FATSA'DA SİYANÜRLE ALTIN ÇIKARILACAK
FATSA’DA SİYANÜRLE ALTIN ÇIKARILACAK
Halk feryat ediyor. Tehlike geliyorum diyor. Ordu’yu parlamentoda temsil eden vekillerden tık yok. Onlardan fazla bir şey beklemiyoruz; ama bu olaylar sırasında kendilerine oy veren veya vermeyenlerle beraber tavır almalarını bekleriz.
Başka ülkelerde bu iş nasıl yapılır bilmem; ama Türkiye’de nerede yapılmışsa yapılan yerde doğa büyük tahribata uğramıştır. Bu siyanür işi herkesin kafasını kurcalıyor. Siyanürün buharı 20 Km karelik alanda tüm canlıların ölümüne yol açıyor veya kanser gibi hastalıkların ortaya çıkmasına sebep oluyormuş. Bugünkü vekiller bu bölgeden % 50’nin üzerinde aldıkları oyla parlamentoya girdi. Kendilerini parlamentoya gönderen seçmenin feryadını duymamaları ilgisizliklerindendir; ama bir yıl sonra seçim var. Bu konuyla ilgili cevapları nasıl verirler bilmem…
Bu doğa tahribatını Bolaman’da yapılan HES ile gördük. O coşkun coşkun akan Bolaman Irmağı tüm gücünü kaybetti. Sırada yapılacak başka HES’ler var, onlar da yapılınca muhtemelen Bolaman Irmağı ölür.
Bu HES’çiler, SİYANÜRCÜler hepsi kurnaz tilki. Sırtlarını kanunlara dayamışlar. Onlar para için insan hayatını hiçe sayıyorlar. Hepsi olmuş KURNAZ TİLKİ, tahribat yapacakları bölgede yaşayan insanları KAZ sanıyorlar. Ama unutmasınlar ki, HİÇBİR KAZ TİLKİYİ TANIMAYACAK KADAR APTAL değildir.
Sistem kurulduğunda bölgedeki yaşam alanlarında, yeraltı sularında tehlike yaratacak. Fatsa dışında yaşayan Fatsalıların da bu konuda duyarlı olmaları, sessiz kalmamaları lazım. Sonuçta cenazeleri Fatsa’ya gelecek. Mezardaki cesetleri bile siyanürden etkilenir.
Şimdi biz siyanür konusunu yazdık diye bu iş durur mu? Bana göre durmaz. Neden? Toplum tavuk olmuş. Önüne yemini koyuyorlar, arkasından yumurtasını çalıyorlar. Tavuğun haberi yok!
BU SİYANÜR İŞİNE BİR DE BAŞKA
AÇIDAN BAKALIM
Bu firma bölgede altın arama sondaj işine on beş yıl önce Dolunay’dan şimdiki şantiye alanına ( Bahçeler köyü ) kadar sondaj çalışmaları yapmış, ÇED raporunu almış ve çalışmaya başlamış. Bu çalışmalar protestolarla, yürüyüşlerle durdurulamaz. Bu firmaya bölge halkının avanak (KAZ) olmadığını göstermesi lazım. Bu iş nasıl olur?
Belediyenin yer altı sularıyla beslenen şehir şebeke hattını oradan kaldırması lazım. Bunun masrafını da firmaya yüklemesi gerekir. Orada yapılan dinlendirme havuzlarının suyunun derelere karıştırılmasını sağlaması lazım. Siyanürün ayrıştırma sırasında buharlaşmasının tedbirini alması lazım. Bunun için de bu işten anlayanların yürüyüş ve protestodan sonra bir ekip kurup sivil denetim grubu kurması lazım. Bu saatten sonra yapılabilecek pek fazla bir şey yok.
GELİN ATA BİNER YA KISMET DER.
Vekil helikoptere biner, “ Manzara güzelmiş” der. Bunu niye yazdım? Seçimler yaklaşıyor, beş yılda pek bir şey yapamayan vekiller çevre yolundan, limanın uzatılmasından vs. şeylerden bahsediyorlar. Yerel gazeteleri ziyaret ederek, “ Efendim, Fatsa çevre yolunu yapacağız, bir helikoptere binerek çevre yolu güzergâhını tespit edeceğiz. “ diyorlar. Gazeteler de bu söylemleri haber yapıyor. Vekile, “ Bu yol konusunda bilgi ve birikiminiz var mı? “ diye sormuyorlar. Helikopterden 150 metre yükseklikten nerede rampa, nerede viraj olacak, yolun eğimi ne olacak?” nasıl karar verecekler? Laf ola torba dola…
Bu yol güzergâhı eskiden tespit edilirken EŞEKLERDEN yardım alınırdı. Görevliler yol geçecek güzergâhın önüne bir eşek katarlardı. Eşek içgüdüsü ile insanların hangi eğimi çıkabileceğini hangi eğimden inebileceğini anlardı. Eşeği takip eden görevliler, eşeğin geçtiği hat üzerinden harita çizer ve yol geçirirlerdi.
Hazır yeri gelmişken konuyla ilgili bir fıkra anlatayım.
1950'li yıllarda Türkiye'de yol güzergâhını belirleyecek alet ve eleman yokmuş..
Türk mühendisler eşeği yokuşa sürüyor, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış.. Misafirleri olan Amerikalı mühendis pratiği kavrayamamış ve sormuş,
- Ne yapıyorlar böyle?
Türk mühendis cevap vermiş,
- Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.
- Anlayamadım?
- Eşek rampayı en uygun yoldan çıkar, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz..
Amerikalı katılarak gülmeye başlamış.. Yatışınca da sormuş,
- Peki eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Türk mühendis bozuntuya vermeden cevap vermiş,
- Amerika'dan mühendis getirtiyoruz..
Günümüzde ise her bölgenin sayılamayacak kadar çok haritası var. Bu coğrafi haritalarda eğimler, tünel yapılacak yerler belirtilmiştir ve hepsi bilgisayara yüklenmiştir. Vekilin dediği gibi havadan helikopterle bakıp, yol güzergâhı tespit edilemez. ( Edilse bile bu görsel bir olaydır. )Sonuç olarak vekil bir şey yaptığını söylüyor. Ama bizler bir şey söylemediğini, havanda su dövdüğünü anlıyoruz. Haberleri olsun diyorum…
BÜLENT ERKLİ
Bülent Erkli geçen gün küçük bir rahatsızlık geçirdi. Kendisine geçmiş olsun demek için defalarca benzinliğine gittim, kendisini göremedim. En son iki gün önce benzinliğe giderken kendisini gördüm. Koltuğunun altına gazeteleri sıkıştırmış bir yere gidiyordu. Korna çaldım, eliyle gelme işareti yaptı ve yoluna devam etti. Bülent’in bu esrarengiz hareketinin manasını çözemedim ve size soruyorum.
Bülent Erkli koltuğunun altındaki gazetelerle nereye gidiyordu?
a-Sakin bir yere gazete okumaya,
b-Gazeteleri bir yere koymaya,
c-Helada rahat gazete okumaya,
d-Hiçbiri
Bu konudaki test sorularının cevabını bekliyorum.