ÇATI'RDAYAN ADAYLAR
İlk defa,projeleri olan ve vaadleri olacak birisini Cumhurbaşkanı seçmeye hazırlanıyoruz. Halk tarafından seçilecek olması bile başlı başına zaten kendisini hem siyasi yapıyor hem de terleyecek biri haline getiriyor. Adı ve yasal altyapısı henüz olmayan ama sıkça telaffuz ettiğimiz Yarı Başkanlık sistemine doğru bir yol alış bu süreç esasında.
Neler vaad edeceklerini ve ne kadarını yapabileceklerini zamanla göreceğiz ancak,ortada şöyle bir garabet var. Bütçesini bile başbakanlığın belirlediği bir makam cumhurbaşkanlığı. Adı ve bulunduğu çankaya tepesi yüksek ama,parasını bir altındaki makam veriyor.Vaadlerde bulunurken,başbakanlığın belirleyeceği bütçeye göre atıp tutacaklar,bu anlamda da oldukça ilginç bir durum.
Biz ülke içinde adayları beklerken,ülkenin doğusunda bir ayrılma mı yaşanıyor yoksa güneydeki iki ülke ile özellikle petrol bölgelerini de içine alan bir bütünleşme mi yaşanıyor bilemiyoruz. Nedeni de oldukça basit.Yayın yasağını koyan zihniyet,ne olup bittiğini kimsenin bilmesini istemiyor. O kadar doğru şeyler yapıyorlar ki,bunu halktan gizliyorlar. Benim bildiğim doğru şeyler açıkça,ayıplanacak şeyler gizlice yapılır,e anlayın artık gerisini...
Çatı adayının da en belirgin özelliğinin İslam Dinimiz olması ve bölgede yaşanan bunca olayda ana unsurun din temelli gözükmesi insanın içine tuhaf bir korku yerleştiriyor. Öyle ya, mevcut 3 adayımızın da hitap ettiği bölgelere bakınca sadece ortadoğuyu görüyorsunuz. Hani ne oldu Avrupa Birliği hayali,ne oldu dünyanın parlayan yıldızı Türkiye'ye ? Bizi modern ülkelerin standardına çıkarmayı kendisine ilke edinmiş vizyona sahip birini görebiliyor musunuz sahnede ?
Bu yüzden,hiiç mi hiç şikayet etmeyin ve ne olduğumuzun farkına varın lütfen.Biz aynen bulunduğumuz coğrafya gibiyiz,ne Asyalı ne de Avrupalı. Biraz ondan var biraz da bundan. Hatta biraz da Arap kültürü var bizde. Her yaptığımız da bu üçüne benziyor. Bu yüzden de meşhur Mehteran gibi yol alıyoruz. İki ileri bir geri. Bu yürüyüşün sahibi olarak,geri gidişe sebep aramaya ve düşman üretmeye hiç gerek yok. Bizi iki adım ileriye götüren de aynı ayaklar,bir adım geriye götüren de...
24 gündür Musul Konsolosu dahil en az 40 kişi bir avuç çapulcunun elinde rehin ama biz bu olayı yok sayarak,sahneye çıkan adaylardan hangisi seçilmeli diye tartışacak kadar da aklımızı kaybetmiş durumdayız. Elçilik toprağı yasal olarak kendi toprağınız sayılıyor ve siz buraya yapılan müdahaleye yayın yasağı koyarak önlem alıyorsunuz. Ve 10 Ağustosta başkomutanı seçmek için sandık başına gideceksiniz. Eğer bu tarihte Işid tarafından ankara da işgal edilmediyse tabii. O yüzden,cebinizde olmayan dövizin fiyatı ile ilgilendiğiniz kadar memlekette neler oluyor ile de mantıklı bir şekilde ilgilenin bi zahmet...
