KAYNAK İSRAFINI ÖNLEMEK
Kaynak kayıplarını önlemek ve kalkınma hızını artırmak için, mutlaka sıkı bir denetim lazımdır. Halkımızın arasında çok güzel bir sözümüz var. “Para’nın hasmı çoktur” diye. Hükümetimizin çalışmaları çok başarılı, fakat bu tam oy’a dönüşemiyor. Sıkı bir denetim yapamayıp, israf kaybına uğrarsanız, iki kaybınız oluyor. Hem para kaybına uğruyorsunuz, iç borç yükseliyor hem de para kaybınızın çok üzerinde de oy kaybına uğruyorsunuz. Biz yaşımızın bir gereği olarak, Rahmetli Menderes’in, Rahmetli Özal’ın ve Sayın Erdoğan’ın dönemlerini baştan sona biliyoruz. Menderes ve Özal ilk seçimde hak ettikleri oyları aldılar. Sayın Erdoğan ise Menderes ve Özal’ı katlayarak geçtiği halde, oylarını pek arttıramıyor. Tek sebebi var. Çok büyük ölçülerde ödemeler yapıldığı halde: Denetim hiç yapılmıyor. Küçük bir belde belediyesine aşırı miktarda para ödenmiş, o da uydurma belgelerle paraları yemiş. İnsanlaırın canı sıkılıyor. En çok üzülen de benim. Yapı itibarıyla milletin derdini kendime dert ediyorum. Üzüntü beni öldürecek....
Samsun’a giderken ikinci yarmada sol kolda; Çin Seddi kadar bir duvar yapıldı. Dev gibi bir istinat duvarı, ta başa kadar çıkartılmış. Halbuki bu istinat duvarları gerektiği bir yere yapılsa da duvar şevin ta başına çıkmaz. Yüksekliğin % 70’ini bulan bir duvarı, arkadaki toprağı yüklenecek şekilde bağlarlar. Toprak istinat duvarının üzerine çöker ve basınca dayanma gücü daha da artar. Burada duvar tam tepeye çıkartılmış. Arkadaki kayayı iyice gizlemişler. Büyük bir kepçe ta yukarıya kadar harç ve taş kaldırıyor. Çok canım sıkıldı. Geldim, durumu dönemin kaymakamına anlattım. Kaymakam bey sitemli, şu cevabı verdi. Benim hiç bilgim yok. Biz bu işlerden anlamıyor muşuz. Bizi bunlara karıştırmıyorlar dedi. Baktım, benim kadar da üzgün. Amma yetkisizlikten müdahale edemiyor. Düşündüm. Devletin Kaymakamının bölgesinde devlet icraatı yapılıyor. Kaymakam bey’e bilgi verilmiyor. Sayın Kaymakam da aynı benim gibi bunun üzüntüsünü yaşıyor. Bize göre buna çok acil bir formül bulunmalı.
Bizim düşüncemiz şu: Valilerin yetkileri değiştirilecek. Kaymakamlar da vali beyin yardımcıları olacaklar. Fiiliyatta valiler başvekil yardımcısı gibi olacaklar. Şu anda meşgul oldukları ufak tefek işleri yardımcılarına devredecekler. İl içinde yapılan bütün devlet icraatları valilerin denetiminde olacak. Belediyeleri de yine çok aktif bir şekildi valiler denetleyecekler. Biz buna bir örnek vermek istiyoruz. Çocukluk yıllarımda babamla beraber Samsun’dayım. Babam dedi ki, oğlum bu Samsun da dahil Trabzon valisine bağlıydı. Ben ilk önce bunu pek aklıma sığdıramadım. Bu kadar yeri bir vali nasıl yönetiyor dedim. Oğlum, onlar da öyle adamlardı dedi. Kısa bir süre içinde bütün valiler de osmanlı paşası gibi olurlar. Valiler çok iyi yetiştirilmiş insanlar; Bir vali bu geniş kapsamlı yetkili çalışmasıyla bir kaç tane mühendisi cebinden çıkaracak hale gelir. 81 tane il valilerini bir anda başvekil yardımcısı yetkisiyle donatsanız, valiler bu yetkileri çok başarılı bir şekilde yönetebilirler. Valilere verilecek bu yetkiler de kimseyi rahatsız etmez. Bir anda bütçeden bir kuruş ödemeden Türkiye’nin gücü ikiye katlanır.
Ben buna bir örnek vermek istiyorum. Bir okulun temel atma törenindeyiz. Sayın Şükrü Yürür Ticaret Bakanı olarak orada. Vali Çetinkaya ile yanyanalar. Bir ara bir sıkışma oldu. Şükrü Bey ilkönce vali Çetinkaya’yı geçirdi, peşinden de kendisi geçti. Rasgele yapılan bir iş mi yoksa bilerek mi yapıldı diye merak ediyorum. Önceki davranışın benzeri bir durum oldu. Tekrar Vali Çetinkaya’yı geçirdikten sonra kendi geçti. Şükrü Bey de bürokrasiden gelen bir insan. Bunu bilerek yapıyor. Ben çok hoşlandım. Devletini çok seven bir insanım. Valiye devleti temsil etme vasfından dolayı saygı gösteriyor. Yoksa protokolü bilmeyecek bir insan değil. Sadece karayollarının gereksiz istinat duvarlarını önlese senede milyonları kurtarır. İnşallah bunu AKİM’e de götüreceğim.