44 YAŞINDAYIZ...FATSA'DA GÜNEŞ VAR. GÜNEŞ'TE FATSA VAR
Elinizdeki bu sayımızla 43 yılı geride bırakıp 44. yılımıza girmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz.
Fatsa’nın sorunlarını gündeme taşımak, Ordu ve Ankara’daki bürokrasi sorunlarını aşmak için dönemin Devlet Hastanesi Baştabibi Opr. Dr. Osman Hilmi Memecan, Hikmet Altuntaş, Sıtkı Pazarbaşı ve İsmail Hanikaz tarafından 22 Şubat 1971 yılında kurulan ve ilçeyi ısıtıp pırıl pırıl açsın diye adını “GÜNEŞ” koydukları gazeteniz, 43 yılı geride bırakıp 44. yaşına girdi.
Değerli okurlarımız,
Bir müessesenin yaşaması sadece kendi çabalarıyla olmuyor. Yaptığı işin kamuoyu tarafından da kabul görmesi, beğenilmesi desteklemesiyle sürüyor.
Şükürler olsun Allah’a ki, sizlerin desteği, yazarlarımızın hiçbir maddi karşılık beklemeden katkıları ile bugünlere geldik. Sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır. Sağolun varolun.
Fatsa’da Güneş var. Güneş’te Fatsa var.
Değerli okurlarımız,
Güneş gazetesinin 43 yıllık arşivini tarayıp baktığınızda, mutlaka kendinizle ya da bir yakınınızla ilgili bir haberi bulup okuma fırsatını bulabilirsiniz.
Onun için diyorum ki, Fatsa’da Güneş var. Güneş’te var.
1971 yılında yayın hayatına başlayan gazeteniz Güneş, o zaman kendi tesisleri olmadığı için ilk 2 sayısı Ünye’de Bizim Ünye Matbaasında, 32. sayısına kadar da Ordu Havadis Matbaası’nda basıldıktan sonra 1972 yılında kurulan kendi tesislerinde dizilip basılmaya başladı.
Değerli okurlarımız,
Güneş’in kendi tesislerinde basılmasından sonra yurdun dört bir yanından hatta yurt dışından okur sayısı arttı. Okurlarımızın gösterdikleri bu ilgiden cesaret alarak 1974 yılında 41x57 ebadında otomatik Haıdelberg baskı makinesi alarak, daha temiz bir baskı ile okurlarımızın karşısına çıktık. İlerleyen yıllarda, Ordu’nun hiç bir ilçesinde olmayan ve o yıllarda modern teknoloji olarak kabul edilen Entertip dizgi makinesiyla dizilen gazetemiz, dizgisi ve baskısıyla daha farklı görünümüyle okurlarıyla buluştu.
Yıllar içerisinde ilkelleşen teknolojiyi de geride bırakıp, 1992 yılından itibaren diğer ilçelerde olmayan bilgisayar sistemi ve ofset baskı teknolojisiyle basılıp dağıtılan gazeteniz, ilçenin sorunlarını da takip ederek çözüm yolları aradı.
Bugün ilçede yapılan hizmetlerin bir çoğunun gündeme gelmesinde ve yapılmasında (Direkli -Tazvara yolunun yapılması, Limanın yapılması, derinleştirilmesi, Devlet Hastanesine arsa alımı, yatak kapasitesinin genişletilmesi, Anadolu Lisesi, Denizcilik Meslek Lisesi, Fakültenin açılması, Yunus Emre Köprüsü’nün yapılması, Köylere Hizmet Götürme Birliğine yurt dışından araç geti rilmesi, vs.) gazeteniz Güneş’in önderliği ve başlattığı kampanyalarla olmuştur.
Değerli Güneş okurları,
Kağıdı, kalemi elime alıp yazdığım ilk haberim 1972 yılında bir kaza ve ölüm haberi idi. Mayıs 7’si kabul edilen 20 Mayıs günü dayımın kızı Arzu Çamaş, yolun karşısına geçmek isterken, geçirdiği kaza sonucu yaşamını yitirmişti. Gazetemiz o yıllarda Ordu’da basıldığı için göz yaşları içerisinde Havadis Matbaasını arayıp Ahmet Gürpınar ağabeyime haberimi yazdırmıştım.
Ben de iz bırakan ikinci anım ise, 12 Eylül sonrası ilçeye gelen askeri yönetimin komutanı merhum Eşref Bitlis Paşa ile oldu.
Merhum babam Hikmet Altuntaş ve merhum Sıtkı Pazarbaşı’nın zaman zaman ziyaret ettikleri Eşref Bitlis Paşa; “Hikmet bey, Fatsa’da başka gazeteci yok mu? Onlara da haber verin birlikte sohbet edelim” der. O dönemde Güneş’ten başka gazete ve gazeteci olmadığı için babam, “Oğlum var. Onu göndereyim” der.
Babam bu daveti bana söylediği zaman önce ürktüm. Tepki gösterdim. O zamanlar bir çok göz altılar, sıkıntılar olmuştu. Acaba sıra bana mı geldi diye düşünmüştüm. Tepkim boşunaymış. Paşa beni güler yüzle karşılayarak misafir etti. Çay içip sohbetimizi sürdürürken, “Evladım, bizler burada kalıcı değiliz. Bir gün gideceğiz; ama sizler burada yaşıyorsunuz. Geçmişte şu oldu, bu oldu diyeceksiniz. Bunların hepsine sünger çekip, yeni bir yaşam tarzını belirlemeniz gerekiyor. Sizden de nasıl bir Fatsa’da yaşamak istiyorsanız kaleminizi de öyle kullanmanızı istiyorum” dedi.
Paşam, “Ben herkesin işi, aşı, sıcak bir yuvası olmasını isterim. Zaten gazete olarak hep bu doğrultuda hareket ettik. Bundan sonra da aynı doğrultuda hareket edeceğiz. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın” diyerek yanından ayrılmıştım.
Ayrılmıştım ama; üzerime önemli bir görev daha üstlenmiştim. Ama Fatsalıysam, Fatsa’da yaşıyorsam üstüme düşen görevi yapmalıydım. Öyle de yapmaya gayret sarfettim.
Düzenlediğimiz futbol turnuvaları, Tiyatro etkinlikleri, Festivaller, hemşehrimiz Kadir İnanır’ın başrolünü oynadığı KOMSER ŞEKSPİR filminin galasının yapılması yine gazeteniz Güneş’in öncülüğünde gerçekleşmiştir.
Bunları yaparken de yine en büyük desteği Fatsalı okurlarımızdan aldık.
Değerli okurlarımız,
Bu hizmetlerimizin gerçekleşmesinde tabiki, en büyük destek sizlerden geldi. Sizlerin desteği olmasaydı bu gazete 43 yılı geride bırakmaz, 44. yıl dönümünü kutlamazdı. Bu arada, geniş yazar kadromuzun siyasi görüşleri farklı olsa da özgürce yazmaları, Fatsa’nın gündemini takip etmeleri gazetenizin de özgür ve bağımsızlığından kaynaklanmaktadır. Her siyasi partiye olan aynı mesafedeki yakınlığımız ve uzaklığımız dün olduğu gibi, bugün de aynıdır, yarın da aynı olacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Biliyoruz ki, siyasi partilerin sözcülüğünü yapan gazeteler okurlarından destek bulamadıkları için kaybolup gitmektedirler.
Değerli okurlarımız,
Güneş’in kurucuları, yazarları olan ve bugün hayatta olmayan Hikmet Altuntaş, Opr. Dr. Osman Hilmi Memecan, Av. Faik Orhan, Sıtkı Pazarbaşı, İsmail Hanikaz, Levent Akar, Mehmet Türe, Yusuf Bul ve Seyfettin Mutlu’ya Cenab-ı Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Onlardan aldığımız emanete en iyi şekilde sahip çıkarak, daha da ileriye götürmeyi yeğledik. Amacımız bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da yine sizlerden aldığımız güç ve destekle aynı çizgi doğrultusunda yayın hayatımızı sürdürmektir.
Değerli okurlarımız,
44 .yılımızın benim için ayrı bir özelliği olmasını da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gazetemizin kurucularından merhum babam Hacı Hikmet Altuntaş aramızdan ayrıldığında gazeteniz Güneş 20. yılındaydı. Babamın bıraktığı emanetin üzerine bir 23 yıl daha koyarak 44. yılına taşımanın onurunu yaşıyorum.
Onun hayali olan ama; göremediği bilgisayarlı dizim ve ofset baskı teknolojisini kurduğum için de ayrıca çok mutluyum.
Gazetemizin bu günlere gelmesinde bize güç, cesaret ve destek veren siz değerli okurlarımıza, hiçbir maddi destek beklemeden yazılarıyla katkıda bulunan çok değerli köşe yazarlarımız, M. Şeref Kibar, Av. Mehmet Yıldız, Av. Didem Savaş, Av. Nur Hilal Gündüz , Kemal Özkara, Opr. Dr. Mehmet Yerebasmaz Ahmet Becioğlu, Ceyhan Eraslan, Fahrettin Ateşli, Selim Becioğlu, Sebahattin Göksu, Rüştü Güley ve Şükrü Karaman'a sonsuz teşekkür ediyorum. Sağolsunlar, varolsunlar...
Ferudun Cumhur ALTUNTAŞ