KAMU MALINI TALAN ETME ÜZERİNE
Kamu malını yemek ahlaken çok ayıptır. Dinen de çok günahtır. Kamu malına el uzatanların peygamber efendimizin gününden bugüne kadar muntazam namazını kılıp, islamın şartlarını yerine getiren insanların da arasından çıktığını görüyoruz.
Hayber Savaşı sırasında peygamber efendimizin üzerine gelen düşman okunu gören sahabi, göğsünü o oklara siper etmiş ve peygamber efendimizin ayakları dibinde can vermiştir. Bunu gören diğer sahabiler gıptayla adama bakıp peygamber efendimize, “ Ya rasulallah ne güzel !! Sahabi ayaklarınızın dibinde şehit oldu” der..!! Peygamber efendimiz, “ hayır o şehit değil. Şu anda tam cehennemin ortasına düştü!! “ der.
Ve devam eder. O beytül maldan (kendisine emanet edilen devlet parasından) kendisine bir kumaş elbise aldı. Bunlar zalimdir, melundur. Bunların cenaze namazı kılınmaz der ve o sahabenin de cenaze namazını kılmaz. Kamu malını talan etmenin ne kadar günah olduğunu bilmem anlatabildim mi?
En son yaşananları gördük. Büyük işadamları, banka genel müdürü, bakan çocukları böyle bir işe karıştılar. Bunlar cehennemi, toprağın altını bilmezlermi? Ne demişler adam olacaksan, hem toprağın altında hem de üstünde adam olacaksın.
BUNU SÖYLEMESİ GEREKENLERE SÖYLÜYORUM.
Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı’nın beş katrilyon lira ödeneği var. Başkan basında sarık, sırtında krem renkli süslü cübbesi ile orta yerde dolaşıyor. Kah camide, kah Cemevi’nde veya beş yıldızlı otellerin toplantı salonlarında. Bazen de kandil gecelerinde TV’ye çıkıp tırı vırı şeyler anlatır. Sorarım, oraya çıkıp kaşlarını çatıp, kamu mallarını talan edenler zalimdir, melundur. Bunların yeri cehennemin ortasıdır, bunların cenaze kılınmaz diyebilir mi? diyemez, derse yerinden olur. Ama kamu mallarını talan eden için bir hüküm varsa bunların suçunu söylemeyenler için “İlmini saklayan alimin mahşerde ağzına ateşten gem vurulacak” diye de bir hüküm vardır..!!
KAMU MALLARININ BAŞKA BİR HALİ
Kamu malını talan etmenin bir başka yolunun da Hakan Şükür gibi bir örneği var. Piyangodan çıkar gibi milletvekili oldu. Vekilliği süresinde TBMM’ye hiç bir katkısı olmadı. Ne meclis kürsüsünde görüldü ne soru önergesi verdi ne de bir kanun teklifi. Her hafta spor proğramında hazır bulunurken mecliste görülmedi. Yapılması gerekeni yapmadığı halde vekillikten binlerce lira maaş alıyor. Vekilliği bitincede yine maaş alacak. “Ölümünden sonra bile ailesi bu maaşı alacak” Sorarım bu aldığı para kamu malını talan etme değil midir? Bu aldığım para helaldir diyebilir mi?
MENFAAT UĞRUNA DEVLETİN VERDİĞİ GÖREVİ KÖTÜ KULLANANLARA
NE DEMELİ?
Profesör Türkan Saylan ölüm döşediğinde iken evi basıldı. Maddi yardımda bulunduğu öğrenci kızlar fişlendi. Hatta bu kızları Ergenekoncu genç subaylar ile buluşturuyor diye suçlandı. Bu suçlamayı yapanların vicdanı rahat mı?
Bugün dağlarda (Güneydoğuda) şehirlerde uzun namlulu silahlarla dolaşarak teröristlere göz yumarken, Emekli Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ Paşa’yı terör örgütü kurmaktan hapse atanlar vicdanen rahat mıdır?
Veya Türkiye’nin nüfusu beş yılda 4 milyon artıyor ama seçmen sayısı 12 milyon artıyor. Bu nasıl oluyor? diye merak etmeyen görevlilerin vicdanı rahat mı? “Bu örnek çok daha artar.”
SARI CEVAT’I (ÇAPKIN) KAYBETTİK
Cevat Abi’nin adının geçtiği ortamda futbolculuğu akla gelir. Kendisi farklı bir futbolcuydu. Orta sahadan aldığı topu hızla rakip kalaye kadar sürer, orada altıpasa girer. Kaleci ile karşı karşıya gelir, altı pastan topa bir hışımla vurur. Top fizik kurallarına karşı gelir ve üstten auta çıkar. Bu olay futbol sahalarında pek görünmez, Cevat abiye mahsus bir harekettir.
Bu olaya rakip takımdan kimse gülemez. Kendi takımından kimse kızamaz. Sahadaki herkes bu olay normalmış gibi davranır. Neden? Çünkü Cevat abi sahaya çıkarken konçunda bir Sürmene bıçağı hazır durmaktadır. Dünyada hiç bir futbolcu, Cevat abi gibi konçunda bıçakla sahaya çıkmamıştır, tarih böyle bir olayı yaşamamıştır..!!
Cevat abimiz sahada böyleydi ama maç bitince sessiz, sakin bir insandı. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Fatsa dışında yaşayan eski Fatsalılara da haber veriyorum..!!
Cevat Abi’nin geleneğini futbol hayatında hiç gol atmayan Şevket Ömeroğlu devam ettirmiştir. Onu da 15 yıl santrafor oynayıp futbol hayatı boyunca sadece bir gol atabilen Yılmaz Gürol takip etmiştir..