BU YAZIM KAFA ÜZERİNE
BU YAZIM KAFA ÜZERİNE
Sevgili kuzenim Muharip Gaziler Der. Bşk. Kabakdağı Köyü Festival Ağası Hacı Abdullah Eraslan geçenlerde yolda sağ elinde telefon konuşarak yürürken ben diyeyim 5 kiloluk siz deyin 500 gramlık bir sıva bir apartmanın yedinci katından başına düşer. Başında bere vardır. Kendisinin lisede fizik hocasına yaptırdığı hesaba göre bu ağırlık kafada 100 kiloluk bir basınca tekamül ediyor, hesabını çıkarttırmış.
Atatürk’ün ifadesine göre “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” vecizesi tezahür eder. Sağ elinde tuttuğu telefon darbenin tesiri ile pert olurken sağ el üçüncü parmakta hafif hasarlıdır. Hayır efendim sıva kafaya değil sağ omuza düştü derseniz yanılırsınız çünkü sol göz altı da morarmıştır. Yani sıva tam kafaya orta ortaya isabet etmiştir. Şöyle bir hocanın kafayı nazar ettim, baktım mübarek italyan Ferrari otomobillerin tavanı gibi pırıl pırıl. Tek çizik bile yok!!! Kaliteye dikkat!!!
Bunu neden yazdım? Memleket fiziki olarak kafa görsün. Kafa Gürcü kafası olduğu için dayanıklı ve kavi ( araya bir gürcü lafı sokmasam çatlarım). Aynı zamanda içi sıkı sıkıya bilgi dolu. Bir de mecliste ben bakanım, ben vekilim diyenlerin ne kadar............ ( burayı istediğiniz gibi doldurabilirsiniz) kafalı olduğufnu anlayalım. Bu sıva onların kafasına düşse cof diye ses çıkar. Boş teneke giibi içeri göçer o kafaları. Bu boş kafaları ile bizi kandırmaya çalışıyorlar. Biz sanki onların çakma kafa olduğunu anlamıyoruz. Yani kafayı omuzlarının üzerinde aksesuar olarak taşıyorlar demek istiyorum. Örnekliyorum: Ve sizin izan ve anlayışınıza bırakıyorum.
SENARYOLAR
Ben bu yaşıma geldim bu kadar sansasyonel meclis, hükümet ve basın görmedim. Sağolsun vekiller T.B.M.M’sini Kore meclisine çevirdi. Bunlarıda gördük. Sağolsunlar hergün uyduruk bir gündem ile basın ve hükümet sansasyon yaratıyor. Anlatacaklarım kafa ve düşünce mantalitesiyle ilgilidir.
BALYOZ HAREKATI
Birileri 1. Ordu komutanı gizli bölümünden ele geçirdiği yıllar önceki gizli toplantı bilgi ve ses kayıtlarını Taraf gazetesine ( veya başka yere ) servis ediyor. (Sen birinci ordu’ya gir de bir kasatura çıkar da görelim.) Efendim generaller hazırladıkları plana göre ( Fatih Camiini bombalayacak, kendi uçağını düşürecek, 200 bin kişiyi stadlara dolduracak bu ayrı bir saçmalık) AKP’yi devirecek. Tarih 2002,kardeşim AKP henüz hükümet olmuş ne kötülük yapmış da onu generaller cezalandıracak. Sonra % 47 oy almış bir hükümete bu hareketi çekmek sıkar biraz. Burası Muz Cumhuriyeti değil.
Sonra ne oldu? Olayın kahramanı Org. Çetin Doğan, olayın doğru olduğunu ama sonuçta bunların senaryo olduğunu TV de açık oturumda anlattı. Peki ne oldu? olay bitti. Benim Amiralim Bülent Işın Paşa’da o zamanların DENİZ KURDU 1 tatbikatının senaryosunu hazırlamıştı. Senaryoya göre Yunanlılar, savaş gemileri ve uçaklarıyla Ege’ye hücum ediyor. Buna Türk savaş gemileri müdahele ediyor. Aynı film gibi olaylar bir senaryoya göre yazılıyor, Ege Denizi’nde gerçekmiş gibi savaş gemileri çarpışıyormuş. Bunlar yarın olabileceklerin provası. Ama adam da kafa basmazsa aha da Ege Denizi’nde savaş çıktı diye yazar. Bu da model bir kafa!!!
KARŞI SENARYO YAPIYORUM.
Senaryo deyince adamlar kendine göre hemen yorum yapıyor. ( Ayışığı, kafes, balyoz vs. ) Geçenlerde gazetelerde bir senaryo vardı. 10 yıl sonra İstanbul’da olabilecek deprem senaryosu buna göre ( ben bir suçlama yapacağım) şehrin % 20 binası yıkılacakmış. İstanbul’un % 10’u depremde ölecekmiş. Enkaz altında kalanlara ancak 72 saat sonra ulaşılacakmış. Yollar dar, köprüler ve üst geçitler güçlendirilmediği için yıkılacak, dar yolları yıkılan binalar kapatacak ve yaralılar hastaneye yetiştirilemeyecek vs. vs. Sonuçta bunu bir kurum yapıyor. (ordumuzunki de böyle bir senaryo) Ben şimdi AKP halkı korkutup, AKP’li müteahhitleri (araya birkaç isim koyup) zengin etmeye çalışıyor desem ne olur? Yalandan gündem yaratmış olurum!!! Bu yorumumu yalandan gündem yaratan kafalara ithaf ediyorum!!!
PEYGAMBERLİK MESELESİ
3 yıl önce Manisa AKP başkanı gaza gelmiş, haddini aşan bir laf etmiş. Sn. Başbakanı methederken peygamberlik lafı etmiş olabilir, onun düşüncesi. Ne olduysa çarşı karıştı, meclis kore meclisine döndü. Dövüş, kavga, niza 40 kişi iki kişiyi ayıramadı. Mesele; eski bakan O. Durmuş neden bu konuyu meclis kürsüsüne taşıdı. Aklı sıra AKP ile kafa yaptı. Yeni bakan Recep akdağ: “İn ulan oradan terbiyesiz” dedi ve ceketini sıyırdı. O. Durmuş senin baban terbiyesiz dedi. (Halbuki Recep akdağ’ın babası terbiyesiz değil! emekli memur) Aslanlarım benim; Hem profesörler, hem bakanlar... Mecliste milletin önünde yaptıklarına, konuştuklarına bakın. .......... kafalı değiller mi?
TÜRBAN OLAYI
Yine meclis kürsüsünde absurt bir türban olayı. Emine hanım, sanatçı Nejat Uygur’u GATA’da ziyaret etmeyi planlıyor. (2,5 yıl önce) Nejat Uygur’un eşi –Hanımefendi lütfen gelmeyin, sizi GATA’ya sokmayacaklar diyor. Ben inanmıyorum. Başbakanın hanımı GATA’ya gelecek de onu içeri almayacaklar. SIKAR biraz!! Başbakanın eşi olmasın, normal Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi olsun, yine sıkar. Tayyip bey külhanbeydir, öyle cart curtu yemez. O hastahaneyi kafalarına geçirir.
EKONOMİK KRİZİN DİNİ BOYUTU
Bu krize kim sebep olduysa islama ve islam dünyasına hocalardan daha fazla faydası olmuştur. Allah, gavur da olsa onlardan razı olsun. Geçen hafta Cuma günü (Diğer günlerde farklılık hissediliyor) Kurtuluş Camii zemin kat full, 1. Kat full, üst kat full çekiyor. Bu millet mi imana geldi yoksa gürcüler mi iman tazeliyor anlayamadım..!! Cami istihap hedelini aşmış vaziyetteydi. Böyle durumlar için bir gürcü atasözü vardır. ZOGİ CİRİ MARGEBELYA, Türkçesi Bazı zorluklar iyidir!!! Mealinde. Bu durumu Orta camii cemaati H. Basri Dağlıoğlu’na sordum şu açıklamayı yaptı: Vatandaşın meyhaneye oturmaya gitmeye parası yok, gitse de içeride sigara içmeye izni yok. Kahveye gitse durum aynı ama camiye gitse sigaraya müsade yok ama oturmak için para isteyen yok. Sıcak ve nezih bir cami ortamı vatandaşı oturmaya cezbediyor.
Gürcistan ruhani lideri İlya Mevore de aynı durumda, fakirlikten millet kiliseye sığınıyor dedi ve şunu ekledi ama olsun: COPS SİSOSLEKA NAZRAHASA. SİKTİLİ SAHOLVANİYA. Yani, insanın imansız yaşamasından, imanlı olarak mezarda olması hayırlıdır. Yorumu size bırakıyorum...
KRİZİN EKONOMİK BOYUTU
Geçen televizyonda bir haber vardı. Yağsız, kemiksiz etin fiyatı 40 TL olmuş. Bunu duyan Sarı Selami ve Kiski Mahmut kafayı çalıştırmışlar. Mandrada yılkı olarak bırakılan 9 adet eşek ile bir adet topal atı bir gece limanda gizlice Kiski Mahmut’un kayığına yükleyip adaya getirmişler. Bıçak, satır, et tahtası hazır. Tam icraat başlayacak Sahil Güvenlik Komutanı Üst. Oğuz gürlemi; durun kimsiniz diye. Kiski Mahmut selama durmuş. (bahriyeli ya) Komutanım 9 eşek 1 topal at ve arkadaşım Sarı Selami ile emir ve görüşlerinize hazırız diye cevap vermiş. Komutan ne yapıyorsunuz deyince Kiski Mahmut bu atı ve eşekleri adaya otlatmaya getirdik demiş. Komutan yutar mı, ot nerede lan diyen komutana Kiski, ben anlamam. Arasınlar, bulsunlar. Benden insanlık bu kadar demiş!!! Sarı Selami akıllı çocuk, aynı zamanda dürüst (ve gürcü) Komutana olayı itiraf etmiş. Komutanım ekonomi kötü olduğu için ekonomiye katkı olsun diye bu eşekleri ve atı, gördüğünüz steril ortamda; adada kir yok, mikrop yok tuzlu ve karadan uzak bir ortam. Bu tek toynaklı hayvanları AB normlarına uygun olarak kesip kilosunu kemiksiz 4 TL’ye kebapçılara satacaktık. Kemikleri de adanın arkasındaki köpekbalıklarına atacaktık. Geri kalan işkembe ve sakatatları olduğu yere bırakıp martıların ve kargaların beslenmesine yardımcı olacaktık der. Tabi komutan bu gürcü palavrasını da yutmaz ve siz bu atları aldığınız yere götürün, 15 gün orada yayın diye ceza verir. Siz minibüsle sanayiye giderken mandranın ortasında at ve eşekleri yayan iki kişi görürseniz bunlar Kiski Mahmut ile Sarı Selami’dir.
Yazımıza Abdullah Eraslan ile başladık onunla bitirelim;
Hacı Abdullah Eraslan yolda gördüğü AKP’li bir arkadaşına; AKP iktidara geleli gökten taş yağmaya başladı demiş.
- Arkadaşı; AKP zamanında gökten düşen taşlar düşeceği yeri bilir demiş.