzak, denizden uzak yerleşimler bırakmaksa dileğimiz ardı ardına sıralayalım binaları, otelleri, kumdan kaleleri, fakat bir gün orada oturmak isteyecek insanları bulamadıktan sonra bir anlamı kalmayacaktır.
Bu sebeple diyorum ki, bırakın nerede, nasıl yaşayacağına orada yaşayanlar birlikte karar versin, oldu bittiye getirip, sonrasında zaten geç olur mantığıyla hareket etmeyelim.