•İstanbul’da Hayvan bakım evinden aldığı 4 köpeğe gözü gibi bakan Uğur Hazinedar’ın, “Eğitim konusunda uzmanlaştım. Fatsa’ya gelince boşta gezen ne kadar köpek varsa hepsinin bakımını üstleneceğim.” dediğini,

***•***

• “Çambaşı Yaylası’nda aklım kaldı.” diyen Sayim Altınbey’in, “Uludağ’a gitmeye gerek kalmadı. Gözümüzün önündeki yeri iyi değerlendirmek gerekir” dediğini,

***•***

•Eşinin uygulattığı diyetten sonra 20 yaş birden gençleşen Ekrem Seri’nin, “Amacım özel formülle bir 10 yaş daha geriye gitmektir” dediğini,

***•***

•Ani akıl boşalmalarından dolayı sıkıntıya düşen Mahmut Talay’ın, “Bütün kompenselerimi Tahir Olcay’dan aldığım için kendimi çok mutlu hissediyorum” dediğini,

***•***

  •Torunu Süleyman Alp’i yanından hiç ayırmayan Süleyman Çürüksu’nun , “ Torun sahibi olmanın mutluluğunu tüm dostlarımın yaşaması amacıyla   taktik veriyorum. “ dediğini,

***•***

•Suratı asık kişilerden hiç hoşlanmam diyen Kenan Aşan’ın, “Gülüp, gezip, dolaşmak varken, insanlar neden suratlarını asarlar anlayamıyorum” dediğini,

***•***

• İstanbul’da Çiçek Pasajı’nda 45 yıllık arkadaşlarıyla bir araya gelen Mehmet Yıldız’ın, “ Eski dostlarımızla bir arada olmanın büyük keyfini yaşadık. Ortak nokta çok olunca zaman  su gibi aktı. “ dediğini, 

***•***

•Birbirinden güzel yaptığı  saç modelleriyle gelinlere ayrı bir güzellik veren  kuaför Nagihan Takıcı’nın, “İşimi en iyi  şekilde yapmanın haklı olarak gururunu yaşıyorum. Yeni işyerimde de aynı doğrultu da hizmetimi sürdüreceğim ” dediğini,

***•***

• Yoğun iş temposu arasına inşaat işlerini de sıkıştıran RecepR00;Ali Mutlu’nun son zamanlarda yoğunluktan kimseyle görüşemediğini, 

          ***•***
•Çamaş ağası Gündüz Çamaş’ın, “Bu sene  fındık para etmedi, ben de topladığım fındıkları eş, dost, hısım, akraba ve tüm dostlarıma dağıtmaya karar verdim” dediğini,

***•***
•Dolunay Restoran müzisyenlerinden Ümit Bahtiyar’ın,’ Misafirlerimizin isteğine göre repertuarımı düzenli aralıklarla yeniliyorum. Müşterilerimizin memnuniyeti her şeyin üzerindedir’dediğini,

***•***
•Havaların bir sıcak bir de soğuk gitmesinden dolayı hastalanın Atilla Ekser’in, “Bu nasıl iş anlayamadım. Kalın giyinince, sıcaklıyorum. İnce giyininice de üşüyorum. Sonunda da hasta olup yatağa mahkum oldum” dediğini,