LAZ KAMİL ATM’DEN PARA ÇEKERKEN YAKALANDI..!!!
Diyeceksiniz ki, Laz Kamil kim? Kamil abi Fatsa’nın nüfusu onbin olduğu yıllarda, yani altmış sekizlerin şık giyinen yakışıklı delikanlılarındandı. İstanbul’da Üniversite okuduktan sonra oralarda kaldı.
Okurken mali açıdan biraz kırıktı; ama aşırı uyanık olduğu için bunu pratik yoldan aşıyordu. Kendi parası olmadığı için o yıllarda Fatsa’ya gelemiyordu; ama hangi talebe arkadaşı Fatsa’ya giderse dönüşte o arkadaşının evine hoşgeldin’e giderdi. Arka cebinde muhakkak bir deste iskambil kağıdı olur, hemen kareyi kurar, yancısı da rahmetli Yavuz Akar ağabeyimiz olurdu. Fatsa’dan gelenin parasının bir miktarını söğüşlerdi. Eğer kağıt oynatamazsa ikna gücü çok yüksek olduğu için paranın bir kısmını geri verilmemek üzere ödünç alırdı. Burada duralım.
Geçen gün Kamil abi İstanbul’da ATM’den para çekerken telefonu çalar. Telefondaki arkadaşı Mustafa’dır. Kamil abi, “ Mustafa, ATM’den para çekiyorum, beş dakika sonra seni ararım !! “ der. Mustafa o ara hemen Kadir Yurtnaç ile Şefik Yerebasmaz’ı arar ve, “ Laz Kamil şu anda ATM’den para çekiyor 1968 den kalan alacağınızı hemen isteyin” der.
Kamil abinin telefonu çalar, telefondaki ses “lan Kamil eskiden kalan 250 TL borcunu ver” der. Arayan Kadir Eraslan’dır. Kamil abi şaşırır, sağa sola bakarak telefonu meşgule alır.
Az sonra telefon yine çalar başka bir numara aramaktadır. Telefonu açar telefondaki ses “oğlum Kamil ben Şefik, ATM’den para çektin, borcunu versene lan” der. Kamil abi telefonu yine sessize alır, sağa sola bakar, kalabalığa karışır.
Kamil abinin bir saat sonra aklı başına gelir Mustafa’yı arar. “Ulan bu puştluğu bana sen yaptın!!! yüreğime indirdin puşt !! “ diye serzenişte bulunur. Bugün Türkiye’de bankaları hortumlayan adamların, Kamil abinin ATM’den kendi parasını çekerken başına gelenler gelmemiştir.
Bu olay aynen yaşanmıştır. Bu yazıyı Kamil abi gibi Fatsa dışına savrulmuş gerçek Fatsalı gençlerin adını anmak için yazdım..!!!
ATATÜRK’ÜN HATASI
Osmanlının son yıllarında Osmanlı sınırları daralırken ülkeler arasında mübadeleler olmuş. Mesela Yunanistan’dan Selanik’ten Türkler İzmir’e gelmişler. Ege’de yaşayan Rum asıllılar Girit adasına gitmiş. Girit’te yaşayan Türkler Anadolu’ya gelmişler. Karşılıklı yer ve insan değişimi olmuş, buna eski dilde mübadele denir. Atatürk, bu mübadele sırasında karşı devlete adam gönderemediği zaman adam yerine iki eşek gönderirmiş.
Burada duralım.
Geçen gün bir spor salonunda bir toplantı yapıldı. Oradaki bir grup Atatürk’ün duvardaki posterini yere indirip üzerinde eşek gibi tepindiler. Demek ki, Atatürk yeteri kadar eşek gönderememiş. Bunun sonucunda geri kalanlar Atatürk’ün posteri üzerinde tepinip eşekliklerini gösterdiler..
KABAKDAĞI’NDA TURİZM !!!
Kabakdağı turizm alanında yaptığı çalışmalarla Ordu’nun turizm kataloğuna girmiştir. Dolayısıyla bölgede köyü merak edenler Kabakdağı’na arabasıyla gelmektedirler . Gelenler “Ne var Kabakdağı’nda bizim köy daha güzel” diye sitem ediyorlar!! Bu sitemde bulunan arkadaşlarımız turizmi bilmiyorlar.
Bunlar arabalarına atlayıp Bodrum veya Marmaris’in ana caddelerinden geçseler etrafta bulunan bina ve otelleri görürler. Kabakdağı’ndan geçerken de ağaçları, eski evleri görürler. Marmaris’e tatile gitmek, caddeden geçmek değildir Oralarda otellerde ve turizm bürolarında çeşitli animasyon ve turlar vardır, onlara katılmak gerekir.
Kabakdağı’nın OKSİJEN TUR adında bir turizm bürosu var. Bu kataloğu alıp oradaki etkinlikleri bilmeleri lazımdır. Kabakdağı’nda sekiz E. Otell (ev otel) Sarı Tur diye de bir etkinliği vardır. Bunları bilmek lazım. Öyle Kabakdağı’na otomobille gidip gelmek turizm değildir.
Kabakdağı Köyü Ordu’nun marka kent portalına girmiştir. Resimleri ve özellikleri buraya kaydedildi. Tüm turizm şirketlerine bu katalog sekiz dile çevrilip gönderilecek. Turizm uzun soluklu bir oluşumdur. Öyle bir kaç günde hayat bulmaz. Geniş ve uzun vadeli düşünmek gerekir.!!!
FRANSIZ
CUMHURBAŞKANLARI !!
Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı “Hollande” Türkiye’de Cumhurbaşkanını ziyaret etti. Türkiye’ye Hukuk sistemini erklerin ( yürütme, yasama, yargı ) ayrımını görüşmek için geldiğini söylüyor; ama ben inanmadım. Bu Fransız Cumhurbaşkanları çok zampara oluyor. Daha önceki başkan Şarkozi başkan olur olmaz hanımını bıraktı sevgilisini saraya alıp, evlendi.
Yeni başkan Hollande’de aynı yolu takip etti ve sevgilisine yöneldi. Sarayda olan hanımı bunu duydu ve sarayı darmadağın edip üç milyon Euroluk zarar verdi. Zor durumda kalan başkan Hollande hemen tedbir almaya çalıştı.
Herhalde bir Türk Gazetesi’ndeki haber onun dikkatini çekti. Haber şöyle BADE İŞÇİL adlı bir artist “sessizce hamile kaldım” diye bir röportaj vermiş. Muhtemelen Fransa Cumhurbaşkanı Türkiye’de bu artistle görüşecek ve “ bu işi nasıl becerdin? ” diye soracak…