HALK OYLAMASI EVET Mİ HAYIR MI?
Başlığa bakıp, bazıları kararsızlığıma sevinmesinler. Sonuç olarak elbette HAYIR kullanacağım. Ancak bu tavır yasanın tümüne karşı olduğum anlamına gelmemelidir. Tabii ki yasanın değiştirilen ve yeni eklenen bazı maddelerinden hoşnut olduğum vakidir. Örneğin: Anayasanın 10. maddesine eklenen ‘Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.’ fıkrası bunlardan bir tanesidir. Ayrı olarak oylansa helalinden evet derim.
Bizim hal koylamamız dünya literatüründeki halk oylamalarına benzemiyor. Çünkü dünyada halkoylaması denince yalnızca bir konuda kabul ya da ret görüşlerinin alınması söz konusudur. Bizde ya hep ya hiç taktiği uygulanmaktadır. Bir tepsi üzerine çeşit çeşit yemekler sıralanmakta, bunların ya hepsini yiyeceksiniz, ya da hiç birine dokunmayacaksınız denilmektedir. İyi ama bu yemeklerden bazıları beni zehirler niteliktedir.
Anayasa değişiklik paketine dönecek olursak: Özellikle 16 ve 22. maddeler …. Bu maddelerin getirdiği Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun üye atama şekilleri asla kabul edilemez niteliktedir. Bu adeta rejim değişikliği getirmektedir. Kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmaktadır. Daha önce de değindik. Referandumunun yapılacağı 12 eylül gününe kadar bir daha, bir daha değineceğiz. Tüm yetkiler bir şahsın elinde toplanmaktadır. O bir kişi her zaman iktidar partisi genel başkanıdır. Bugün bu kişi Recep Bey’dir. Yarın Kemal Bey olabilir. Bizim karşıtlığımız sadece Recep Bey’e değildir. Tüm yetki hiçbir şahsa verilmemelidir. Herkes sorumluluğunu ve yetki alanını bilmelidir.
Elbette anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır. Ancak ihtiyaç olan değişiklik yapılan bu değişiklik değildir. Bugünkü değişikliğe göre: Milletvekillerini bir kişi belirlemekte (Önseçim sistemi kullanılmadığından), O bir kişinin belirlediği milletvekilleri ile yine aynı milletvekillerinin seçtiği Cumhurbaşkanı da Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun Üyelerini belirlemektedir. Yani bir kişi böylece hem Yürütme (Hükümet), hem Yasama ve hem de Yargıya hakimiyet kurmaktadır. Böyle bir idare şekli demokrasi değil, olsa olsa krallık olur ki ben de krallıkla yönetilmek istemiyorum. Kralın kim olduğu da hiç önemli değildir. İşte bu nedenle (25) maddeden oluşan Anayasa değişiklik paketine 12 eylül günü HAYIR diyeceğim.
