Milletvekili seçildiği 2002 seçimleri arifesiydi. Listeler belli olmuş, Ordu’ya çalışmalara gitmemiz gerekiyordu. Böyle elimiz boş gitmeyelim. Genel merkeze gidip biraz basılı kağıt, bayrak alalım diye kararlaştırdık. Depo görevlisine talimat verilmiş, genel saymanın oluru olmadan kimseye bir şey verilmiyordu. Adil Karaoğlanoğlu ağabeyimiz de Kumru Belediye Başkanımız olarak yanımızda idi. Benim görevli ile sohbet etmemi istediler. Bir süre sonra benimle sohbet eden görevli sohbeti yarıda bırakarak fırladı. Ben görevliyi takip ettim. Genel merkezin önünde aracın bagajına konulan bir çuval parti bayrağını görevli almak istiyor, Adil ve Sami Ağabeyler vermek istemiyordu. Tam bu sırada genel başkan yardımcısı gelip olaya el koydu. Neden buna gerek duyulduğunu sorduğumda Adil Ağabey eski bir olayı anlatarak bağlantı kurmaya çalıştı. 

 

Sami Tandoğdu SHP’den aday adayıdır. Rahmetli Siret Alper’le çekişmektedir. Mesudiye’nin köylerinde delegelerle ön seçim görüşmeleri yapılmaktadır. Kara Lahana tarlalarının arasından kıvrıla kıvrıla virajları dönerek tepelere çıkmaya çalışırken, kara lahananın körpeliği Sami Ağabeyi tahrik eder. Tarlaya atlar birkaç kök söküp arabanın bagajına atar. Bu sırada yukarda yolun devamında bulunan adam düdüğü öttürerek lahana alınmasından hoşnutsuzluğunu belirtir. Adil Ağabey bir milletvekili adayına 2 kök lahana için bir şey söylenemeyeceğini, adamı ikna edebileceğini söyler yola devam ederler. Tarla sahibi elindeki girebiye dayalı bir şekilde yolu kesmiştir. Sert bir ifade ile neden izinsiz olarak lahanayı aldığını sorar. Adil Ağabey aşağıda beyan ettiği gibi adamı ikna etmeye çalışarak, bedeli neyse ödemeyi teklif ederek, araçta oturanın milletvekili adayı olduğunu, seçildiği taktirde yüce mecliste Ordu’yu temsil edeceğini dile getirir. Bunun üzerine adam, Sami Ağabeyin yanına yaklaşır. Gözünün içine bakarak: ‘Sen daha vekil olmadan lahana hırsızlığı ile başladın. Vekil olunca senden korkulur. Hiçbir şey istemiyorum.’ Diyerek yoldan çekilir. Sonradan bu zatın da rahmetli Siret Alper’in görüştüğü bir delege olduğu tespit edilir. Hoş bir anı olarak kalır. 

 

O aslında vekil olduğu dönemde Ankara’lara taşıdığı fındık çuvalları ile üreticinin çalınan alın terinin hesabını soran milletvekili olarak hafızalarımızda kalmıştır. Nur içinde yatsın.