DOLUNAY KAVŞAĞI 5
Bundan bir hafta önce 28 Mart 2013 akşamı, Ali Arslantürk, her zamanki gibi evinden çıktı, işlerini yaparken, ‘iyi akşamlar diledi’ tüm gördüklerine, bunlardan biri de bendim, çünkü Ali bizim sitenin kalorifercisiydi, aynı zamanda komşumuzdu. Ne zaman yardıma ihtiyacımız olsa, Ali’yi arardık ve hiç geri çevirmezdi bu yardım taleplerini. Kimsenin kalbini kırmayan, herkesin sevdiği ve saydığı bir insandı. Ailesine daha iyi kazanç sağlamak için sürekli çalışan, kendine bir traş parasını bile çok gören bir insandı.
O akşam da her zaman karşıya gçetiği yolda, yolun karanlık ve yağmurlu olması sebebiyle ya da başka bir sebeple, karşı istikametten gelen aracı görememiş ve aracın çarpması neticesi ağır şekilde yaralanmıştı. Hemen hastanaye kaldırılsa ve tüm müdahaleler yapılsa da, malesef Ali Arslantürk bir hafta önce hayatını kaybetti. Çok üzüldük ve belki dedik orada ışık olsaydı, bu kaza olmazdı; ya da olsa bile yine çok üzülür fakat keşke demezdik.
Kaza Dolunay kavşağında oldu. Herkesin korkulu rüyası olan, araçların ve yayaların her geçişinde zorlandığı, defalarca yaralanmalı ve bazen ölümlü kazaların olduğu, Dolunay kavşağı. Bundan birkaç ay önce de, bir avukat arkadaşımızın ailesi, araçla burada kaza yapmış ve annesi günlerce yoğun bakımda kalmıştı. Bir ay önce yine bir araç yayaya çarpmıştı. Her seferinde bir araç sesiyle ve gürültüsüyle irkiliyordu orada oturan insanlar.
Hele yaz aylarında, artan trafik yoğunluğu, deniz mevsiminin açılması, çevrede otellerin, restoranların olması, kazaları daha da arttırıyordu. Çünkü burası, hem şehir içi, hem şehirlerarası bir yol. Araçların hızla seyrettiği, özellikle o kavşakta hızını daha da arttırdığı, ağır vasıtaların, küçük araçların kullandığı uluslararası bir yol.
Bu kavşak için ve yine aynı tehlikeleri içeren Fakülte kavşağı için, defalarca ilgili yerlere başvuru yaptığımız halde, hiçbir sonuç alamadık. Bizzat kendim, Karayollarına başvurdum, aldığım yanıtı bir kez daha sizlerle paylaşıyorum.’ Bahse konu mevkilerde yapılan incelemelerde yolun projesine uygun yapıldığı, sürücülerin kavşaklara yaklaşırken hızını kurallara uygun şekilde hız limitlerine indirmediği, dolunay otel çıkışı ve dolunay mahallesi çıkışı ile Fatsa deniz Bilimleri Fakültesinin bulunduğu kavşakta gerekli işaretlemelerin yapıldığı tespit edilmiştir. Bahse konu mevkilerde yapılan incelemelerde yolun projesine uygun yapıldığı, sürücülerin kavşaklara yaklaşırken hızını kurallara uygun şekilde hız limitlerine indirmediği, dolunay otel çıkışı ve dolunay mahallesi çıkışı ile Fatsa deniz Bilimleri Fakültesinin bulunduğu kavşakta gerekli işaretlemelerin yapıldığı tespit edilmiştir.’
Kavşaklarda hız kontrolü yapılması halinde trafik güvenliğinin sağlanacağı düşünülmektedir.’diye muallak bir ifadeyle son nokta koyulmuştur. Hız kontrolünü kim yapacaktır? Burada araçların kendi hız kontrolünü yapmasıysa kastedilen, oradan geçen hiçbir aracın hız limitlerine uymadığı açıkça görülmektedir. Kavşaklarda trafik polisi bekletilmesi, radarla hız kontrolü gibi bir önlem de düşünülmüyor. Öngörülen tek şey, araçların hız kontrolü yapması. Fakat benim gördüğüm araçlar oradan en az 100 km hızla geçiyor. Şehirlerarası bir çift yoldan 50- 60 km hızla seyretmek kimsenin aklına gelmiyor. Kimse o yolu şehiriçi olarak görmüyor. Kimse o yoldan geçerken karşıdan karşıya geçen yayaları, dönen araçları, evine ve işine gidenleri, okuluna gidenleri hesaba katmıyor. Her araç biran önce gideceği mevkiye yetişmeye çalışıyor. Bahsettiğimiz yol, doğu ile batıyı; kuzey ile güneyi; yurt içi ile yurt dışını birbirine bağlayan; sarp sınır kapısına kadar uzanan bir yol. Tırlar, kamyonlar, otobüsler her türlü aracın defalarca geçip gittiği bir yol. Bu araçların her birinin ayrı ayrı hız kontrolü yapacağını düşünmek hayalden başka bir şey değil.
Bu konu ile ilgili defalarca yazdım, Belediye yetkilileriyle görüştüm. Aldığım cevap her seferinde yolun trfaik ışıklarına uygun olmadığıydı. Yol eğimli ve virajlı olduğundan, oraya trafik ışığı yapılamaz deniyordu. Peki çözüm neydi, çözüm yoktu. Böyle devam edecekti. Fakülte kavşağının biraz yakınına ve dolunay kavşağının fazlasıyla uzağına iki üst geçit yapıldı ve bunlar da hiçbir işe yaramadı. Çünkü yapılan üst geçit çok uzakta kalıyordu ve üst geçit, araçların güvenliğini hiçbir şekilde sağlamayacaktı. Öyleyse ne yapacağız? Daha başka insanların da ölmesini mi bekleyeceğiz? Her seferinde aynı korkuyla mı yaşayacağız? İnsan eliyle yapılan bir kavşak, elbete yine insan eliyle düzeltilebilir. Gerekirse kavşağın yeri değiştirilir. Bir şekilde çözüm bulunur. Bunun için yerel yönetimler,bir çaba göstermiyorsa, Karayolları hiç oralı olmuyorsa, bizler çözüm için her kapıyı zorlamalıyız diye düşünüyorum. Hepimiz bir araya gelip, gerekli merciileri harekete geçirmeli ve daha fazla insan zarar görmeden biran önce bir çözüm bulmalıyız. Kaza her yerde, her zaman başımıza gelebilir; fakat biz gerekli önlemleri almıyorsak ve buna göz yumuyorsak, burada hepimizin sorumluluğu var demektir. Biz elimizden gelen tüm tedbirleri aldıktan sonra olanlar da, en azından üzüntümüz büyük olsa da, pişmanlığımız ve keşkelerimiz olmayacaktır.