SEÇİMLER - 2
Seçimler yaklaştıkça ortalık daha bir hareketlenmeye başladı. Ses kayıtları, dinlemeler, dinlenmeler derken; hükümet kanadında ciddi bir buhran oluştu. Kayıtlar montaj mı, gerçek mi tartışması sürerken, herkes kendince bir yorumda bulunuyor elbette. Aslında kasetlerin gerçek olması da, montaj olması da vahim bir durum. Gerçekse, iktidarın başındakii insanın bu türden söylemler içinde bulunması vahim. Gerçek değilse de, insanların hayatının bu denli dinlemeye alınması vahim. Umarım gerçekler biran önce ortaya çıkar da hepimiz doğruların penceresinden bakmaya başlarız.
Seçimler demişken, iktidar kanadında hep bir büyük projeler söylemi almış başını gidiyor. Afişlerde, verilen demeçlerde;’ büyük projelerle geliyoruz, büyükşehire yakışır büyük projelerimiz var, milyon dolarlık projelerimiz var ‘diyor başkan adayları.Öylesine büyük ki herşey, insan faktörü nerdeyse ufacık kalıyor bu projelerin içinde. Yani büyük kanallar, büyük köprüler, büyük binalar, büyük meydanlar, büyük betonlar var da doğal olan, korunması gereken, insani olan yok sanki içinde.
Bir köprü daha yapacağız derken; kesilen binlerce ağaç yok ortada, bir havaalanı daha yapacağız derken, parsellenen, birilerince imara açılan alanlar, yokedilen ormanlar hiç var olmamış sanki.Hep daha büyük olanın, hep devasa olanın peşinde giden insanlar.
Alışveriş merkezleri almış başını giderken, caddelermizde rahat yürümenin, sokaklarda gezip alışveriş yapmanın, mahalle esnafının hali nicedir kimsenin umurunda değil. Alışveriş merkezlerindeki sahte ağaçların, yapay ışıklandırmaların ve bol tüketimin sürekli özendirilmesiyle; doğal olan neredeyse yanlış saymaya başladı kendini.
Eski eserlerin korunması, tarihi binaların yeniden onarılması, eskiye yakışır eserlerin yapılması hayal oldu. Ülkemizin belki bazı yerlerinde, sit alanı içinde sayılan yerlerde, dokunulmaz olan binalar ve alanlar dışında herşeyin yıkılıp, etrafımızın sadece büyük betonlarla donatıldığı, eser yaratmadan çoktan vazgeçilip, beton dikmenin dışına çıkılmadığı projeler zamanındayız artık.
Bu projelerde insan nerede, yaşam nerede, doğa nerede ve biz neredeyiz, durmak ve bir sormak lazım kendimize. Doğal kaynakları bu denli fütursuzca tüketirken, eskiyi bu denli saygısızca yok sayarken, tarihi ve yaşanmışı görmezden gelirken, nasıl bir gelecek bırakabiliriz sevdiklerimize...