Görüntülenen Sayı: 2132
2805 | Yayım Tarihi: 20 Nisan 2012 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » GİZLİ AF YASASI

GİZLİ AF YASASI

Av. Mehmet YILDIZ

Av. Mehmet YILDIZ

av.mehmetyildiz52@gmail.com
Facebook'ta Paylaş

  Geçen hafta (11.Nisan.2012)  tarihinde ‘CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN İLE DENETİMLİ SERBESTLİK VE YARDIM MERKEZERİ İLE KORUMA KURULLARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN’ başlıklı 6291 sayılı bir kanun çıktı. 

Önce başlığından başlamak istiyorum. Ne normal ne de hukuk mantığında bu kadar uzun bir başlık olamaz. İnsan biraz düşünür ve ne demek istediğini anlatacak daha kısa bir başlık bulmanın yollarını arar. Bu başlık sadece uzunluğu ile de değil cümlenin içinde iki kez ‘ile’ kelimesi kullanılarak da sakil bir görüntü vermiştir. Gerçi deve misali neresi doğru denilebilir. Tabi buraya kadar olan kısmı işin detayıdır. 
Aslında bu 6921 sayılı yas bal gibi bir af yasasıdır. Okurlarım bilirler bir af yasası çıktığında benim vücut kimyam bozulur. Dürüst insanların cezalandırıldığını düşünürüm. Geçekten de kurallara uyan, bunun için kendisini sıkan, birçok isteğinden ödün veren birisi ile istediğini yapan, kıran, döken bir kişinin arasında fark olmasını, suç işleyenin cezasını çekmesini isterim. 
Şimdi komediye bakınız. Yasanın 1. maddesinde sözüm ona gerekçesini kısa bir cümle ile yazmışlar. Buna göre: ‘Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleri ile bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla’ denilmektedir. Vaaay! Ne sevecen, ne babacan bir yaklaşım? İşin aslı ceza evlerinde kapasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Hem de kapasitenin 1,5 katından fazla, bu sayıyı eritmek için hükümlüleri 1-2 yıl önce sokağa saldılar.
Daha önce Silivri duruşmalarında sanıkların tahliyesi yolunda oy kullandığı için Eskişehir’e infaz yargıcı olarak gönderilen Sayın Oktay Kuban’ın, yasanın, anayasanın 2, 9, 19, 37 ve 38. maddelerine aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesine dava açtığını duydum. Ancak bu dava, yasayı uygulayacakların yargı yetkisine sahip olmayan denetimli serbestlik müdürleri tarafından yapılmasına yönelik olduğu da ayrıca ifade edilmektedir. 
Neresinden bakarsanız bakınız ortada dürüst, üzerine düşeni yerine getiren, kuralcı insanların kabul edemeyeceği bir çarpıklık vardır.  
Teşbihte hata olmazsa bir benzetme yapacağım. Şeytan boş kaldıkça çocuklarını dövermiş. Bizi yönetenler de boş kaldıkça yasalarla oynayıp, güya yaratıcılık yapıyorlar. Önce cezaların infazı hakkındaki yasayı değiştirdiler. Verilen cezanın, cezaevinde çekilen kısmı arttı. Sonra bu yasayı çıkararak suçluları 1-2 yıl önceden sokağa salıyorlar. Durum eskisinden daha kötüye gitti. Suç işleyenler affedilip sokağa salınırken, işlenen bu suçlardan mağdur olanların mağduriyetleri hiç dikkate alınmıyor. Bu konuda  Fadime’nin sitemini yazarak bitirmek istiyorum.
 
Fadime’ye tecavüzden hüküm giyen Temel’in çok kısa bir süre sonra cezaevinden çıktığı Fadime’ye söylendiğinde; hayretini gizleyemeyen Fadime nasıl olur diye tepki gösterir. Bunun üzerine haberi veren kişi devletin af çıkardığını söyler. Kendini tutamayan Fadime: ‘Ama O, devlete değil, bana tecavüz etti. Devlet nasıl affeder’ diye söylenir. 
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.