Görüntülenen Sayı: 2145
2799 | Yayım Tarihi: 20 Temmuz 2012 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » LOZAN ANTLAŞMASI

LOZAN ANTLAŞMASI

Av. Nur Hilal GÜNDÜZ

Av. Nur Hilal GÜNDÜZ

nurhilalgunduz@gunesgazetesi.net
Facebook'ta Paylaş

             24 Temmuz 2012 tarihinde, Lozan Barış Antlaşması’nın 89. yılı dolacak. Lozan Barış Antlaşması ile yeni Türk Devleti’nin varlığı tüm dünyada kabul edilmiş, Türk Devleti bağımsız ve kendi varlığından emin bir şekilde, diğer devletlerle masaya oturmuş ve sonucunda büyük bir başarıya imza atmıştır.

               Lozan Antlaşmasıyla, Sevr Antlaşması geçersiz kılınmış, birçok sınır problemi çözülmüştür. Komşularla barış içinde bir yaşam hedeflenmiş ve büyük ölçüde sağlanmıştır. Türkiye tarihinde yeni bir dönem başlamış ve yeni Türk Devleti birçok devlet tarafından kabul görmüştür.
         Türk ulusunun tam bağımsızlık mücadelesi tanınmış ve tam bağımsız Türkiye Devleti, emin adımlarla yoluna devam etmiştir. Böylece çağdaş, bağımsız, laik yeni Türk Devleti, gücünü tüm devletlere ilan etmiştir.
           Bu antlaşma ile Ermeni, Rum meselesi, Şark sorunları sona ermiş, Musul, Hatay ve Boğazlar dışında birçok sorun çözüme bağlanmıştır. 
          Kapitülasyonlar kaldırılmış ve kendi kendine yeten, kendi gücüne inanan bir Devlet olma yolunda bir adım atılmıştır.
          Ülke genelinde yapılacak tüm siyasi, sosyal ve kültürel devrimler için uygun zemin hazırlanmıştır.
         Fakat aradan geçen 89 yılda, Lozan’da elde ettiğimiz kazanımların birçoğunu, sınırlar hariç, artık koruyamadığımız bir gerçektir.
        Lozan’da en büyük siyasi başarı olarak görülen kapitülasyonlar, maalesef artık başka bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Ülkemizin tam bağımsız ve kendine yeten bir ülke yolunda attığı büyük bir adım  olan Lozan Antlaşması, geçerliliğini korusa da, geldiğimiz süreç farklıdır
        Sınır komşularımızla sıfır sorun derken,  hep sorun noktasına geliverdik. Ortadoğu’da yaşanan hesaplaşmalar bizi de karşı taraf haline getirdi ve sonu düşünülmeden yapılan davranışlar, tutarsız dış politikalar, ülkemizi de bir noktada hedef haline getirdi.
         Doğu sınırlarımızda yaşanan çatışmalar, gün geçtikçe artarken, diğer illerimize de sirayet etti. Kararlı ve güçlü Türk Devleti, birçok konuda kararsız olmaya başladı. Günlük politikalar, günlük ani çıkışlar, alel acele çıkarılan kanunlar ile, halkın Devlet otoritesine ve kararlılığına inancı azaldı. Yüzyıllardır bir arada yaşamış, bir millet olmuş insanlar, ayrı düşerken, yeniden sınır kavgaları başladı. Milletin fertleri birbirinden uzaklaşmaya başladı.
           Tam bağımsız Türk Devleti artık fazlasıyla dışa bağımlı oldu. Tarımda, ticarette, bilimde, teknolojide, enerjide, birçok alanda kendine yetemeyen, hep dışarıdan alan, kaynaklarını kullanamayan, yabancı sermayeye kapılarını sonuna kadar açan, tüm kurumlarını yabancılara satan bir Devlet oluverdi. Kapitülasyonlar daha da ağır, daha da fazla bir şekilde hayatımıza geliverdi. Tarım ülkesi olan Türkiye,  tarım ürünü ithal eder oldu, doğal kaynaklarını hiçe sayıp, yabancı yatırımcıların insiyatifine bıraktı, birçok yeri 40-50 yıllığına kiraladı, tek taraflı imtiyazlar verdi diğer ülkelere. Böylece tam bağımlı bir hale geliverdi yeniden ülkemiz. 
               Nice tam bağımsız, çağdaş ve mutlu günlere ulaşmak dileğimle…
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.