İSTEMEZUK SENDROMU
İSTEMEZUK SENDROMU
Bu hastalık ahalimize Osmanlı’dan beri sirayet etmiştir. Bu gün bile bütün canlılığı ile kendini göstermektedir. Neden istemezük bunu düşünmeyi denesek sorun kalmayacaktır.
Etrafımıza şöyle bir bakalım. İnsanlar çoğaldıkça konut açığı ortaya çıkıyor. Şu anda Fatsa’da yüzlerce konut yapılıyor. İnşaatın en önemli maddesi çimentodur. biri çıkıyor, bu açığı görüyor, çimento fabrikası kurmayı düşünüyor. Yerini buluyor kiralıyor. O anda birileri İSTEMEZUK hastalığına yakalanıyor ve hemen fabrika girişimine itiraz ediyor. “Efendim bu fabrika çevreye zararlıdır” diyor. Haklı da olabilir ama bu fabrikayı “çevreye zararı olmadan” nasıl yaparız diye düşünse çok şey halledilmiş olur ama işin kolayı nedir “istemezuk”
AYNI ŞEY DENİZDE
Fatsa’da sahilden denize bakınca ufukta adayı görürüz. bu yıllar önce de böyleydi. Ama bir farkla yıllar önce Fatsa’nın nüfusu 7.100 (yedibinyüz) bu gün yetmişbin. Yıllar önce gördüğümüz denizin hacmi büyüdümü? aynı deniz!!! Yıllar önce o denizden çıkan balıklar Fatsa’ya yetiyordu fakat Fatsa’da nüfus 65.000 olunca bu gün yetmiyor.
Ne yapmak lazım? Denizde havuzlar kurup havuz balıkçılığı yapmak lazım. Bunu birisi düşünüyor, fikri ortaya atıyor, fikir ortaya atıldığında birileri hemen “İSTEMEZÜK” hastalığına düçar oluyor. Neden istemezsin diye sorulunca “efendim deniz kirlenir” diyor. Halbuki bunu nasıl denize ve insan sağlığına zararsız halde yapılır diye düşünse mesele hemen çözülür.
Bizde egede havuzlar var kıyamet kopuyor, deniz kirleniyor!! diye ama karşı kıyıda Yunanistan kültür balıkçılığında dünya birincisi, avrupalılar okyanusta kültür balıkçılığı yapıyor. Yakınımızda Perşembe’de yirmibeş yıldır yapılıyor. Kime ne zararı olmuş. Ama biz bunu adanın arkasında yapalım diyen yok, ama yapmayalım deniz kirleniyor diyen çok.
Halbuki Fatsa’da Deniz Bilimleri Fakültemiz var. Bu işle ilgili hocalarımız var. Bunları yeterince değerlendiremiyoruz. Açıkta yapacağımız çiftlik balıkçılığı hem öğrencilere ders olur, hem de Fatsa’daki konu ile ilgili hocalarımızdan daha çok faydalanmış oluruz. Ama “İSTEMEZUK DENİZ KİRLENİYOR” daha kolay olduğu için başaramıyoruz.
Benzer misalleri çoğaltabiliriz, ama sonuç kaçınılmaz. Dünyada denizlerin ve toprağın hacmi bir metrekare artmazken dünya nüfusu katlanarak çoğalmaktadır.
İSTEMEZUK’TA BAŞKA BİR BOYUT
Geçenlerde stadımızın adının ORDU -FATSA şehir stadyumu değil de ERDOĞAN ARICA şehir stadı olmasını yazmıştım. Genç arkadaşlar hemen istemezuk dediler. neden? dedim. “Erdoğan Arıca Fatsaspor’a ne vermiş” dediler. Ben de onlara sordum “siz ne verdiniz? “dedim. Cevap yok. Gençler herhalde trübinde “en büyük Fatsa başka büyük yok”demeyi bişey vermiş bir fedakarlık yapmış sanıyor.
Erdoğan Arıca, mektep çayırında futbola başlamış Türk milli takımının kaptanlığına yükselmiş bir futbolcudur. Adının Fatsa’da yaşatılması lazımdır diyorum.
Fatsaspor’a katkısına gelince. O devirde (1985) Fatsaspor’un üçüncü ligde hiçbir geliri yoktu. Biz yöneticiler cepten para verip takımı deplasmana gönderirdik. Deplasman dediğin Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Kars, Erzurum, Iğdır. Öğle tırıvırı deplasman değil. Takımın hiç bir geliri yok. İç saha maçı da yoktu. Çünkü Fatsa’nın sahası yoktu.
İşte Fatsaspor’un o fukaralık günlerinde paraya ihtiyacımız olduğu zaman para dilenmeye İstanbul’a giderdik. Rahmetli Erdoğan’ı önümüze katar kime nazımız geçerse kapısına yıkılırdık. Maral Öztekin, Süleyman Bursalı, Cemal Yangın sonra Galatasaraylı Ayhan Akbin’in Şişli’de kahvesi vardı orada Fatih Terim’den Selçuk Yula’ya kadar kimi yakalarsak. Fenerbahçeli idarecilerden kimi bulursak Fatsaspor için para toplardık. Erdoğan’ın gönderdiği malzemeleri de unutmamamız lazım. Yeni gençler Erdoğan’ı bilmiyor. Belki bilseler stada adının verilmesine karşı gelmezler.
C.H.P’NİN 89.YILI KUTLU OLSUN
Yerel gazetede Fatsa CHP teşkilatının resmini gördüm. Atatürk’ün büstüne çiçek koyarken. Hepsi birbirinden şık. Yalnız Kel Ali (Çebi) en arkaya sinenmiş elinde Atatürk resmi her an kaçacakmış gibi duruyor. Doğan Çelebi en önde. Bir dahaki kutlamada Doğan çelebi’yi en arkaya alacağım onun boyu uzun.!!
O resimde Yüksel Pekbüyük’ü, İsmail Yurttaş’ı, Sinan Tuncay’ı görmek isterdim. Fatma ablam veciz bir konuşma yapmış.. Oğlum Reşit sen söyle sen işit misali. Sivas kongresi vs. kimin umurunda! İktidar. Atatürk’ün 10.yıl marşındaki “Yurdu demir ağlarla ördük” sözlerini bile kaale almıyor “ne ördün” diye kafa yapıyor.
Benim bildiğim Atatürk devrinde 4000 km demiryolu yapıldı. Ondan sonra 80 km demiryolu bir de Eskişehir-Ankara demiryolu iyileştirildi. Bunları konuşmasında hatırlatsa daha güzel olurdu.
Koskoca Atatürk’ün iktidar tarafından bu kadar hafife alındığı bir Türkiye’de 89.yıl konuşmasında Sivas Kongresi’nin ne kıymet harbiyesi olabilir. “89 yılda ilkelerimizden taviz vermedik” ne demek?
Bunları söylerken CHP’nin biraz daha cevval olmasını bekliyorum!!!