UĞUR MUMCU
"Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur.
Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki "cesur bir kez, korkak bin kez ölür". Önemli olan, insanın böyle bir toplumda "mezar taşı" gibi suskunluk simgesi olmamasıdır." Der,: Uğur Mumcu....
Ölümünün üzerinden 21 yıl geçti Uğur Mumcu’nun..Halen aydınlanamayan, neden ve kimlerce öldürüldüğü bilinmeyen bir faili meçhul olarak kaldı..Binlerin sel olup aktığı, uğurlar olsun dediği cenaze töreninin üzerinden 21 yıl geçti. Bu 21 yılda neler oldu güzel ülkemde...
“Her dönemde ezenden, yönetenden ve güçlüden yana olmayı hüner sayanlar vardır. Bütün baskı yöntemleri, bu gibi insanları birer kerpeten, birer maşa, devrimcilerin boynuna dolanan bir ip gibi kullanır. Sonra, bu baskı yönetimini yıkan güce araçlık ederler aynı insanlar. Baskıya boyun eğmeyen, gelen geçen yönetimlere maşalık etmeyen, içinde insanlık onurunu bir değişmez hazine gibi saklayan insanlardır, çağlarına ve toplumlarına yakışanlar.
Ellerini kana bulayanlar, içlerindeki korkuların mezar taşlarıyla yaşayanlar, aynı adaletsizliğin ve aynı suçun ortaklarıdır hep birlikte... Gözlerin açıksa göreceksin. Kulağın sağır değilse duyacaksın. Ellerin kesik değilse uzanacaksın!” (1975) demiştir Uğur Mumcu...
Oysa hiç bu kadar suskun olmamıştı bu toplum. İnsanlar yönetenden ve güçlüden yana olmayı hiç bu kadar marifet saymamaıştı. İnsanlık onuru hiç bu kadar yok sayılmamıştı. Baskılara boyun eğmeyenlerin, kendilerine atfedilen suçlarla, ne suç işlediği belli olmadan cezalarını çektiği, suç işleyenlerin bu suçları kılıflarına uydurduğu, göz göre göre, duya duya ihanetin ve karşı çıkmanın bedeli hiç bu kadar ödetilmemişti.
“Kanıtlanan bir başka gerçek de ‘hukuk devleti’ sisteminin vazgeçilmez varlığı ve önemidir. ‘Hukuk devleti’nin zedelendiği her ülke kargaşalarla, zorbalıklarla, diktatörlüklerle karşılaşmak yazgısı ile karşı karşıyadır. Hukuk devleti, bireylerin olduğu gibi, sendikaların, partilerin ve kurumların ortak güvencesidir." (1981)
Onbir yıl önce; Uğur Mumcu’nun katledilişinin onuncu yılında, Güldal Mumcu evlerinin önünde yapılan anma töreninde şöyle söylemişti: “İnsanoğlu, aklı erdiği günden beri gerçeklerin peşine düştü. Kendi gerçekliğinin, dünyanın gerçekliğinin, evrenin gerçekliğinin. Bulduğu, ortaya çıkardığı her gerçek, egemen çevrelerin çıkarlarına dokunduğu anda onulmaz acılar ve baskılarla karşılaştı. Kimisi gerçeğin ardında durdu dimdik, susmadı; kimisi eğildi, sustu, adaletsizlik ve zulüm yol aldı sessizlik üstünde…
Bu ülkede de gitgide yol almakta zulüm sessizlik içinde....