2010 YILININ SON PALAVRALARI
2010 YILININ SON PALAVRALARI
Bu yıl Ankara’da Seğmen Alayı Yürüyüşü trafik akışını bozar diye yaptırılmadı. Okey oynarken hareketsiz kalan Ali Çebi (Kelali lakabı mahkeme kararıyla kaldırıldı) bıldırcın gibi yağlandı. Fazla kilolarını atmak için sahilde yürüyüşe başladı. Ali bey’in kaldırımda fiyakalı yürüyüşü yoldan geçen kamyon şoförlerinin dikkatini dağıttığı için İlçe Trafik Komisyonunca yasaklandı.
KEÇİ RIFAT
İlçemiz kıdemli kuyumcularından KEÇİ RIFAT bu günlerde çok sinirli. Hükümetin vergi cezası affı ile başlayan yasa tasarısının keçi krizine dönüşmesi Rıfat’ın sinirlerini bozdu. YASAYA SOKULMAYA ÇALIŞILAN KEÇİLERE ÖZGÜRLÜK MADDESİ Rıfat’ı çileden çıkardı. Biz bu zamana kadar hep özgür yaşadık. AKP bizim üzerimizden pirim yapmaya çalışmasın dedi.
BÜLENT ERKLİ
Yılbaşının gelmesi herkesde dünya seyahati özlemini yarattı. Firmalar dünyanın çeşitli ülkelerine seyahat proğramları düzenliyor. Aya seyahat bile söz konusu. Yılbaşı bileti alanların hepsinde dünyayı görme eğilimi var. Bizim Bülent her boka maydanoz sınıfına girdiği için bana piyangodan para çıkarsa. Abdülcambazın ZÜLKAYREYN’İ KEBİRİ KÖSTEBEK aracıyla arzın merkezine seyahat etmeyi düşünüyormuş. Bunu duyan çıkık Mahmut, “Oğlum zahmet etme. Zamanı gelince seni orta caminin musalla taşından imamın kayığına bindirip asri mezarlıktan arzın merkezine göndeririz” demiş.
GAZETECİ ARİF
Cumhuriyet meydanında gazete satmaktan başka bir şey bilmeyen Arif’in en çok ızgarada pişmiş lüfere meyili vardır. Bir de Beşiktaş’ın yenilgisine küskünlüğü.Arif hayatında hiç dans etmemiştir. Bir defa evlenirken dans etmiş, kendisine dans etmek nasıl bir şeydi diye sorunca “ Dans etmek, yatay bir isteğin dikey anlatımıdır” demiştir”
DR. MEHMET YEREBASMAZ
Geçenlerde TV de izlediğim “Hamile genç kız” lafzının manasını sordum cevabını veremedi. Tıbben hamile genç kız olmaz dedi.!! Ama burası Türkiye lafını peşinden ekleştirdi. Bu sefer İngiltere’den bir haber. İngiltere’nin ünlü “ hötöröf “ şarkıcısı Elton Jonh bebek sahibi olmuş ! Hemen Dr.Mehmet’e yetişdirdim. Mehmet, “Olamaz. O adam doğal olarak gaz çıkarırken gülcemal vapurunun geri tornistan yaparken pervanesinin çıkardığı sesleri çıkarıyor olamaz” dedi. Sonra işin aslını öğrendim. Elton bey bir dondurulmuş sperm tedariklenmiş kaliforniyalı bir hanıma taşıyıcı anne zerkettirmiş. Çocuk doğunca onu almış. Yardımcısı adamın kucağına otutturmuş. Karşıdan bakıp çocuğu seviyor. bu duruma Türkiye’de pala bıyık hötöröf çok bozulmuş, o yardımcısı ile doğal yolla çocuk sahibi olmak istiyormuş. Bakalım Dr.Mehmet Yerebasmaz buna ne diyecek.
KÜÇÜK OHANSES
O da kim diyeceksin? 1915 ermenilerin dramatik techiri sırasında ailesini kaybetmiş bir çocuktur. O yıllarda Ünye’de techir edilen ermeniler bazıları evlerini sattı gitti, bazıları da evlerini müslüman komşularına bıraktı gitti. Daha acı olanı bazıları da yürüyemeyecek kadar küçük çocuklarını da komşularına bıraktılar. İşte Ünye’nin Goginağa mahallesinde oturan ermeni aile giderken küçük çocukları ohannesi kahveci Süleyman efendiye bıraktı. Küçük ohannes biraz palazlandıkça karakin ustanın yanına kaçmaya başladı. (içgüdüsel olarak) Kahveci süleyman efendi bunu anlayınca Ünye’den Fatsa’lya taşındı. Ohannese ÖMER adını verdi. Aramızda yaşayan bu adam kim?
MUSTAFA GÜNEŞ (Sarı Mustafa)
Yılbaşı gecesi sahildeki çardak restoranın önünde Noel baba kılığına girmiş ho.. hoho diye bağıran adamı kıyafetinden dolayı kimse tanıyamamış. Derdin nedir diye soran da olmamış. Daha sonra Çınar hastanesinin acil servisinde noel babanın pantolonunu çıkarınca anlaşılmış. Mahmut Göksu’nun köpeği karanlıkta noel baba Mustafa ile hapa -hap gelince ürkmüş. Noel baba Mustafa’nın poposunu hep ısırmış. Bizim noel babanın ho-ho-ho diye bağırması kıçındaki ısırıkların acısından geliyormuş.
UĞUR HAZİNEDAR
Cem Uzan 50 yaşına Paris’te 50 dostuyla 3 gece süren partiyle girdi. Eğlence Cem beyin Eyfel manzaralı Residance La Reseve’de başladı. Final ise Paris’in ünlü eğlence mekanı Mathis barda sonlandı. Cem beyin bu etkinliği Baba Uğur’u (hazinedar) çağırmaması Fatsa sosyetesinde şaşkınlık yarattı.
SONUÇ OLARAK
Diyeceksiniz ki bu palavraları niye atıyorsun? Güneş gazetesinin bunları biliyor musunuz köşesine bakın oradaki isimlerin hiç birini tanımazsınız. Neden? Çünkü Fatsa’da insan jenerasyonu değişti. Güneş gazetesi Fatsa’da yurt içinde, Ankara’da, İstanbul’da, Avrupa’da, Amerika’da okunduğu için bir devrin delikanlılarının hala yaşadığının haberini veriyorum. Bunları yazarken bazen hata yapıyorum. Mahalle arasında çocukların top oynarken yan evin camını kırması gibi !!! Kurbanlarımı genellikle 1970-1975 yılları arasında Fatsa lisesinde okumuş arkadaşlarımdan seçerim. Onlardan pek arıza çıkmıyor. Beni zor duruma düşürenler genellikle mektep kaçkınları. KİSKİR00;MAHMUT hariç (o altı yıl lisede okudu ama lise 2 ye kadar gelebildi. ama onda problem yok.) Ben liseye kadar gelemeyenlerden bahsediyorum. Sonuç olarak bir devrin delikanlılarının yıkılmadık ayaktayız mesajını veriyorum!!!