NE İYİ ETTİK DE OKUMADIK!!!
Eğer okuyup Genel Kurmay Başkanı olsaydık İlker Başbuğ gibi terör örgütü kurmak suçundan hapiste olurduk. İyi ki, okumadık da askerliği er olarak yaptık. Okusaydık cumhurbaşkanının Çankaya resepsiyonunda Tuğ General Ertuğrul Özkürkçü gibi başımız ile selam vermek yerine belden kırılarak selam verip, belden kırma general olurduk.
Atatürk’ün komutanlarının postalları yırtık, kaputları yamalıydı. Çanakkale Savaşı’nda 243.000 şehit verdiler ama bir metre kare vatan toprağı vermediler. Şimdiki süslü generaller 30.000şehit verdiler ama sonra da bu vatanın güneydoğusundaki vatan topraklarını teröristlere verdiler!!! Okusak belki biz de öyle generallerden olurduk. Eğer okuyup profesör olup YÖK BAŞKANI Kemal Gürüz olsaydık, mitçi General Teoman Koman Org. Çevik Bir’le beraber yan yana sanık sandalyesinde olurduk. Eğer Bülent Arınç gibi okuyup avukat olsaydık Suriye’yi ABD cezalandıracak diyerek haçlıların, Müslümanları katletmesinden keyif alıyor olacaktık.
Eğer yurt dışında okusaydık Nobel Barış Ödüllü ABD başkanı OBAMA gibi Suriye’ye savaş açmak için ABD kongre üyelerini ikna etmeye çalışırdık.
Kazara Mısır’da EL EZHER Üniversitesi’nde okuyup sonra anayasa yapmaya kalksaydık, bir erkek ölmüş karısı ile sekiz saat seks yapabilir veya 9 yaşında çocukla evlenebilir maddelerini koyardık.
POLİTİKACI OLSAYDIK
Ya okuyup sonra politikacı olsaydık yani Mustafa Sarıgül gibi. Bir sürü yalandan, “anketlerde Kılıçdaroğlu’ndan daha çok puan alıyorum” diye CHP’yi boğuntuya getirmeye çalışsaydık veya Ergenekon’dan hiç söz etmeyip, AKP’ye bulaşmadan yedi kocalı Hürmüz misali kurnaz politika yapardık.
Eğer okuyup sonra da T.C’ye başbakan olsaydık, kim bilir belki Adnan Menderes gibi idam edilirdik. Bu misaller uzar, gider. Benden selam olsun okumayan arkadaşlarıma. Biz şoförlük yaptık, balıkçılık yaptık, kömürcülük yaptık ama okumuş insanlar gibi vatanımıza zarar vermedik.
MISIR’DAKİ RABİA’YA AĞLAMAYIN
Yarın Suriye’deki Rabia’ları düşünün!! Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’ye yapılacak harekat için “ yakın tarihin en kritik süreci” diyor ve devam ediyor. TUNÇ FİLO vur emri bekliyormuş. Kiminle beraber? Amerikan filosu ile beraber. Yani haçlılar ile beraber. Gökyüzünden aşağıdaki Müslümanların üzerine ölüm yağdıracaklar. Yani Esat’ı cezalandırırken başka Rabialar ölecek.
Denizden ise ingiltere, Fransa, İtalya ve deniz kuvvetleri ile bizim gemilerimiz Suriye’yi bombalıyacaklarmış. Bizim Dış İşleri Bakanı BOSNA gibi vuralım diyor. Kısa süreli bir müdahaleye karşı. Bosna gibi vurulunca ne oluyor? BOSNA’da 8 bin Müslüman öldü. Bu mu istediğiniz saldırı? Erdoğan, “ Esat başka ülkeye gitsin” diyor, kendisi için vatanı Türkiye’yi terk etsin deseler cevabı ne olur?
Ama bizim hükümetin elinde bir koz var. % 50 lik bir seçmen desteği… Unutmayalım, HİTLER Avrupa’yı kana boyarken onun daha fazla seçmen desteği vardı.
IŞIKLAR İÇİNDE UYUSUN
Bu söz son zamanlarda ölen bir insanın ardından söylenen bir temennidir. Bu temenninin sahipleri dünyada ışıksız duramazlar ama dünyada ışığın kaynağı olan HES’lere, Termik Santrallere karşıdır. Bunu bilirler ama yine de mezarda bile ışık isterler. Eskiden Allah Rahmet Eylesin, Allah’ın rahmeti üzerine olsun denirdi. Bu grubun böyle bir temennisi yok. Netice itibarı ile Allah’tan rahmet değil ışık isterler!!! Ölünce ışıklar içerisinde olmak için sağlığında yapılması gerekenler vardır onu da göz ardı ederler.
Adamın birinin babası Cuma gecesi ölmüş. Adam ertesi gün hocanın yanına gitmiş. “ Hocam, babam cennete gider mi diye sormuş” Hoca, “ baban sağlığında namaz kılar mıydı? demiş. Adam; ama babam Cuma gecesi öldü demiş. Hoca, baban oruç tutar mıydı demiş. Adam, hoca babam Cuma gecesi öldü demiş!! Hoca adama, baban sağlığında zekat verir miydi deyince adam sinirlenmiş. Hoca, babam Cuma gecesi öldü dedik ya demiş. Hoca adamın yüzüne şöyle bir bakmış. “ Oğlum babana Cuma gecesi bir şey demezler ama cumartesi günü ANASINI BELLERLER demiş.
Bugün hükümet her platformda Müslümanları ve ağırlıklı türbanlı, tesettürlü insanları savunur onlardan da destek alır. Ama Suriye’ye yapılacak saldırıda Amerikan kafirinden destek ister. Suriye’de Amerikan saldırısında ölmeye kim aday. Suriyeli Müslümanlar, türbanlı tesettürlü insanlar “ bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” Muhtemelen bunların ölümünde dostları Allah’tan rahmet değil, ışık isteyecekler. Muhtemelen toprağın altına girince bunlara cuma günü bir şey denmeyecek ama cumartesi günü vay gelecek başlarına….